Samsun Haber
Giriş Tarihi : 31-08-2012 10:53   Güncelleme : 31-08-2012 10:53

Nevzat hoca’nın istanbul’dan tavsiyesi ağbi bu yazıyı oku;

Ciddî bir Türkün not defterinden

Nevzat hoca’nın istanbul’dan tavsiyesi ağbi bu yazıyı oku;
Ben hiç şiir okumam.
Ciddî şahıslar öyle şiir gibi gayrı-ciddî işlerle uğraşmazlar.
Onun için ben de ihtiyaç hissetmem.
Çok nâdiren hissedersem oturup onu da kendim yazarım, olur biter.
Çünki arayıp da matlûba muvâfık olanını bulmak zahmetli mesele.
Diyelim ki nasıl olduysa oldu, hissî bir şiire ihtiyaç hissetdiniz.  Her türlü bahse girerim ki bulana kadar göbeğiniz çatlar, ananızdan emdiğiniz burnunuzdan gelir.
Meselâ şiir taharrî motorunuzda “hissî” tuşuna bastınız mı garanti şöyle bir şey çıkar:
“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik!”
Ama, Birâder, ben hissî demişdim?
“Vur pençe-i Alî’deki şemşîr aşkına!”
Oooğlum, Türkçe konuşuyoz, diy mi? Hissî, hissî!!!
“Anneler, dindiriniz gönlünüzün yasını!
Düşman kanıyla sildik palamızın pasını!”
Tabii bu durumda artık ümîdimi kaybederek ben de havaya girerim:
“Zafer çok uzaklarda, yollarsa pek bir ıssız;
Herkes yanına alsın lütfen sefertasını!”
Kısacası böyle yabancı birinden âriyeten edinilmiş bir tenâsül organıyla zîfaf gecesini idrâk edeceğinize oturur kendi şiirinizi kendiniz yazarsınız!
Ne demiş şâir:
“Kendi şiirini otur kendin yaz!
İşte kâğıt işte kalem işte saz!
Sen istesen rüzgâra hükmedersin;
Sana değil dünyâ evren bile az!”
Başkasına sipâriş vermek de o kadar akıl kârı değil. Yok orası okunaklı olsun, şurası dokunaklı olsun, hüzün kısmına yarım porsiyon daha ilâve et, ihtiras tarafının kenarından biraz al filan diye uğraşacağınıza, dedim ya, oturur kendiniz yazarsınız, sen sağ ben selâmet...
Kimseciklere de müdâna’a etmemiş olursunuz.
Yâni kimsenin karşısında kendinizi alçaltıp küçük düşürmemiş olursunuz. Daha ne?
Şimdi muhtemelen diyeceksiniz ki durup dururken bu şiir lakırdısı da nereden çıkdı?
Aslını ararsanız benim de aklımdan bile geçmiyordu. Fakat geçenlerde, hayırdır inşallah, Cennet Vatanımızın (Cenâb-ı Hakk eksikliğini göstermeye, âmîn!) nâdîde elemanlarından biri, meâlen ‘Şiir muzahrafatdır. Asıl edebiyat romandır.’ Kabîlinden bir laf etmiş. Hâşâ min gayri haddin, bu miskinin uyuşuk kanına dokandı az biraz... Sanki biri ötekine mânî imiş gibi...
Neyse, Memâlik-i Âl-i Osman’da söz hürriyeti var.
“Bütün hamâkatleri doldurup bir çuvala
Sallasaydık bir müddet ilmî bir tecessüsle;
Ya çıkardı ortaya emsâlsiz bir budala
Ya da postmodern bir Türk ki al evini süsle!”
Fesübhânallah!

Yağmur ATSIZ / STAR
adminadmin