Röportaj
Giriş Tarihi : 05-12-2016 12:29   Güncelleme : 05-12-2016 12:29

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, Tanklara kafa tutan milletin psikolojisi!

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, 15 Temmuz’da Uluslararası dış güçler, Türkiye’nin geleceğimizi ipotek altına almaya kalkışmasını ve sonuçlarını Akasyam Haber’e anlattı.

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, Tanklara kafa tutan milletin psikolojisi!

15 Temmuz darbe girişimini ile ilgili milletimize ne söylemek istersiniz? Sorumuza “Söylenecek çok şey var, ama uzun lafa gerek” diyerek sözlerine başlayan Ersanlı, “15 Temmuz darbe kalkışması, ülkemizin varlığını ipotek altına almayı,  Türkü ve Türklüğü tarih sahnesinden silmeyi hedeflemişti. Başta Cumhurbaşkanımız ve milletimizin topyekûn direnişi ile karşılaşan darbeci ve geri planında yer alanların hevesleri kursaklarında kaldı” dedi.

TARİHE DÜŞEN KARA LEKE

Yaşanan hain saldırının psikolojisini bizlere özetleyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, “Tarihimize bir kara leke gibi düşen 15 Temmuz Darbe Girişimi olarak anılacak olan menfur saldırı,   aklı başında olan herkesi şok etmiştir. Bu söz bir korkunun ürünü değil,  bir hayretin dile getirilmesidir. Müslümanım diyen, Türk Milleti’nin ekmeğini yiyen ve en kutsal değerlerimize sahip olduğunu söyleyen, nasıl böyle bir ihanete kalkabilir. Bizleri asıl şaşırtan bu.  Şimdi anladık ki bunlar, sureti haktan gözüküp, milletimizi arkadan hançerleyen din bezirgânlarıymış. Uluslararası güçlerin yönettiği bir şebekenin, ülkemiz içindeki uzantılarıymış.  Din, iman, devlet, millet diyerek, Allah diyerek değerlerimizle inançlarımızla bir grup insanı kandırdılar ve aldattılar ve hatta kullandılar. Bu da yetmedi yüzlerce insanımızın kanına girdiler.  Bu nedenle şimdi etrafımızda Allah diyenlere, devlet, millet diyenlere karşı bile kaygı ve kuşku ile bakar hale geldik. Bu vebal onları arzu ettikleri yere götürmeye yeter.  Çünkü bu toplumun hemen hemen her kademesinde bulunan çoğu insan onlara güvenmişti. Güvenmek itimat etmektir, erdemliliktir, amma güvene ihanet en büyük alçaklıktır.” diyerek hayretini ve üzüntülerini belirtti.

OLUŞTURULMAK İSTENEN ALGI

Prof. Dr. Kurtman Ersanlı “Hala korku ortamı yaratmaya çalışanlar var. Başta Cumhurbaşkanımız bu algıyı yıkmak etkisiz durumuma getirmek için uğraşırken,   bazıları da kenarından köşesinden dolaylı olarak böyle bir algıya çanak tutuyorlar. Onlara neden böyle davrandıklarını soracak olsak; cevapları “ülkeyi korumaya çalışmak” olur. Bu tutum, korkuya çanak tutmaktır. Dış güçlerin yaratmaya çalıştığı atmosferin oluşmasına zemin hazırlamaktır. Bu bir psikolojik savaştır. Bu savaş hodri meydan diyerek kazanılır”

“Fırsatı ganimet bilen bazı çevrelerde, milletimizin ve devletimizin bağışıklık sistemi olarak nitelendirdiğimiz, silahlı kuvvetlerimizi hedef almaktadır. Bazıları bilerek bazıları da bilmeyerek hoş olmayan söz ve söylemlerde bulunmaktadır. Bir avuç kendini bilmez ya da iradesini ihanet şebekesine teslim etmiş olanlara bakarak, bütünü töhmet altında bırakmak, günah değil mi, ne dersiniz? Şunu unutmamak gerekir ki, yolcuya kızılarak yol dövülmez, dövene de insan denilmez. İhanet şebekesinin, ihanet öncesi davranışlarına bakarak; İslam dinine yanlışlık, ya da olumsuzluk atfedebilir miyiz?” evladım. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, bu durumun farkına vararak, “Şebeke mensuplarıyla Şanlı Ordumuz mensuplarını birbirinden ayırmamız” gerektiğini defalarca ifade etmişlerdir. Bu çok önemli bir durumdur. Aslında 15 Temmuz 2016 sonrasında tüm güvenlik kuvvetlerimiz, safrasını atmıştır. Bunun en bariz göstergesi, TSK ve Güvenlik Kuvvetlerimiz ülke genelinde terörle mücadelede 15 Temmuz 2016 öncesine göre kat ve kat etkili olmaya başladı. Bu nedenle diyorum ki, Cumhurbaşkanımıza kulak verelim” diye sözlerine ekledi.

KENDİ KUYULARINDA BOĞULDULAR

Başarısız olan şebeke ve arkasındaki güçler bu sefer de Türkiye’yi ekonomik olarak ablukaya almak istediler diyen Ersanlı, “Türk ekonomisinin çökmesi için gayri insani her yola başvurdular, vurmaya da devam etmekteler. Türkiye’mizin bundan biraz da olsun etkilenmediğini söyleyemem.  Bu durum necip milletimizin azim, sabrı ve özverisiyle bir ölçüde bertaraf edildi. Çünkü Türk Milleti nevzuhur bir millet değildir. Liderine güvenirse, aşamayacağı hiçbir engel yoktur. Mustafa Kemal Atatürk’e güvenen bu millet, en vahim şartlar içindeyken bile, yedi düvelin belini kırarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. “Yurtta barış, dünyada barış” sözünü bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Bu söz, kesin bir uyarıdır.  Ey dünya milletleri ülkemde barışı bozmaya kalkmayın, yoksa dünyayı size dar ederim demektir. Kim ne yapmaya kalkarsa kalksın, bu milletin inancı, sabrı ve samimiyeti her türlü hesabı bozacak güçtedir. Önemli olan gerçek gücümüzün farkına varıp, genlerimizde saklı olan cevheri açığa çıkaralım,  farklılıkları değil, benzerliklerimizi temel alarak gücümüze güç katalım. İşte o zaman dünya alt üst olsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeniden şekillenen dünyada en seçkin yerini almasını bilir SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR. Böyle bir durumda mal, mülk, can hesabı yapmayan tek millet var, o da “Vatan sevgisi imandandır” diyen Türk milletidir” sözleriyle ifade etti.

Yarım asra varan gerek mesleki, gerekse siyasi deneyime sahipsiniz. Hiç şüphesiz ki, bizlere söyleyecek çok sözünüz var. İçinde bulunduğumuz durumu dikkate alarak, bunları birkaç cümlede özetler misiniz? diye kendisine yöneltilen soruyu cevaplayan Ersanlı;

“Evet… Özellikle yetkililer, bir durum olduğun da, hemen demeç veren değil, olayları irdeleyen araştıran ve sonra kararını veren olmalı, Şunu unutmayalım ki, bu ülkenin iktidar ve muhalefete de ihtiyacı var. Ülkemizin idaresine talip olan herkes iyi ilişkiler içerisinde olmalı ve ülke çıkarı söz konusu olduğunda; aynı noktada buluşmalı ve yetişmekte olan nesle örnek olmalı. Yenikapı meydanında doğan o birlik ruhu, giderek yaygınlaşmalı ve mecliste de yerini almalı.  Tıpkı İstiklal Savaşımızın hafızalarımızdan silinmediği gibi, 15 Temmuz hadisesi de hafızalarından silinmemeli. Bunun için hep birlikte İstiklal Marşımızı ve Andımızı daha gür bir sesle okumalıyız. Bu konuyu yanlış anlayan, öküzün altında buzağı arayan olur; onlara da, bir çift sözüm var. “Öküzün altında buzağı aramayın”, ararsanız kendi altınızda arayın. Çünkü buzağı ineği altındadır. “Anadolu’da mezhep, meşrep ve ırk ayrımı yapılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran halka Türk denir.” Türk milleti bir bütündür ayrıştırmak ve buna sebebiyet vermek yanlış olur, ihanet olur.  Bu coğrafyada yaşayan, devletine sahip çıkan, güzel ülkemizin varlığın varlık katma arzusu içinde bulunan herkes kardeştir, Farklı düşünen kalleştir. NE MUTLU TÜRK’ÜM’  diyene” diyerek sözlerini tamamladı.

Gül Gülsüm GÜNDÜZ

 

adminadmin