Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 20-07-2016 10:00   Güncelleme : 20-07-2016 10:03

Ordumuzu Yeniden Yapılandırma Zamanı

15 Temmuz 2016 Fetullahçı Darbe ne yazık ki oldu. Hâlbuki bu darbe olmadan önce 1 Mart 2016 tarihinde yani 5 ay önce “Kamikaze Fetullahçı Darbe” başlığı ile yazmış hükümetin tedbir almasını istemiştim.

Ordumuzu Yeniden Yapılandırma Zamanı

Bundan başka daha önce yazı yazdığım gazete ve internet sitelerinde şu başlıklı yazılar yayınlandı.

09 Aralık 2015 Fetullah Gülen’in Foyası Yıllar Önce Çıkmıştı

11 Aralık 2015 Fetullah Gülen’in Ahlaksız Tavırları

15 Aralık 2015 Fetullah’ta Olmayan Şey: Doğruluk Üzerine

02 Ocak 2016 Fetullah Gülen Bu Duruma Nasıl Geldi?

12 Ocak 2016 Silahlı Kuvvetlerdeki Fetullahçı Yapılanma

03 Şubat 2016 Paralel Yapının Silahlı Kuvvetlerdeki Tezgâhları

Maalesef yazdığım yazılardan hiç ibret alınmadığı gibi tedbir alma lüzumu dahi görülmemiş. Bu nasıl devlet adamlığıdır anlamak mümkün değildir. Aslında bu moralsizlikle yeniden yazı yazmam çok zor lakin ben vazifemi yapayım görevini yapmayanlar bir parça vicdan var ise kendileri düşünsünler.

Evet, yapılması gereken ilk icraat Genel Kurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanmasıdır. Bu konuda belki 20 yıldır yazıyorum. Gerekçelerini ve lüzumunu defaatle belirtmiştim. Sivil idareye bağlı olmak disiplinin en önemli kısmıdır. Kamuoyunda bu konuda tam bir uzlaşma oluşmuştur. Fazla söze hacet yoktur o halde ikinci maddeye geçelim.

Günümüzün teknolojik gerçekleri profesyonel askerliği zorunlu kılmaktadır. Zira güçlü, süratli, vurucu gücü yüksek ve çevik bir ordu, ancak eğitimi yıllar süren profesyonel yapılarla mümkündür. Yeri gelmişken şunu da söylemek icap eder. Geleceğin modern orduları büyük ölçüde insansızlaştırılmış silahlarla gerçekleştirilecektir. İnsansız hava-deniz ve kara araçlarının sayısı her geçen gün artmakta olup pek yakın bir zamanda ordunun asli gücü haline geleceği anlaşılmaktadır. Bugün teknolojinin silah sanayiinde en yoğun bir şekilde kullanıldığı alan robot uçak-gemi-tank gibi araçlardır. Bu silahların en büyük özelliği insan kaybını sıfıra indirmesidir.

Evet, bu modern silahlardan bahsetmek biraz israftır. Zira daha mükellef askerlik sisteminden kurtulamadığımız bir zamanda bunları ifade etmek biraz ütopyacılık gibi algılanabilir. Lakin ben vazifemi yapayım, sağır kulaklara artık önem vermediğimi söylemiştim.

Üçüncü madde ise, şimdilik en önemli konu bu olsa gerektir. Askeri okulların modernize edilmesi hürriyetçi ve inançlı askerler yetiştirilmesi konusudur. Bu konu niçin önemlidir önce buradan başlayalım.

Cumhuriyet kurulalı beri halka dayatılan her türlü baskı ve zorbalık askerler marifetiyle gerçekleşme şansı bulmuştur. Öyle ki şapka devriminde bir savaş gemisi Hamidiye, Rize şehrini topa tutacak kadar fenalığa alet olmuştur.

Dersim faciasında çoluk çocuk demeden insanlar, mağaralara doldurulmuş böcek öldürür gibi katliam yapılmıştır. Şu gerzek Avrupalılar neden Ermeni zulmünü ikide bir ortaya atıp dururlar anlayamıyorum. Asıl soykırım, Alevi vatandaşlarımıza karşı yapılmış olup M. Kamal’ın manevi kızı Sabiha Gökçen’in bizzat atmış olduğu bombalar sivil halkı hedef almıştır. Tabii bunun cevabı basittir. Kendisinden gördükleri Kamalist yapıyı hedef almak yerine Osmanlı’ya vurmak, bu vesile ile halkımıza olan kinini kusmak daha çok işlerine gelmektedir. Onlar kendilerince haklıdır. Fakat bize gelince aynı şeyi söyleyemem. Üniversitelerde bilim adamı kisvesi ile gezinen ve yakın tarihimizi, faşizm çöplüğüne dönüştüren tarihçiler utansınlar. Daha ne denir ki…

Evet, askeri okullar kesinlikle faşist darbeci yapıdan arındırılmalı Allah’tan korkup milletin namusuna dil uzatan kişilerden temizlenmelidir. Başörtüsü yüzünden bazı generallere ve siyasetçilere çok ağır sözler söylerdim. Şimdi burada okuyucularımdan utanmamak ve terbiyem elvermediği için söylemiyorum. Fakat bahriyeli arkadaşlarıma dediğim zaman çok kötü olurlardı. Generallerin keyfi için başörtüsü çıkarılır mı?

Evet denizcilerin kullandıkları argo kelimeler çoktur. Bende 30 yıl denizde çalıştığım için alışkınım ve bunları yeri geldiğinde de söylerdim. Lakin yazının ciddiyetine halel verdiği için şimdilik bu kadar yeter. Ha, diyeceksiniz ki zaten yazıların ciddiye alınmıyor ki! Ağzından baklayı çıkarıver gitsin…

Neyse bu üç maddeyi her birisini bir yazı konusu yaparak tekrar dile getirmeye çalışacağım. Gayret bizden Tevfik Allah’tandır…

   

adminadmin