Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 20-06-2013 18:35   Güncelleme : 20-06-2013 18:35

ORANTISIZ GÜÇ & ORANTISIZ ZEKA

Huzura kavuşamayacak mı bu topraklar ? Ortak yaşamı bölüşmek tarihsel, geleneksel,ahlaki ve dinsel  birlikteliği , ayrılıkları,insana ve toplumun her kesimine ait tüm renkleri ,dokuları bozmadan paylaşabilmek bizim olanı insanca yaşayabilmeyi başarmak bu kadar mı zor ? Durdum uzaktan dünyayı ,insanları ve ülkemde yaşanan olayları izliyorum

ORANTISIZ GÜÇ & ORANTISIZ ZEKA
Huzura kavuşamayacak mı bu topraklar ? Ortak yaşamı bölüşmek tarihsel, geleneksel,ahlaki ve dinsel  birlikteliği , ayrılıkları,insana ve toplumun her kesimine ait tüm renkleri ,dokuları bozmadan paylaşabilmek bizim olanı insanca yaşayabilmeyi başarmak bu kadar mı zor ? Durdum uzaktan dünyayı ,insanları ve ülkemde yaşanan olayları izliyorum.İnsanların insanlara bakışlarını yakalamaya çalışıyorum.Tek seçebildiğim: Kin ,öfke,saldırganlıkla kışkırtılmış duyguların yüzlerde ki o dayanılmaz çirkin aksi.Korkak,çekingen,ürkek bakışlı insanlar.

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır “

 İsyan eden bir Halk !

Bozuldu Milletin dengesi. Bozdunuz milletin düzenini!

Hadler aşıldı, Ben bilirim ben yaparım ,sen seyredersin ! Halka saygı hak getire tavrı.

Ben söylerim ben küfrederim ben yıkarım ,sen seyredersin ! Devlete saygısızlık diz boyu !

Millet sıkıldı,millet bunaldı dayatmalara ,alaya alınmalardan,sözünün hiçe sayılmasından,yok sayılmasından bunaldı.

Kırdınız Halkınızı !

Halkıyla ayak diremeye giren çok lider gördü bu dünya yüzü !

Bir Miladı başlatan Halk size sesleniyorum!

Demokratik haklarınız ,hukuksal haklarınız,yaşam alanımız,yasaklara direniyoruz diye yola çıkıp yolun sonunda geldiğiniz yer tam da sizin savunduğunuz Demokratik oluşumun doğru adresi mi sizce ?

Kabul tüm ezberleri bozdunuz  ama hedefiniz şaştı.Haklı bir direnişin yönünü değiştirdiniz,yolunuza gölge düşürdünüz !

Halk,yönetim,

baştakiler,

arkadakiler,görünmeyen gölgeler,Uzaylılar,Firavunlar,Tanrıların Arabaları ! her şey birbirine girdi kör düğüm olduk. Çöz çöze bilirsen.

Oysa doğanın Siyaseti olmazdı!

Demokrasi ve dayatma adına korku eşikleri atlandı.

Çapulcusun abi sen .Vandansın sen abi.Eziksin abi sen 1

Uzun bir yol .Yolun iki yanı.Memleketin öz evlatları ,Varnaları,Paryaları !
Postmodern çağın Postmodern eylemcileri!

Orta çağın Adaleti sağlayamamış Feodal yönetiminin iz düşümlerini takip eden zihniyet !

Ayran içtiniz kafa mı yaptınız ?

Demokrasi,Özgürlük,Laiklik,Çevrecilik,adalet,Halk,din,iman,vicdan,tepki,dikta,diktatörlük,

Düşmanlık,öfke ,barış,kardeşlik…tanımlarınızı tekrar gözden geçirin.!

Gaz bulutu dağılıyor! Altından görünen manzarayı makro görüşlerimizle tahlil etmek gerek tevekkülle.

Dünya arenasına çıkan Ankara’nın projeleri kimleri neden bu kadar huzursuz etti! Haber göndermişler Merkeller ,akşam müsaitseniz size geleceğiz diye .Haber gönderdim geriye yüce keyfiniz bilir ister gelin ister gelmeyin diye !

Oturun oturduğunuz yerde ayağa kalkan dünyanın vambirleri!

Biz ki sizinde mazinizdeki kara lekeleri çok iyi biliriz .!

Ortalıkta dolaşan şifreli sözler; santraller,üçüncü köprü,kanal,projeler ,İng,Usd ler,Germenler,Nyt,wsj düşmanlıkları! Ben orantılı beynimle anca bir ikisini çözebildim .Tamamını çözebilene helal olsun diyorum .

Makro resmi görmeye çalışmalıyız mikro kareler yanıltıyor insanı.Şablon düşüncelerden ve öznel teşhislerden çoğu zaman yanılgı çıkar.Fil hikayesini hatırlayın.Filin kulağını tuttum öyleyse fil ;kulaktır mantığıyla yaklaşıp sonuca varmaya çalışmak yanlış sonuca götürür bizi.Yanlış sonuç yanlış çözümlere gebedir.

Kırılgan temaslar kırılgan kelimeler yaşanmıştır.Yolun iki tarafı da hata üstüne hatalı tabelalarla döşenmiş.Muhtemel kazaların önünü kesmek için değişim şarttır.

Fıratın kenarında ,kuzusunu otlatan çoban; önce kuzuna sahip çıkmayı bileceksin.Merkezde koltukta oturan Zat_Muhteremler sizde ;Fıratın kenarında bir koyun kaybolsa sorumlusunun kendiniz olduğunuzun bilinciyle hareket edeceksiniz !
Kavga aile kavgası gibi! Kolumuz kırılır yenimizin kolunu uzatmayı bilirdik eskiden olsa .Bize öğretilen buydu.Ama yen kısa, kol kırık meydan da kaldık.

Zulmedenler ve ezilenler psikolojisinin altından akan suların pis kokuları yayılıyor etrafa.Ortalık toz duman gaz bulutu.Tavşan kaçıyor fakat tazıyı gören bile yok ! insan yığınıyla beraber toplum olarak yokuş aşağı kayıyoruz farkında değiliz.Arka sokaklardan görünmez seslerin fısıltısı geliyor.Fısıltıya yönelen yığınlar.Ne denirse inanacak hale gelen insanların şaşkın devinimleri.Bu direniş bu yeşil öfke nereye gidiyor ?

Öncelikle yapılması gereken bu hareketi başlatan kitleyi tanımaya çalışmak olmalı. Kimdirler ?ne düşünüyorlar neden böyle bir hareketin başlama pimini çektiler ve onlara mal edildi olaylar.

“Generation y” denildi ,90 Kuşağı denildi,Dijital nesil dendi,apolitik ,hiçbir şeyden anlamayan duyarsız gençlik dendi.

Bu kuşak mizah kuşağı dendi.Okullarına giden okul çıkışı sırtlarında çantaları ,çantalarında kitapları eyleme gelen gençlik.Şortlu,bermudalı,bandanalı kızlar ,yandaşları ,uzun saçlı,tokalı,pink floytlu genç erkeklerle tam bir dayanışma içinde başlattılar ve sürdürdüler eylemlerini.Ellerinde telefonları çektikleri hızlı mesajlarla organize oldular .Oturmuş bir siyasi görüşleri olmamasına rağmen savundukları görüşlerini ,orada olma sebeplerinin haklı gördükleri mücadelelerini hiç bırakmadılar .

Tepkileri;”Gölgesini satamadığın ağacı keseceksin” mantığınaydı.

Yafta yapıştırıldı ilk tahlilde görsel yanılgıyla.ANARŞİŞT bunlar!

Neyin Anarşişti beyler.Siz hiç hayatınızda “Bardeyev”okumadınız mı ? okuyanlara zaten sözümüz yok ,okumayanlara sözümüz.Önce okuyun sonra atın kendinizi de fikrinizi de ortalara.Böyle bol keseden sallamakla olmuyor ama ! Sizi dinleyenler gülümsüyor .Allah muhafaza adınız “kulli cahile” çıkarda rüsva oluverirsiniz.

Yeni Türkiyenin yeni insan profiline hem ülke olarak biz hem tüm dünya biraz şaşkınlık biraz tedirginlik çokça da gurur duyarak baktık.Kendisinden umut kesilen bir kuşak ,hiç beklenmedik bir anda hiç beklenmedik bir mekanda ,hiç beklenmedik bir sebeple ayağa kalktılar ve biz buradayız ,varız dediler ! Türkiye seyretti,aileler seyretti tüm dünya seyretti bu gençlerin ayağa kalkışını şaşkınlıkla.Hayallerini ,kişiklerini bayraklaştırdılar.Direnç odaklarını bir an bile kırmadılar .Otoriteye boyun eğmeyen bir gençlik  vardı karşımızda.Yeni bir anlayışla yeniden yapılandırılmaya çalışılan bir ortamda ortaya çıkıveren bir yeni duruştu onların ki.Hoşgörü,demokrat ve çoğulcu bir anlayışı savunan bir gençlik Susmayan,susmayacağız diyen,Korkmayan ,korkutamayacaklar diyebilen bir dirilişin sesiydi haykırışları .

Direndiler.

Direniyoruz,direneceğiz,Dirileceğiz dediler.

Kırıldılar,tonlarca suyla sırılsıklam ıslandılar,gazlar gözlerini,vücutlarını yaktı,en acısı yaşamlarını yitirdiler.Oysa ne diyordu şair:

 Özgürlüğün geldiği gün, O gün ölmek yasak. Onlar öldüler ! Yasağı çiğneyerek öldüler ! Gençtiler , bilemediler. Kuralı bozdular .

Siz karıncanın öyküsünü bilir misiniz ? Bilenler bilmeyenlere anlatıversin zahmetsizce.Son sözüdür özü : “Varamasam bile ,yolunda ölürüm .”

Öldüler !

Yaşam alanlarını kullanabilme ve sahip çıkabilmek adına,

Demoktratik haklarını sonuna kadar kullanabilmek adına ,

İfade özgürlükleri, İnanç özgürlükleri,beden ve ruh sağlıklarını sahiplenmek adına oturdular,kitaplarını açtılar okudular ,güldüler,eğlendiler ,halaylar çekip şarkılarını tek yürek birlikte söylediler.Hiç bir zaman yan yana gelemez denilen zıtdaşlarıyla omuz omuza durdular.Biz beraber yaşamayı özlemişiz dediler ,dedirttiler.Hayretler içinde seyrettirdiler kendilerini.En önemli çıkarımlarından biridir belki de bu yeşil öfkenin ;Ülkemizde unutulan ,unutturulan birlik olma, birlikte tek yürek olabilme yeteneğimizi açığa çıkarmış olmasıdır. Son dönemde kafaları bir hayli karıştıran biz,ötekiler ayrımının aşılıp,yaşanan barış sürecinin tabanda en derinden hissedilmesine vesile olmuştur.

Bak işte yaklaşıyor fırtına
Bak yine yükseliyor dalgalar
Yıllardan sonra ,yollardan sonra
Şarkılar söylüyor çocuklar
Yıllardan sonra ,yollardan sonra
Yeniden yan yana onlar.

Bir oluşumun bir yardımcı nedeni bir de öteki asıl nedeni vardır.Bu çok masumane başlayan oluşumun seyri bir anda değişti.Yardımcı nedenler ana nedene,ana neden öteki nedene dönüştürüldü.Bu noktadan sonra işin çığrı da amacıda ,sınırları da aştı.Yasağı bu noktada geçti genç insan .Bu nokta da hatalar zinciri başladı.Zincirin halkaları çoğaldıkca ellere ayaklara dolandı .Canları acıttı, gözleri yaşarttı, gençler öldü.O gün ölümün yasak olduğunu bile bile öldü .

Oysa bu millet ne çok öldü öldü dirildi.”Ölüm bile yoruldu ölmekten “diye bir çağiçi söz bile türetildi.  Atalar sözü olur mu bilinmez zamanla.

 Genç ölmek zordur

Elbet bir bildiği var bu çocukların!

Türkiye sevdam var benim.İnsanlarımız değişsin ,güzel günler yaşayalım istiyorum.Artık Türkiye dendiğinde ölüm akla gelsin istemiyorum.O gençlerde bunu istediler.Ölerek ölümü unutturmak  ülkemizde.

Gençlerden mektup var ! satır satır ,hazmede hazmede okunması ve değerlendirilmesi gereken bir mektup.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Deniyor.

Biz varız ! Bütün dünya hayır dese bile benim görevim “evet” demek kendi doğrularıma deniyor.

Dünya ,otorite,insanlar, yazılı ,yazısız hukuk bin şekilde hayır der insanlara.

Dur ! o hakkın değil,

Dur ! Yanlışsın,

Dur ! gençsin ,bilmezsin,

Dur ! bu yasak …

.Her karşı duruş,her “dur”her çatışma insanın kendine olan güvenini kırar.Bu gençlerin sinmişliği bundandı.Bir kuşağın başını kaldırıp yeri göğü bir anda inletmesi sebepsiz ve durduk yerde olmadı. Görmeliyiz,anlamaya çalışmalıyız onları.

Onlar bize ;

Evet ! demeyi bilmeli insan,

Evet! Benim hakkım,

Evet; Doğruyuz,

Evet;Gencim ama benimde düşünen bir beynim ve kendime özgü doğrularım ,görüşlerim ,düşünce ve sarf edebileceğim fikirlerim var diye haykırdılar.Saygı duruşuna geçerim tüm bu istekler için kendi adıma.Buraya kadar her olanı ,her oluşumu anlayabilirim, anlayabiliriz.Sağduyulu ve anlamaya odaklı yaklaşırsak .Suçlamadan ,aşağılamadan,eleştirmeden ,dışlamadan ,saygı duyarak sadece anlamaya çalışılırsa ne kadar saf ve masumane bir duruş oluşumu olduğunu görebiliriz.Korunmaya çalışılan yaşam alanı ve kendi öz benlik savaşlarını,korumaya çalıştıkları özel hayat alanlarını, Gottman Kehanetlerinin ( Mahşerin dört atlısı ) kurbanı olmamak adına bunu yapmalıyız.Yapmalıydık.Yapmalıydılar !

Nerden geldi nereye gitti oluşum ?

Yol uzadıkça uzadı üzerinde vahşet görüntüleri oluştu.

Sorulara yeni sorular eklendi!

Avrupa nere İstanbul nere ?

Mağripli çocuklar kim ?

Masum(iyet) kaybedildi mi ?

Sokağa dökülüveren insanlar.

Yakılan araçlar.

Sökülen kaldırımlar.Dağıtılan düzen. Harap edilen parklar,caddeler,çicek tarhları,kırılan,parçalanan vitrinler,Kurulan barikatlar,Kurulan komün yaşam standları.

Diğer yanda :Tabur tabur dizilmiş  güvenlik güçleri,tomalar,tazyikli sular,gaz bombardımanı,coplar,tekmeler,tokatlar ! Havaya yayılan sıcak kan kokusu.
Ne çare ki durduğum saygı duruşu bir anda kaygı duruşuna dönüşüverdi .Sis bulutu  dağılıp (gaz bulutu mu demeliydim ) yaşanan hareketli tabloya biraz daha keskin gözlerle bakıp aradan yükselen ilk anda seçilemeyen çatlak sesleri duymaya başlayınca tabloda renkler değişmeye de başladı.Asıl neden sindirilip öteki yardımcı neden ortama hakim olduğunda renkler önce grileşti sonra simsiyah bir hal aldı.Çılgın renklerle , doyumsuz heyecanlarla oluşturulmaya çalışılan tablonun yeşil zemini kirlendi.

Machavelli’den miras kalan korkunç prağmatizmin izleri yaşanmaya başladı.”Amaca ulaşmak için her yol mubahtır”

İlk aşamada olmayan değirmenle savaşan , Donkişot için gerçek değirmenler kuruldu.

“Nasrunminallahi ve fethin karin. Ve beşşiri’l _müminin” sözleriyle padişahın mehter takımı yürüyüşe geçti. Oysa ortada olan ne bir meydan savaşıydı ne de var sayılan değirmenler gerçekti.

Sevgili Peygamberimiz H.z Muhammed’in bir uyarısında söylediği; Bir konuda taraf olduğunda haddi aşar , haksızlık yapar ,işi düşmanlığa götürürsen münafıksın sözü unutuldu.Hadler aşıldı,saflar tutuldu !

Bu andan itibaren ;Bozuldu,kirlendi,yozlaştı,çürüdü haklı görülebilecek masumane dava.Poyraz sert esince Yeşil öfke etrafa saçıldı ,ormanda Kral çıplak kaldı.

Bir yanda Tomarlar,gazlar,cop,tazyikli su,tekme şiddet,Bir yanda Kralı giydirmeye çalışan saray erkanı ,bir yanda Kral çıplak diye bağıran halkın sesi.
Bir yanda su şişesi,yarım limonu,sütüyle anarşişt gösterilmeye çalışılan gençlik.Bir yanda gençlerin bir adım gerisinde kapkara gölgeleriyle dış mihrapların ürkütücü varlığı.Diğer yanda renkleri “ayrıştırıp” siyaha döndürmeye çalışan beceriksiz ressam.

Demem o ki II. Mahmut’un  pantolonu bu devre kısa gelir  fesi de pek demode kalırdı .Bu görülemedi,kumaş biçilmeye devam edildi.

“Halk için halka rağmen “ dayatmaları çözümü geciktirdi.

Bir yan da “Demokrat or Sultan ?”soruları .

Bir yanda cevap ! Özgür Halk !

Doğru soru sorduk doğru cevap verdik kendimizce son tahlilde.

Mesaj bu kadardı!

Türkiye direniyor.

Bölünmeyiz !

Böldürtmeyeceğiz !

Biz direnmezsek direnenler olacaktır !

“Bedeli ne olursa olsun “sözünün devlet politikası yapılamayacağına “Jakobenizm”e ne kadar sert tepkiliysek,yakan ,yıkan,düzeni bozan davranışlara ve onları yapanlara da bir o kadar tepkiliyiz.Size tavsiyem,Aristoteles Nikomalhos’a Etik’in 5. Bölümünün 14.paragrafını okuyunuz!

“Dört nala gelip Uzak Asya’dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.”Bu bir aile kavgasıysa tüm dünyaya Türkiye’nin “Gece Yarısı Expresindeki ülke olmadığını gösterelim.Tevhid_i  kuva !(Halkla oluşturulan kuvvetler birliği ) anlayışıyla gösterelim.Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir bunu bir an önce görelim.

Kim ne kadar önüne baraj yaparsa yapsın “su akar yolunu bulur” bunu görelim milletce.

Bir Rus Atasözünün söylediği gibi “Kendi evin camdan ise komşuna taş atmayacaksın”.Oysa göremediğimiz camda ,ev de , atılan taşlarda ,ölen canlarda bizim.

Tarih bazen ittirilmeye mecburdur.Tarih ittirildi. Bundan sonra ;Orantılı güç ve Orantılı zekalarımızı devreye sokma zamanıdır.Sabrımızı tesbih yapıp çektik.Tesbih dediğin 99 sabırdır imamesiyle yüz.99 sabrı tükettik imamedeyiz!
Eyy ! Oradakiler,beridekiler ,ötedekiler !

Bu toprakları sıksan yağ gibi kan damlar.Yeter kana doydu bu topraklar.Üç kere üç kez bir şeyi bağırmak öyle halden bir şey değildir !

Halden anlayın ! “Yeşil Hareketin Çocukları”kısa söz uzun özde haykırdıkları ;
Zihninize, bünyenize,yönetiminize,topluma,düzene FORMAT ATIN!
adminadmin