Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 20-02-2020 13:17   Güncelleme : 20-02-2020 13:17

Öğrencilerime, Genç Kardeşlerime Mektuplar/1*

Öğrencilerime, Genç Kardeşlerime Mektuplar/1*

Büyüklerin olduğu her sohbet ortamının son yıllardaki en moda konusu olarak “gençlik nereye gidiyor” serzenişiyle başladığını görüyorum.  Gençler, sorumsuzlukla, duyarsızlıkla, ahlaksızlıkla itham edilerek “ne olacak bu gençlerin hali” şeklinde beylik cümleleri ile onları aşağılayan yaklaşımları sıkça görüyorum, duyuyorum. Eğitim -öğretim camiasının hemen hemen her noktasında gençlerin "boş" olduğu yönünde oluşan kanaatler akademisyenlerin, öğretmenlerin ve kendini genç görmeyenlerin sohbetlerini işgal ediyor. Bu türden sohbetlere ben de bazen eşlik ediyor, bazen sessiz kalıyor bazen de muktezayı hale göre tavır alıyorum.

 

Sevgili öğrenci kardeşlerim, gençler!

Aslında siz bizim aynamızsınız. Ben sizin boş olduğunuzu düşünmüyorum biz önce ebeveyn, sonra öğretmen, usta, işveren, hakeza toplumsal birer rol model olarak sizlere önce bizler ayna olduk. Sizler bize baktığınızda kendinizi gördünüz. Aslında bugün görünürde sizleri eleştirsek de hakikatte biz kendimizi eleştiriyoruz lakin onun bile farkında değiliz...

 

Sevgili genç kardeşim,

Bizlerin en büyük hatası sizi obur bireyler olarak yetiştirmekti. Sizi bilerek veya bilmeyerek her şeyin oburu yaptık. Elbette tüketim toplumunu inşa edenler de bize her türlü desteği verdi. Moda sektörü, gıda sektörü, ilaç, kozmetik vesaire tüm sektörlerin desteği ile sizi obur canavarlar haline kendi elimizle getirdik. Şimdi de "bu nasıl jenerasyon, biz de böyle miydik yok canım biz böyle değildik" gibi nice cümlelerle sızlanıyoruz. Sevgili genç kardeşim bakma bizim gözyaşlarımıza bunlar yavrularını yiyen timsahın gözyaşları.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN