Fikir
Giriş Tarihi : 03-03-2012 15:44   Güncelleme : 03-03-2012 15:44

Orada bir Lojistik köy var uzakta

Acaba o lojistik köy, bizim köyümüz müdür? Bizim lojistik köyümüz veya köylerimiz var mıdır veya yeterli midir?

Orada bir Lojistik köy var uzakta
Lojistik Üs Türkiye” sloganını çığırtan bizlerin büyük büyük lojistik köyleri acaba olmalı mıdır ? Amaan, adam sen de, nereden çıkarttın şimdi bunu, daha önemli gündemimi yok lojistiğin, bu mudur en önemli gündem konusu denildiğini duyar gibiyim. Hadi önce bir bakalım lojistik köyün ne olduğuna, ülkemizde bu köylerden varolup olmadığına, sonra da birlikte ihtiyacımız var mı, yok muya karar verelim, ne dersiniz?
 
Lojistik köy, yapılan tanımlarda, ulusal ve uluslar arası geçişlerde taşımacılık, dağıtım, depolama, elleçleme, ürünlerin konsolidasyonu ve ayrıştırması, gümrükleme, ihracat, ithalat ve transit işlemler, alt yapı hizmetleri, sigorta ve bankacılık, danışmanlık ve üretim gibi birçok bütünleşmiş lojistik faaliyetin ticari temele dayandırılarak belirli bir alanda çeşitli işletmenler tarafından yerine getirildiği özel merkezler olarak ifade edilmekte.
 
Tanıma bakınca ve yorumlayınca, bir lojistik kuruluşunun yapabileceği ne kadar çok konu başlığı olduğunu görmemek mümkün değil. Ve konuya böyle bir mantık ile yaklaştığımda, bir de üzerine ülkemizin coğrafi konumu, sürekli gelişen dış ticaret hacmi ve ülke dinamiklerini eklediğimde, değil lojistik köy, lojistik kentler kurmamız gerektiğini düşünmeden edemedim.
 
Dünya üzerinde kurulu olan ve başarılı olarak nitelendirilen lojistik köylerin bazı ortak noktaları mevcut. Örneğin, büyük sanayi ve üretim merkezlerine yakın bir konumda yer almalarına dikkat ediliyor. Yanı sıra, liman veya gümrük bölgelerine yakınlıkları  da önemli. Kurulu oldukları arazilerin, olabildiğince düz ve engebesiz olması, araç hareketlerinin rahat işliyor olmaları sebebi ile geniş araziler üzerinde yer alıyor olmaları ve yanı sıra gerektiğinde büyümeye elverişli bölgelerde yer almaları da bu köylerin ortak özellikleri. Yine limanın yanı sıra, demiryolu ile ulaşımının da mümkün olabildiği ve yerleşim merkezlerinin trafiğini olumsuz etkilemeyecek, bilakis rahat etmesini sağlayacak bir konumda olmaları da lojistik köylerin ortak özellikleri arasında.
 
Lojistik köyleri tanıdıkça ve inceledikçe, yalnızca bu hizmeti veren firmalara değil, hizmeti alanlara ve Ülke’ye de büyük yararlar sağladığını belirtmek gerekir. Ölçek ekonomisi ile, aynı olanakları, aktarma terminallerini ve donanımları kullanmak durumunda olan kullanıcılar, bu dev konsolidasyon merkezleri sayesinde verimli maliyetlere ulaşmış olacaklar ve zaman kayıplarından da büyük ölçüde kurtulmuş olacaklar. Bu köylerde yer alacak işletmelerin ortak amacının, süreçlerin ve kaynakların optimize edilebilmesi olabilmelidir. Araçlardan işgücüne, depolardan ekipmanların kullanımına kadar kullanılan tüm kaynaklar ve süreçler hangi oranda konsolide edilebilir ve doğru optimizasyon sağlanır ise, hizmet alanların da maliyetlerine bu avantajlar aynı oranda yansır. Lojistik maliyetlerinde elde edilen bu avantajın ürünün maliyetine de yansıyacağı göz ardı edilmemelidir.
 
Avrupa’da ve ülkemizde lojistik köylerin durumuna şöyle bir göz atalım. Avrupa'da 60 civarı lojistik köyün var olduğu bilinmekte olup, buralarda yaklaşık 2.400 civarı taşıma işi yapan firma yer almaktadır. Dolayısı ile bu sayıda firma söz konusu lojistik köylerden istifade etmektedir. Fransa, İtalya, Yunanistan, Almanya, İspanya, Danimarka, Hollanda, Polonya, Ukrayna, Macaristan, Belçika, Lüksemburg ve Portekiz’de lojistik köylerin var olduğu bilinmektedir. Üzerlerinde gümrük alanlarının da bulunduğu bu lojistik köylerin neredeyse tümü saymaya çalıştığımız avantajları firmalara yansıtabilme amacı ile kurulmuş köylerdir.
 
Ülkemizde de kurulu lojistik köyler mevcuttur. Mevcut lojistik köylerin neredeyse tamamı TCDD tarafından özel sektör işbirliği ile devreye alınmış lojistik köylerdir. Gelemen - Samsun, Halkalı/lspartakule - İstanbul, Köseköy – İzmit, bunlardan bazılarıdır. Halen Mersin’de yapımı devam eden lojistik köy projesi de tamamlandığı zaman ülke için önemli olacak örnek bir lojistik merkez olacaktır.
 
Peki ya, madem lojistik köylerimiz var da, neden yazımın başlığını “Orda, Bir Lojistik Köy Var Uzakta” diye attığımı bana sorduğunuzu duyar gibiyim. Yazımın bir paragrafında da belirttiğim gibi, ülkemizin coğrafi alanı, üç tarafının denizlerle çevrili oluşu, yeterince olmasa da demiryollarının varlığı ve gelişme potansiyeli, gerek Avrupa, gerekse Ortadoğu ve Rusya ile olan bağlantılarımız ve artan ticaret hacmimiz, gelişen dış ticaret ve artan potansiyeli ile, bana göre mevcut boyuttaki lojistik köyler ülkemiz için son derece yetersiz ve az sayıdadır. Geride bıraktığımız yirmi beş yılda özellikle dış ticarete verilen öneme paralel lojistik altyapılarının oluşturulması çabası elbette yok sayılamaz ve görmezden gelinemez. Özellikle taşımacılık alanında ve depo yatırımları konusunda ülkemizde büyük yatırımların gerçekleştirdiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bana göre Türkiye’nin artık geldiği değil, gideceği ve hedeflediği noktalara göre hareket etmesi ve altyapılarını oluşturması gerekmektedir. Lojistik köy projeleri işte bu yönden ele alındığında çok geç gündemimizde yer almış bir konudur.
 
Sel altında kalan, insanların yaşamını yitirdiği tır parkları ve bekleme alanlarıyla yaşamak ve onlarla yetinmek yerine, mega lojistik köylerin, kasabaların olduğu bir “lojistik üs” olmayı sizce de çoktan hak etmiyor muyuz ?
 
 
Dr.Hakan Çınar- [email protected]
adminadmin