Kültür
Giriş Tarihi : 27-05-2018 13:00   Güncelleme : 27-05-2018 13:00

Ortam Sanal Tehlike Gerçek

Ortam Sanal Tehlike Gerçek

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte “sokakta oynayan çocuklar” devri kapandı, sanal ortamda kendi “sanal sokaklarını kuran çocuklar” devri başladı. Artık ebeveynler olarak uyarı dilimizi de teknolojiyle birlikte güncellememiz gerekiyor. Eskiden anne babalarımız, bizleri sokaktaki tehlikelere karşı ikaz ederdi; bizler ise buna ek olarak çocuklarımızı sanal dünyanın tehlikelerine karşı uyarmak zorundayız. Çünkü “sanal sokaklar”a da en az gerçek hayattakilere olduğu kadar dikkat etmek gerek. Tanımadığı insanlarla yazışan, konuşan çocuklarımız; kimi zaman tehdit, taciz ve zorbalıkla karşı karşıya kalabiliyor.

On yaşındaki bir çocuk, basit bir bilgisayar oyunu oynarken birden ekrana düşen gayrı ahlaki bir yazıyla ya da görselle karşılaşabiliyor. Yaşıtı zannederek bilgisayar kanalıyla iletişime geçtiği kişi, pedofili hastası bir yetişkin çıkabiliyor. Çocuklarımız sanal ortamda konuştukları kişinin beyanına öylesine güveniyorlar ki en özel bilgilerini dahi çekinmeden paylaşabiliyorlar. İşte böyle bir “kurtlar sofrası”nda onları yalnız ve savunmasız bırakmamamız gerekiyor. Bahsi geçen bu “kurtlar sofrası”nın merkezinde ise sanal oyunlar yer alıyor. Kötü niyetli insanlar; çocuklara bu oyunlar aracılığıyla ulaşıyor, telefon numaralarından ev adreslerine kadar elde ettikleri bilgiler sayesinde, çeşitli yönlendirmelerle istediklerini yaptırıyorlar.

Sanal Sulardaki Gizli Tehlike

Sanal oyunlar içerisinde öyle bir oyun var ki “oyun” nitelendirmesi bile masumlaştırmak anlamına geliyor. Adı “Mavi Balina”. Oyun, 50 gün boyunca kurbanlardan el bileklerine ya da bacaklarına jiletle bir balina kazımasından tren raylarında gezinmesine kadar giderek korkunç hâle gelen 50 görevden oluşuyor. 49 görev boyunca kendilerine psikolojik ve fiziki zararlar verilerek hayattan koparılan gençler, 50. gün “balina” olmayı kabul ederek intihar ediyor.

Oyunu oynamak isteyen kişilere, sözde oyunun yöneticisi görünümündeki internet korsanları tarafından virüs içerikli bir link gönderiliyor. Gönderilen bu linkle kişisel bilgileri “Phishing” (yemleme) yoluyla çalınan gençler; yakın çevrelerindeki kişilerle ilgili tehdit, şantaj ve siber zorbalığa maruz kalıyorlar. Oyunu yönetenler, ergenlik çağındaki gençlerin alışkanlıklarını ve psikolojilerini iyi biliyorlar. Kızlar fiziki, erkekler karakteristik özellikleriyle yetersiz olduklarına ikna edilerek başka bir evrende, başka bir boyutta “seçilmiş kişiler” olacaklarına inandırılıyor ve bu gençlere “Öl, nasıl olsa yeniden doğacaksın.” telkini yapılıyor.

Sanal Savaş

UNICEF raporuna göre her gün 175 binden fazla çocuk internetle tanışıyor. Dijital erişim, çocuklara bazı yararlar ve fırsatlar sunduğu gibi bir dizi risk ve sakıncayı da beraberinde getiriyor. Dünyanın dört bir tarafında devam eden savaşlarda ilk hedef olarak seçilen, kalkan olarak kullanılan, öldürülen, sakat bırakılan, tecavüze uğrayan, köleleştirilen çocuklar için çözüm üretmeye çalışan kuruluşlar; sıra çocukları dijital dünyanın tehlikelerinden korumaya, gelince maalesef aynı eforu sergilemiyor.

Oysa sanal savaş mağduru olan binlerce çocuk var. Mesela, dünyada 19 milyon, Türkiye’de ise yüz binlerin katıldığı savaş oyunlarından sadece biri “CS GO”. Öldürülen adam sayısı ve galip gelinen oyun başına kazanılan sanal paralarla, silahlar ve bıçaklar modifiye edilebiliyor. İsteyen bu silahları başka kullanıcılara gerçek paralar karşılığında satabiliyor.

Asıl tehlike ise CS GO’da kullanılan sanal bıçakların gerçeklerinin yapılıp satılmaya başlamasıyla ortaya çıkıyor. İnstagram hesabından “CS GO bıçakları paslanmaz çelikten ve kesici” şeklinde tanıtım yapan şirket, “gerçek” bıçakları kargoyla çocuklara gönderiyor!

Online Oyunda Çocuk İstismarı

Sanal dünyadaki bir başka tehlike ise Facebook üzerinden oynanan, yaklaşık 500.000 abonesi olan Avataria isimli oyun. Yaş sınırlaması olmadan giriş yapılan oyunda kendilerini, karşısındaki çocukla yaşıt olarak tanıtan kullanıcılar, ebeveynlerinin evde olup olmadığını sorguladıktan sonra çocuklarla cinsel içerikli diyaloglarda bulunuyor. Bizler, çocuğum yalnızca bilgisayarda oyun oynuyor diye düşünüp ekran karşısında kahvemizi yudumlarken kötü niyetli şahıslar çocuklarımızı sanal partilerine davet ediyor. Bizler, çocuk yaşta evliliğe engel olmak için çareler ararken çocuklarımız sanal ortamda doğrudan “Benimle evlenir misin?” sorusuna muhatap oluyor. Bizler, çocuklarımızı çevresindekilerin tacizinden korumaya çalışırken çocuklarımız sanal dünyada, sanal sapıkların tacizine uğruyor!

Peki, Ne Yapmalı?

Çocuğun kullanacağı bilgisayar hesabı mutlaka kısıtlı kullanıcı yetkisine sahip olmalı. Yetkili hesap size ait şifreli bir hesap olmalı ve çocuğun erişimine kapatılmalı. Bu işlem sayesinde çocuğun virüs içerikli yazılımları bilgisayara kurmasına engel olabilirsiniz.

Bir Google hesabıyla bilgisayarda oturum açarak tüm kontrolü ele alabilir, neredeyse tüm web geçmişini takip edebilirsiniz. YouTube Kısıtlı Mod'u aktif ederek müstehcen içeriklerinden hem 
kendinizi hem de çocuğunuzu koruyabilirsiniz.

Tehlikeli oyunlardan çocuklarınızdan uzak tutmak için Facebook'ta ilgili hesaba giriş yaptıktan sonra Ayarlar>Engelleme>Uygulamaları Engelle bölümündeki boş alana uygunsuz bulduğunuz oyun veya uygulamaların adını yazarak o oyunların açılmasına engel olabilirsiniz. Ancak çocuğunuz kendine yeni bir Facebook hesabı açtığında bu oyuna tekrar girebileceğini de unutmayın.

Sosyal paylaşım ağlarında çocuklarınızla arkadaşlık ederek onların internet adımlarından haberdar olabilirsiniz.

Oyunların çocukların yaşlarına uygun olmasına dikkat edebilir, bilgisayar başında ve internette geçirdikleri süreyi sınırlandırabilirsiniz.

Çocuklar çoğu zaman sıkıntıdan kurtulmak amacıyla sosyal medyada fazla zaman geçirirler. Ailece yapılacak etkinlikler, arkadaşlarla geçirilecek vakitler çocukları bu tür tehlikelerden uzak tutacaktır. Birlikte zaman geçirmekten keyif alındığında, güçlü bir iletişim kurulduğunda teknoloji bir sığınak olarak görülmeyecek, alternatif yaşam tarzlarının oluşması bağımlılığın önüne geçecektir. Çocuklarınıza boş zamanları için farklı alternatifler sunabilir, mümkün olduğunca onları sosyal aktivitelere yönlendirebilirsiniz.

Sokağa çıkan çocuklarınıza yabancılarla konuşmaması, çantasına dikkat etmesi, karşıdan karşıya geçerken neler yapması gerektiği konusunda nasıl tavsiyeler veriyorsanız sanal ortamda da neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğine dair de yol gösterebilirsiniz.

 

Çevrimiçi Şiddetle Sokaktaki Şiddet Arasında Fark Yok!

Türkiye’deki ebeveynler, tüm Avrupa ülkeleri içinde interneti en az kullanan ve internet hakkında en az bilgiye sahip olan grup. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarının sanal etkinliklerini düzenlemeleri de pek mümkün görünmüyor. Bunun yanı sıra Türkiye'deki çocuklar da diğer Avrupa ülkelerindekilere göre interneti güvenli kullanma konusunda en düşük bilgiye sahip grup. Çocuklar, bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadıklarından sistem ayarlarını, kendileri ile ilgili pek çok bilgiye ulaşılabilir şekilde bırakıyorlar.

Türkiye’de çocukların ve ailelerinin internet güvenliği konusunda eğitilmeleri gerekiyor. Bu konuda sivil toplum örgütleri, medya ve üniversitelere de büyük görevler düşüyor. Güvenli internet kullanımı konusunda; eğitim materyalleri hazırlanmalı, okullarda da derslere konu ile ilgili içerikler eklenmeli, eğitimcilerimiz de bu konuda daha etkili ve öğrencileri bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunmalı. Ayrıca güvenli internet kullanımı ile ilgili kamu spotları hazırlanıp çeşitli kanallar vasıtasıyla topluma duyurulmalı.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesine göre;

Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.

Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.

Cinsel istismar deyiminden;

On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

Başka birisinin çocuğunuza karşı madde kapsamına giren eylem, fiil ve hareketlerde bulunmuş olması; yukarıda belirtilen cezayı gerektiriyor. Bu eylemlerin internet üzerinden gerçekleştirilmiş olması da durumu değiştirmiyor. Böyle bir durum karşısında elinizde bulunan ve delil olarak değerlendirilebilecek tüm bilgi ve belgelerle savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

 Gülsüm Karapınar / Diyanet Dergi

adminadmin