Kültür
Giriş Tarihi : 10-11-2019 12:00   Güncelleme : 10-11-2019 11:32

Osman Yüksel Serdengeçti'yi Rahmetle Anıyoruz

​Türkiye’deki İslami mücadelenin sembol şahsiyetlerinden Osman Yüksel Serdengeçti'yi vefatının 35. yıl dönümünde dua, özlem ve rahmetle anıyoruz.

Osman Yüksel Serdengeçti'yi Rahmetle Anıyoruz

Türkiye’deki İslami mücadelenin sembol şahsiyetlerinden Osman Yüksel Serdengeçti, vefatının 35. yıldönümünde dualar ve özlemle yad ediliyor. Çıkardığı Serdengeçti dergisiyle bütünleşerek hakkı haykıran, İsmet İnönü önderliğindeki CHP iktidarının zulüm dolu uygulamalarına karşı İslam’ın nazlı sancağını en önde dalgalandıran Serdengeçti, 10 Kasım 1983 yılında Hakk’a kavuşmuştu.

Hakikati haykırdı

İslam’ın bütün maneviyatının Anadolu topraklarından atılmaya çalışıldığı bir dönemde çıkardığı Serdengeçti dergisi ile İslami ve milli bir mücadelenin fitilini ateşleyen Osman Yüksel Serdengeçti, yazıları nedeni ile birçok defa hapse girmek zorunda kaldı. İsmiyle müsemma haline gelen Serdengeçti her sayısından sonra Anadolu insanının teveccühünü daha fazla kazandı. Derginin bu yükselişi dönemin muktedirlerini çok fazla rahatsız ettiği için defalarca toplatıldı. İnönü döneminin tek parti yönetimi başta olmak üzere akabinde gelen cuntacıların hüküm sürdüğü süreçte de çok fazla baskı altında kaldı. Hapishaneler onun için adeta ikinci bir ev konumuna geldi. Öyle ki, her yazısından sonra, “açılın kapılar Osman geliyor” sözleriyle hakikat uğruna bedel ödemekten çekinmeyeceğini haykırdı.

10 Kasım'da Hakk'a kavuştu

Bir süre Hacettepe Üniversitesi’nde tedavi gören Serdengeçti, 10 Kasım 1983’te Hakk’a kavuştu.

Düşündüren nükteleri hala hafızalarda

Üstad Necip Fâzıl Kısakürek’in yakın dâvâ arkadaşlarından olan Serdengeçti, hazırcevaplığından doğan nüktedanlığıyla da biliniyordu. Parkinson hastalığına yakalanan Serdengeçti, hastalığını da “Parkinson öyle hoş bir isim ki, araba markasına benziyor. İnsanın keşke benim de bir parkinsonum olsun diyesi geliyor. Mao’da bu hastalık varmış yahu. Eh yine de büyük adam hastalığı. Ne de olsa serde fukaralık var, bu da proleter hastalığıymış, bize de böylesi yakışır. Siroz olup da burjuva hastalığına tutulacak değildik ya” diyerek dalgaya alır.

Allah Allah!

Serdengeçti'ye sorarlar:

-Konuşmalarınızda neden bu kadar çok Allah kelimesi kullanıyorsunuz?

Serdengeçti:

-Allah Allah, hiç farkında değilim yahu!

Sağ mısın, sol musun?

Serdengeçti'ye takılmaktan zevk alan bir arkadaşı onun damarına basar:

"Sen, dedi, sağ mısın, sol musun?!" Cevap: "Yaşadıkça sağım."

Tanrı Türkü, Allah Müslümanı korusun

"Tanrı Türk'ü korusun" sloganının ve tanrı kelimesinin kulislerde çokça tartışıldığı dönemde, bir tartışmada Serdengeçti şu ifadede bulunur: "Ne tartışıyorsunuz? Tanrı Türk’ü, Allah da Müslümanı korusun."

Şiirleriyle gençliğe ışık tutuyor

Nüktelerinin yanında şiirleriyle de gençlere ışık tutan Osman Yüksel Serdengeçti, eşsiz eserleriyle tarihe not bıraktı.

Bir Kahraman Bekliyoruz

Kal'a gibi dik başın bulutlarla yarışsın,

Dalga dalga saçların rüzgarlarla karışsın!

Adını nakşedelim, eski-kadim surlara

Sesini haykıralım asırdan asırlara...

Savletinle titresin yeniden doğu-batı,

Ve kurulsun Allah'ın ebedi saltanatı...

Ufukları kaplasın bayraklarımız al,al,

Göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal! ..

Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,

Eğilsin öpsün gökler,canım nazlı hilali...

Ordularım yeniden Tuna'ya akın etsin!

Bir Yıldırım çaksın da uzağı yakın etsin!

Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar!

Namını tebcil etsin, yıldızlar kehkeşanlar...

İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var.

Yavuz gibi diyorum: Bu dünya insana dar!

Bir sada duymak için sahralara düşeyim.

Helal olsun bu yolda, varım yoğum her şeyim! ..

Volkan gibi lav atmış, ne susmuş ne sönmüşüm.

Ben bu iman uğruna çılgınlara dönmüşüm.

Bir deha bekliyoruz, gençliğe mihrap olsun,

Ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun.

Sinesinde birleşsin sağa sola sapanlar,

Kahrolsun Hak dururken zorbalara tapanlar!

Çık, nerdesin, zuhur et! Biz seni bekliyoruz.

Yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz..

Musa ol! Hakka yüksel! tecelli et de Tura.

Zulmet yıkılsın gitsin! Cihan garkolsun nura!

İstiyorum yeniden bir hilkat istiyorum,

Ne hayal,ne kuruntu hakikat istiyorum.

Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!

Gelsen de bir gelmesen de

Artık olan oldu bize

Gelsen de bir gelmesen de

Gelemeyiz biz yüz yüze

Gelsen de bir gelmesen de

Hep kendini çektin naza

Yok bahara yahut yaza

Bıktım gayrı yaza yaza

Gelsen de bir gelmesen de

Bir candır bu bir andır bu

Giden gelmez bir handır bu

Dağ taş değil insandır bu

Gelsen de bir gelmesen de

Göreceğim bir boş kafes

Ceset kalmış çıkmış nefes

Nerde o can nerde o ses

Gelsen de bir gelmesen de

Bu kervan böyle gitmez

İster beni hoş görün, ister vurun öldürün,

İster bir cani gibi zindanda süründürün,

Yeter artık illallah! Şu yangını söndürün,

Amerikan dolan bu yangına kâr etmez.

Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez!

'l love you America' yazılı durur duvarda,

Donanmalar taşıdı yığın yığın hovarda,

Kızlarımız dansetti, salep içtiler barda,

Kimse görmez bunları, haya etmez, ar etmez.

Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez

Bankalar mâbed oldu, daktilo sesi dua,

Adet oldu hırsızlık, dalkavukluk ve riya,

Yapmayanlar düz yolda kalıverirler yaya,

Vallahi bilmem amma bu millet iflah etmez,

Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez! ..

Her yerde yükselirken âvaze-i sefalet.

Yurdu cennet gösterir radyo denen kör alet,

İlâhi bu ne halet, Ya Rab bu ne dalâlet?

Zorbalık, cebr-ü şiddet kimseye gık dedirtmez

Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez! ,

Haykırırım hakkı her sözüm ağır olsa da,

Şaklasa kamçı, sırtım onmaz yağır olsa da,

Duyulmaz mı bu feryat insan sağır olsa da,

Bu derde çâre lâzım, nutuklarla iş bitmez,

Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez!

Ayasofya

Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!

Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,

Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...

Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?

Hani minarelerinden göklere yükselen,

Ta maveradan gelen ezanlar?...

Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...

Ayasofya ses vermiyor,

Ayasofya bir hoş,

Ayasofya bomboş!...

Hani nerede?

Şu muhteşem minberde,

Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,

Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...

Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hale koyan kim?

Seni çırılçıplak soyan kim?!...

Hani nerede?

Gönüllerden kubbelere,

Kubbelerden gönüllere

Gürül gürül akan Kur'an sesleri?...

Kur'an sesleri dindirilmiş,

Müslümanlar sindirilmiş!...

Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin

İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...

Fethin, Fatih'in mabedinden kitab-ı mübini,

Bu ulu dini kaldıran kim?

Dinimize, imanımıza saldıran kim?

Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli,

Kimin elidir?!...

Söyle Ayasofya, söyle.

Seni puthane yapan hangi delidir?!...

Elleri kurusun, dilleri kurusun!

Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hale koyan kim?

Seni çırılçıplak soyan kim?!...

Ayasofya,

Ey muhteşem mabet;

Gel etme,

Bizi terketme!...

Bizler, Fatih'in torunları, yakında putları devirip,

Yine seni camiye çevireceğiz...

Dindaşlarımızla,

Kanlı göz yaşlarımızla,

Abdest alarak secdelere kapanacağız,

Tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak

İkinci bir fetih olacak,

Ezanlar bu fethin ilanını,

Ozanlar destanını yazacaklar...

Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...

Bu olacak Ayasofya,

Bu muhakkak olacak...

İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...

Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,

Ayasofya, belki yarından da yakın!...

Yeni Akit

adminadmin