Uzm.Dr.Şule Turan Akyol,”Çocukluk çağının 1-6 yaş kısmı okul çocuğu dönemi olarak adlandırılır. Bu dönem beslenme alışkanlıklarının kazanıldığı, erişkin dönem beslenmesi için temellerin atıldığı önemli bir dönemdir.
Çocukluk döneminde doğru beslenme alışkanlıkları geliştirmemiş bireylerin yetişkinlik döneminde bu alışkanlıklarını değiştirmesi oldukça zordur. Yanlış beslenme alışkanlıkların bir çok hastalığın temelini oluşturduğu günümüz bilgileri ışığında oldukça açıktır. Çocuklar üç-dört yaş civarı beslenme ile ilgili genel kuralları doğru öğrenirse takip eden zaman içinde beslenme ile ilgili kurallara daha kolay uyum gösterirler. Yeme davranışını çocuklar etraflarını izleyerek kazanırlar. Çocuğun bu öğrenme döneminde anne ,baba ,çocukla ilgilenen diğer aile bireyleri ve bakıcı işbirliği içinde olmalı ;çocuğun sağlıklı besin tercih etmesi sağlanmalıdır. Öğün zamanları aile tarafından belirlenmekle birlikte ne kadar yemesi gerektiğine çocuk kendisi karar vermelidir. Yapılan önemli yanlışlardan biri kendi porsiyonlarımız ile çocuğun porsiyonlarını eşit tutmaktır. Oyun çocukları ve okul öncesi çocuklarının porsiyonları yetişkin porsiyonlarının 1/4'ü ile 1/3 'ü arasında olmalıdır.” dedi.
Dr.Akyol,”Yemesi gereken besinler çocuğun tüketebileceği şekilde parçalara ayrılmalı, dikkat çekici, eğlenceli hale getirilmelidir. Bununla birlikte çocuk oyunla, ödülle,televizyon karşısında beslenmemelidir. Yemek yemiş olmak çocuk için bir başarı olarak değil, yaşamın normal bir gerekliliği olarak algılanmalıdır. Öğün aralarının 4-5 saatten az olması çocuktaki açlık duygusunun gelişimine engel olarak yeme isteğini olumsuz etkileyebilir. Tüketmesini istemediğimiz besinler konusunda konulan yasaklar ,özellikle ev dışında bu gıdaları daha çok tüketme eğilimine neden olabileceği için çocuklara katı kurallar konulmamalıdır. Çocuk ile iletişim içinde olmak bıkmadan nedenleri açıklamak, sorularına cevap vermek , her şeyden önce aile içinde beslenme alışkanlıklarımız ile örnek olmak uygun olacaktır. Çocuklar gözlemle öğrenirler. Ailenin sahip olduğu beslenme davranışları çocukların besin seçimindeki en önemli faktörlerdendir. Örneğin , sebze-meyve tüketmeyen bir ailede büyüyen çocuk da bu besinleri red etme eğilimindedir. Yeme davranışının gelişimini medyada oldukça büyük oranda etkilemektedir. Televizyondaki besin reklamlarının hedef kitlesi büyük oranda çocuklardır. Televizyon başında zaman geçirmek başlı başına çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilemekle birlikte, besin değeri düşük atıştırmalıklar ile ilgili verilen yanlış mesajlar çocukların beslenme alışkanlığını da kötü yönde etkilemektedir. Amerikan Pediatri Akademisi 2 yaşın altındaki çocuklara TV izlemeyi önermezken, 2 yaşından büyük çocukların günde 2 saatten fazla TV veya herhangi bir elektronik eşya başında vakit geçirmesini önermemektedir. Çocuklarımızı ekrandan uzak tutmak bedensel, ruhsal gelişimi açısından mutlaka gereklidir.” diye konuştu.
Besin seçen çocuğa ne yapılabileceğine değinen Uzm. Dr. Şule Turan Akyol,”Çocukların genetik yapıları, büyüme hızları ve enerji tüketimleri farklı olabileceği için besin tüketimleri her çocuk için aynı olmayabilir. Çocukların büyüme ve gelişimleri takip edilmeli ve beslenme yetersizliği olup olmadığı bu şekilde değerlendirilmelidir. Bireysel farklılıklar göz önüne alınmalı, çocuğun yediği miktar diğer çocuklar ile kıyaslanmamalıdır. Yemek seçmek oyun çocuklarında sıklıkla görülen bir beslenme davranışıdır. Bu davranış şekli çocuğun besinleri sevmesi veya sevmemesinden çok bağımsızlığını ifade etmek için kullandığı bir yoldur. Besin seçen çocuğa, ödül veya ceza vermek ve zorlamak bu beslenme davranışının artmasına neden olacaktır. Çocuklara istemediği bir besin için ısrarcı olunmamalı, besin masaya konduktan 20 dakika sonra hala bitirilmediyse masadan alınmalıdır. Reddettiği besini kabul etmesi için en az üç deneme yapmak gerekebilir.Sağlıklı bireyler sağlıklı beslenmeyle yetişir, sağlıklı bireylerin sağlıklı toplumları oluşturduğu unutulmamalıdır. “ şeklinde açıklamasını sonlandırdı.
