Fikir
Giriş Tarihi : 24-08-2017 10:57   Güncelleme : 24-08-2017 10:57

Omü'den yapılan açıklama düşündürücü..

OMÜ'nün Samsun'da planlanan ve birçok STK'nın isteği olan ikinci üniversite ilgili açıklaması oldukça ilgi çekici.

Omü'den yapılan açıklama düşündürücü..

Yaklaşık üç A4 kağıda sığacak kadar yapılan açıklamada o kadar 'ince detaylar var ki' önemli içerikleri olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle:

Üç sayfalık açıklamada 'başına bakın, ortasına, sonuna bakın tek bir kelime Devlet Üniversitesi' diye bir ibareye rastlamanız mümkün değil..

Sanki bizim 'aklımızla oynar gibi yapılan' açıklama, günlerdir yazılanlara, taleplere yanıt olarak yapılmış ancak '2. Devlet üniversitesi' sözüne nedense yer verilmemiş..

Yani ikinci üniversite derken, devlet üniversitesinden söz etmiyor OMÜ açıklamasında anlaşılan. Üstüne basa basa da birçok yerde  'ikinci üniversite' diye vurguluyor.

Onlar sanırım açıklamadan çıkardığım kadarıyla 'Vakıf üniversitesinden' yana... 

O kadar yazmışlar, açıklamışlar ama dilleri, düşünceleri bir türlü '2. Devlet Üniversitesi'ni telaffuuz edememiş. 

Ayrıca;

Sanki Samsun'da ikinci bir devlet üniversitesi talebi 'bir kaç gündür' düşünülmüş gibi STK'ların, Samsunluların görüşünü de basının 'kutuplaşma yapması gibi olarak görüyor'.

Eski bir alışkanlıktır bu. OMÜ'nün yeni yönetimi de kapılmış buna sanırım. 

Eleştirilince, yaptığı uygulama olur bulmayınca, 'söyleyenleri değil' onu kamuoyuna duyuran basını suçlamak, işin en kolay yolu.

OMÜ'den yapılan açıklama düşündürücü  diyorum ya, gerçekten çok ama çok düşündürücü detaylara sahip.

OMÜ'nün Rektörü Sait Bilgiç, daha önce çıkıp; 

*Eski Bakan Kılıç'ı ikinci üniversiteyi konuşmak için ziyaret etmemiş gibi.. 

*Canik Kampüsü'nü dil köyü yapmayı düşündük' dememiş gibi..

*MYO ile ilgili basında haber olmamış gibi..

*Teknik okulları orada toplayacağız görüşünü ortaya koymamış gibi..

*İkinci üniversiteye karşıyım, sözünü sarf etmemiş gibi..

Açıklamada 'Sürekli fikir değiştiriyor gibi gösterilmeye çalışıldıklarını ifade etmişler'..

Sonuç olarak amacımız 'üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil' kesinlikle..

Samsun'un ikinci devlet üniversitesine kavuşmasında kamuoyu oluşturabilirsek, ne mutlu bize...

Açıklamasına 'ikinci devlet üniversitesi' ibaresini bile koymaktan imtina edenlere Samsun'un kaderi bırakılmayacaktır elbette.

Hazır üniversite kampüsü varken, o yerleşkenin MYO olarak kullanılmasına bu kentin siyasileri de aktörleri de izin vermeyecektir. 

Zaten AK Parti'nin de bu yönde çalışması olduğunu öğrenmek umut verici.

Kaldı  ki, eski Bakan Çağatay Kılıç'ın bu konuda girişimi de vardı. 

Zaten OMÜ'nün açıklamasında, STK'ların görüşlerinin, Samsunluların ikinci devlet üniversitesi taleplerine 'kentin geleceğiyle ilgili görüşlerinin önemine'' de değinmemiş..

Görüşlerinin açıklanması 'Basının kutuplaştırması' olarak ifade edilmiş.

Ve buyurmuşlar;

"Canik Kampüsü için en doğru kararın alınabilmesi için Bakanımızın, Valimizin, Milletvekillerimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın da içinde bulunduğu istişare mekanizmasının işletilmesinin yararlı olacağı kanaatindeyiz". 

Yani Samsunlunun hiç mi söz hakkı yok.

STK'lar 'ortak aklın, istişarenin' dışında mı?..

Özellikle 2. Devlet Üniversite gibi bir konuda eğitim sendikaları bu kentte 'laf olsun diye mi var'..

"OMÜ'nün tepesinden Samsun'a ikinci  devlet üniversitesi'' açıklaması yaparken 'DEVLET' kelimesini 3 sayfalık açıklamanın tek noktasına bile koymamış olabilirsiniz ama;

Bu kent üzerine basa basa ısrarla, STK'larıyla, muhalefet partisi temsilcileriyle, AK bir çok Partili siyasilerce 'İKİNCİ DEVLET ÜNİVERSİTESİ' diyor, hatırlatalım...

Çünkü Samsun bunu hak ediyor...

Bu arada basının Samsun’a bir eğitim kurumu daha kazandırılması için yaptığı çalışma, kentin aktörlerinin görüşlerinin alınması, kamuoyuna duyurulması ‘’oldukça etik’ bir durumdur. Hatta görev değil bir ödevdir.

Etiklik her kurumun, herkesin uygulamalarında özen göstermesi gereken bir durumdur.

Bunu niye yazdım ayrı bir konu. OMÜ’nün açıklamasında vurgu yapılmıştı, ‘Sözün sahiplerine hatırlatmak gereği duydum’..

Etik olmayan hallere hep birlikte ‘karşı durmakta ödevimiz’ olmalıdır..

A.Yener CABBAR

adminadmin