Samsun Haber
Giriş Tarihi : 14-12-2017 09:32   Güncelleme : 14-12-2017 09:32

OMÜ PUAMER’in Etkinlikleri Başladı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAMER) Müdürlüğünce yürütülen etkinlikler dizisinin ilki, “Farkındasız Algılama Sözlere Güvenilir mi?” adlı konferansla gerçekleştirildi.

OMÜ PUAMER’in Etkinlikleri Başladı

Konferansın konuşmacısı Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Kurt, sunumunda genel olarak bilinç ve bilinç dışı süreçlerin insan davranışlarını nasıl yönlendirdiğine ilişkin araştırmaları ve bilgi birikimini katılımcılarla paylaştı.

Konferansa; Rektör Danışmanı Doç. Dr. Murat Terzi, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

“Bilinç dışı süreçlerimiz, bilinçli süreçlerimiz için âdeta sahneyi hazırlıyor”

Konferansında bilinç ve bilinç dışı süreçlerin gündelik hayatta davranışlarımızı nasıl etkilediğine dair tartışma yürüten Doç. Dr. Murat Kurt, bu tartışmayı algılama gibi göreli olarak herkesin basit olarak tanımladığı bir zihinsel süreç üzerinde sürdürdü. Bu kapsamda “algılama” kavramı üzerinde duran Doç. Dr. Kurt bu kavramın bütün psikologların ilgisini çeken bir kavram olduğunu söyleyerek “Aslında algılamaya çalışmak demek bir anlamda insan bilincinin doğasını anlamaya çalışmak demek. Bu alanda yapılan çalışmalar, bilinç dışı zihinsel süreçlerimizin, bilinçli süreçlerimiz için âdeta sahneyi hazırladığına dair ciddi anlamda kanıtlar sundu. Buradaki temel espri şu; otomatik olarak, farkında olmadan işlemlediğimiz zihinsel süreçler bizzat bilinç dışının kendisini ifade ediyor ve zihnimiz beynimiz aracılığıyla çevreden bilgi topluyor, dolayısıyla da farkında olmadığımız bu bilgiler aracılıyla davranışlarımızı düzenlemeye çalışıyoruz.”

Söz konusu süreci örneklerle zenginleştiren öğretim üyesi Prof. Dr. Kurt devamında “Örneğin bir eşyayı satın alacağınız zaman oturduğunuz koltuğun sert ya da yumuşak olması sizin satın alma esnasındaki karar verme sürecinizi hızlandırıyor, hazırlıyor yahut kolaylaştırıyor. Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: Eğer sert bir koltukta oturuyor iseniz bir şeyi satın alırken pazarlık gücünüz çok daha yüksek. Buna karşın yumuşak bir koltukta oturuyorsanız karşı tarafın söylediğine teslim olma olasılığınız çok daha yüksek.” diye konuştu.

“Hatta sahte anılar üretmeye başlıyoruz”

Konuşmasında bellek kavramı üzerinde de duran Doç. Dr. Kurt “Hatalı Bellek” adlı çalışma alanı hakkında katılımcıları bilgilendirirken bu sahada yapılan araştırmalardan örnekler sıraladı. “Peki hatırlama esnasında bilinçliliğin kullanılmasını gerektiren durumlarda farkında olmadan anı hataları yapıyor olabilir miyiz?” diye soran akademisyen Kurt sözlerini şöyle sürdürdü: “Çoğumuz kendi anılarımızın sağlam ve güvenilir olduğunu düşünürüz. Harladığımız şeylerin biricik olduğuna ilişkin ve bunların değiştirilemez niteliğe sahip olduğu yönünde kesin kararlarımız var. Oysa yapılan birçok çalışma bize şunu gösteriyor: Anıları her sefer dillendirmeye başladığınız zaman orijinal anıdan sapmaya başlıyorsunuz. Yani ilk baştaki anımızın yerine farkında olmadan eklemeler ya da çıkarmalar yapıyoruz. Hatta biraz daha ileri giderek sahta anılar üretmeye başlıyoruz.”

“Sözler tek başına referans noktası olamaz”

Propagandanın kitle davranışları üzerindeki etkisine de değinen Doç. Dr. Murat Kurt Hitler Almanyası’nda artan propagandalarla birlikte insanların yakın döneme kadar komşu olduğu kişileri katletmeye başladığını hatırlatarak ekledi: “Biraz önce şunu vurgulamıştım: Sözler belirli koşullarda eğer değişiklik gösteriyorsa yani uyarıcılar değişip buna verilen sözel tepkiler değişebiliyorsa buna güvenebilirsiniz demiştim. Ama işte bu tür toplumsal katliam olaylarında uyarıcı koşulları değişiyor olmasına rağmen sözler de değiştiği hâlde ortaya çıkan davranış tamamen farklılaşıyor. Bu durum, gündelik hayattaki ilişkilerimizi belirleme süreci açısından, toplumsal ilişkilerimizi düzenleme bakımından sözlerin tek başına bir ölçüm aracı olamayacağını gösteriyor. Yani sözler, tek başına referans noktası olamaz, sözler o kadar da güvenilir değil. O zaman sözlerin tutarlılığı dışında başka referans noktalarına ihtiyacımız olabilir. Başka neler olabilir? Davranışlar olabilir, bir şeye ilişkin tepki süresi olabilir veya hem sözü hem davranışları, bunu dışında da üçüncü bir referans noktasını işin içine dâhil ederek hep birlikte değerlendirmek gerekiyor.”

Psikoloji Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Murat Kurt konferansında ayrıca sözel ifadelerin gerçeği yansıtmayacağına ilişkin çok çarpıcı bir örnek olarak hukuk sistemindeki “görgü tanıklığı”nı vererek “Herhangi bir suç işlenen ortama maruz kaldığınızda ve siz de bu olayda şahit iseniz sizin orda gördüğünüz anıyı rapor etmeniz gerçeği ne kadar yansıtıyor olabilir? Yapılan çalışmalar var ve bu anlamda kendi belleğimize ve zihinsel süreçlerimize o kadar güvenmememiz gerektiğini söylüyor bu araştırmalar ve çok tutarlı sonuçlar ortaya konuyor.” ifadelerini kullandı.

Konferansının sonunda Doç. Dr. Murat Kurt soru-cevap kısmında öğrencilerin merak ettiği konulara açıklık getirerek katılımcılara teşekkürlerini sundu.

PUAMER’in etkinlikler serisi Üniversiteden ve üniversite dışından farklı konuşmacılarla önümüzdeki günlerde devam edecek.     

adminadmin