Röportaj
Giriş Tarihi : 02-12-2016 14:38   Güncelleme : 02-12-2016 14:38

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, 15 Temmuz’un Ardından Toplum Olarak Travma Yaşıyoruz!

Psikolojik Danışma, Gelişim, İletişim Uzmanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, 15 Temmuz’da Türkiye’de yaşananları ve sonucunda oluşan ruh sağlığı ve 7’den 70’e yaşanan büyük küçük demeden psikolojik bozuklukları Akasyam Haber’e anlattı.

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, 15 Temmuz’un Ardından Toplum Olarak Travma Yaşıyoruz!

15 Temmuz gecesinde Değerlerimizle inançlarımızla beslenen bir yapının hiç beklenmeyen bir anda halkın üzerine zehir kusması tarifi imkânsız bir atmosfer ve etki yarattı diyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, o geceyi ve yaşanan belirsizlikleri böyle anlattı. “Art arda düşen bombalar, helikopter ve jetlerin sesleri, kurşunların yağmur gibi yağması, silahsız insanların üzerine tankların sürülmesi, bir yanda acımasızlık diğer yandan korkusuzluk. Bütün bunların hiç beklenmeyen bir anda yaşanması üstelik değerlerimizle inançlarımızla değerlenen bir yapının bunu yapması tarifi imkânsız bir atmosfer yarattı. 7’den 70’e bu atmosferden herkes etkilendi. Dolayısıyla millet artık her şeyi sorgular hale geldi. Dikkat ederseniz bu hadiseden sonra en tepeden en tabana kadar herkesin söz ve söylemlerinde yeniden bir dizayn söz konusu oldu. Kendi kendini teskin etti herkes ‘ne oluyor’ dedi. Böyle kişisel ve toplumsal bir ruh değişiminde yaşanan süreç bir toplumsal travmadır. Toplumsal travma dediğimizde ani gelişen ölüm, beklenmedik olayların insan üzerindeki etkisidir. Bu etki sıradan diğer olaylar gibi değildir. İnsan hastalığa yakalanır ölür, sakat kalır acısını çeker ama bu durum bile inanın o kadar etkili değildir. Endişe yarattı mı, kaygı yarattı mı, korku yarattı mı hepsini yarattı. Bunların hangisini toplum için faydalı diyebiliriz ki. Bunlar birlik bütünlüğün ve ruh sağlığının kemirgenleridir. Bir anda bu milletin üzerine zehir kusuldu” diye ifade etti.

KUŞKU TOHUMU EKİLDİ

Artık her yaşta ruhsal bozukluklar yaşanmaya başladı diyen Kurtman Ersanlı, “ geceleri ansızın uyanmalar, geceleri sıçrama, zihinlerde sorulara cevap bulamama yaşanmaya başladı. En güvendiklerimize karşı aşırı kuşku yaşamaya başladık. Kuşku giderek paranoyaya sebep olur. FETÖ/ PDY’nin kökleri kazındı mı kazınmadı mı, başka yerlere kol attı mı, hepsi birer soru halinde. İnsanlar arkadaşlarını ve akrabalarını sorgular hale geldi. Görüşü, düşüncesi, meşrebi, anlayışı ne olursa olsun ben bu ülkenin vatandaşıyım diyen herkes devletin başına sahip çıkmalı. Cumhurbaşkanının en etkin şekilde bunun üzerine gidilmesi kesin kararlı davranmasına rağmen bazı kişiler tarafından yalnız bırakıldığı görülüyor. Vatandaşlar yalnız bırakmıyor ama bazı zümreler özellikle bazı kuruluşlar, el altından oyma politikası güdüyor. Bir yandan insanların değerlerini sorgulamaya başlaması, bir zamanlar Ergenekon sonrasında 17/25 Aralık, ardından 15 Temmuz ülkenin bağışıklık sistemi olarak bilinen askeri kuvvetlerine amaçlı olarak algı oluşturulmaya başlandı. Bütün bunlar son derece tehlike arz eden durumlar. Askeriye bir ülkenin bağışıklık sistemidir bu bağışıklık sistemini ele geçirirseniz organlar işlevini yapamaz duruma gelir” diye söyledi. 

7’DEN 70’E PSİKOLOJİMİZ BOZULDU

15 Temmuz’un hem olumlu hem de olumsuz yönlerini anlatan Ersanlı, “ Güven herkes için önemli lakin çocuklar için güven daha çok önemli. İnsanlık için güven yemek içmekten sonra gelen ikici plandaki en önemli unsurdur. Güven olmazsa ne sevgi, ne saygı, ne özgüven, nede karakter kalır. Toplumu belirsizlik sardı. Bu belirsizlik ve muallak ve sonrasında kaos demektir. Anne baba bu gerilimi yaşıyor, evde bu hadiseler konuşuluyor, maksattı aşan ifadeler açıklamalar yapılıyor, ister istemez çocuk bundan etkilenmeye başlıyor. Bir yanda bombalar, bir yanda ölüm, bir yanda ambulans sesleri, bir yandan selalar. Selalar bizim için çok önemliydi ama ölümü hatırlatıyordu, bunu çocuklara anlatmak kolay olmadı. Çocuklar kendi zihninde bunlara cevap bulamadı, neden öldürülüyor neden ölümler yaşanıyor, bunları kim yapıyor, bu bizim askerimiz, bizim polisimiz, benim insanım ama bana karşı. Bu sorulara cevap bulamadı çocuklar. İnsan üzerinde travma yaratan cevapsız kalan sorulardır. Sonrasında uyku, yeme içme, stres, korku, panik, kaygı ve bunların organlara etkisi baş ve mide ağrıları, kalp krizleri, hepsinin sayılarında bir artış olduğu ifade ediliyor” şeklinde konuştu.

TOPLUM SALDIRGANLAŞTI

Şiddetin arttığını ifade eden Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, “15 Temmuz’un ardından şiddet ve şiddet eğilimleri arttı. Vatandaşın üzerinde yaşananların tepkisi olarak saldırganlık baş gösterdi. Bütün bu yaşananlar çocukları büyük ölçüde etkiliyor. Yetişkin kendine olaylardan bir cevap bulabilirken çocuklar etrafında olup bitene bir cevap bulamadığından çocuklar daha fazla etkileniyor. Bir beyin içerisinde oluşan soruya cevap bulamayınca o zihin kilitlenir. Bunların en büyük etkileri ileriki yıllarda yaşanacak. Geceleyin çocukların aniden ağlayarak uyanıp anne babalarına gelmesi uyuyamıyorum, korkuyorum demesi bunların birer etkisi. Çocuklar yaşananları gördükçe silahlı oyuncaklara ve oyunlara daha fazla rağbet gösterdi. Bunun nedeni kendine göre tedbir alıyor anlamını taşıyor. Bu ileride psikopat bir topluma dönüşebilir. Bunun etkisini en aza indirmek için çocukların yanında bunlara çok fazla dile getirmemek ve sürekli medyada çocuklara bunları izletmemek. Çocuklar soru sorduğunda terslemekten ziyade onlara daha anlaşılabilir dille bunu anlatmak ve ifade etmek gerekli” diyerek çocuk sahibi aileleri uyarılarda bulundu.

İNTİHARLAR ARTTI

15 Temmuz sonrasında İntihar eğilimleri de görüldüğünü dile getiren Ersanlı,” intiharların nedeni olarak çaresizlik, yaşanmışlık, isyan belirtileri yer alıyor. İntiharlar bir nevi kendini feda ederek bir yerlere mesaj vermeye çalışmaktır. İntihar ederek kurtulacağını ve çevresine vermek istediği mesajı vereceğini düşünür. Toplumsal travmaların ardından çoğunlukla bu tür olaylarda artış yaşanıyor. Örneğin 11 Eylül saldırılarının ardından orada da bunların olduğunu gördük. Kaldı ki 11 Eylül belirli bir noktaya yapılan saldırıydı. Türkiye’de durum ise daha ciddi. Kendi milletimiz içerisinde yer alan hainlerin dış güçlerle bir olup Ülkeye işgal girişimiydi ve tüm yurt bunun etkisi altında kaldı” şeklinde olayın vahametine dikkati çekti.

MADDE BAĞIMLILIĞINDA ARTIŞ YAŞANDI

Toplumda 15 Temmuz öncesinde de yer bulan ama bu süreçten sonra artış gösteren, kendini yeteri kadar ifade edemeyen insanlar kendini madde bağımlılığında aradı diyen Ersanlı, “ depresyona giren, bunalan, travmalar yaşayan insanlar kendini madde bağımlılığında aradı. Kendini anlatamayan ve karşısındaki insanı anlamayan diyalog kurmakta güçlük yaşayan, mutsuzluğa düşen insanlar kendini yapay maddelerde bulmaya çalışıyor. Eğer doğru yardımı alamazlarsa bu insanlar şiddet ve bağımlılık yaratan bu maddelere doğru bir akım gösterecek” diye söyledi.

Gül Gülsüm GÜNDÜZ

adminadmin