Kültür
Giriş Tarihi : 19-02-2017 13:00   Güncelleme : 19-02-2017 13:35

Putlaştırmayacaksın!

"Kendimizi bulmamıza, ilerlememize başlıca engel, putlaştırma psikolojimizdir. Müsbet ve menfî alanda putlaştırma. Şahısları putlaştıra putlaştıra düşünceyle, düşünceleri putlaştıra putlaştıra inançlarla ilgimizi kesiyoruz.

Putlaştırmayacaksın!

Bakıyoruz, bütün alanlarda ufuklar donuklaşmış; put donukluğu sarmış, görüş alanını. Düşünce, sanat ve politika alanında, putlar önümüzü kesiyor ve ayaklarımıza bir gölge gibi sarılıyor. Put, kurumuş bir ağaçtır. Kökte biraz yeşillik ve canlılık varsa, onu da, kurumuş koca gövde, bir türlü gelişmeye bırakmaz. Genç insana on öğüt saymaya kalksam, birincisi, "putlaştırmayacaksın!" olurdu. Çünkü; kurumuş bir ağaçtan farksız olan put, eninde sonunda hafif veya şiddetli bir rüzgârda devrilir ve puta dayanan da, onun altında kalır. İyiyi de, kötüyü de putlaştırma eğilimini taşıyoruz. En zayıf yanımız bu. Düşünce kısırlığı, kritiksizlik, putlaştırmaya yol açıyor, putlaştırma da, düşünce kısırlığına, kritiksizliğe. Bu ikisi, birbirini destekleye destekleye düşünce gelişmesinden uzaklaşıyor, putların alacakaranlığına gömülüyoruz. Put, insanı, ahiretten de, dünyadan da uzakta tutan bir kabirdir. Ruh için bir kabir azabıdır."

[Sezai Karakoç • Sütun, sh.314]

İslâm, her türlü putlaştırmaya karşıdır. Putlaştırma, insanî, içtimâî ve medenî her gelişmenin önündeki en büyük engeldir. İslâmda, mutlak hakikât, Allah'dır. Allah'ın yarattığı her varlığın, takdir edilmiş bir kaderi ve tayin edilmiş bir eceli vardır. Günü gelince, yok olmaya, ölmeye mahkûmdur. Fânî olana bel bağlamak, fânî olandan medet ummak akıl kârı değildir. İman sahibi böyle bir gaflete düşmez. Hikmet sahipleri, "duvara dayanma yıkılır, insana güvenme ölür" derken, bu temel gerçeğe işâret etmişlerdir. İman sahibi olmak; ebedî olana, mutlak olana, geçmeyene, solmayana, fenâ bulmayana, sonsuz olana inanmaktır. Putlaştırma, bir donma, dondurma ve donuklaşma hâlidir. İnsanî, ahlâkî kemâl yolunun önünde, kaldırılması, bertaraf edilmesi gereken en büyük engellerden biri, belki de birincisidir. Put, nefsin ve şeytanın elele vererek, iman güneşinin önüne örülen bir duvardır. O duvarı yıkmadıkça, o putu parçalamadıkça, un ufak etmedikçe, hakikate ulaşmak imkansızdır.

Hayat, ilk insandan günümüze kadar, iki koldan aktı geldi: Putperestlik ve Hakperestlik... İman ve küfür mücâdelesi, putkıranlarla, put dikenlerin, putlaştıranların mücâdelesidir aynı zamanda.İnsanda, nefs sahibi olması hasebiyle, putlaştırmaya karşı bir meyil vardır. Gerçek iman kökleşince ve akıl, vahye tam teslim olunca, putlaştırma temâyülü de yok olur. Fert olarak insan, öncelikle, nefsini zapturapt altına almak ve onu putlaştırma temâyülüne karşı korumakla mükelleftir.

İnançta, düşüncede, sanatta, siyasette, tevhid akidesine karşı, putçuluk ve putlaştırma zihniyeti tetikte beklemekte; iman kalesini işgâl etmek, iman hazinesini talan etmek ve oraya nefs putunu dikmek ihtirasıyla yanıp tutuşmaktadır. Bu bakımdan, iman kalesinin ve iman hazinesinin muhafızları, dâimî teyakkuz hâlinde olmak mecburiyetindedirler.

İslâm, asliyetinden, özünden, ruhundan, aslî çizgisinden inhiraf ettikçe, uzaklaştıkça, putlaşma ve putlaştırma temâyülü başgösterir. İnsanda, iman aşkı ve vecdi sönmeye, pörsümeyegörsün, orada hemen, bakımsız tarlalarda görülen ayrık otları ve dikenler gibi, putlar türemeye başlar. İman gürleştikçe de, putlar gürül gürül yıkılmaya yüz tutar.

İsa Aleyhisselâm’dan, Son Peygamber’e (s.a.v.) kadar geçen devrede, putçuluk, putperestlik hâkim oldu dünyaya. Eski Roma, Yunan, Mısır, İran, Hindistan, Arabistan, put kuyusuna döndü. Kâinatın Efendisi (s.a.v), ebedî kurtuluş rehberi Şanlı Kur'an'ı tebliğe başladığında, Kâbe'de 360 civarında put olduğu rivâyet edilir. Mekke'nin fethi ile, Kâbe, putlardan arındırıldı ve tevhid akidesinin merkezi yapıldı.

Put, önce kafalarda, kalblerde oluşuyor. Zamanla mücessem bir şekle dönüşerek, hayat tarzı oluyor. Zihniyetleşiyor, sistemleşiyor, devletleşiyor. Faşizm, komünizm, sosyalizm, kapitalizm, liberalizm, demokrasi, kemâlizm şeklinde tezahür ediyor. Yerine göre, kadın putlaştırılıyor, para putlaştırılıyor, mal ve makam putlaştırılıyor. Yerine göre de parti putlaştırılıyor, lider putlaştırılıyor. Türlü ihtiraslar putlaştırılıyor. Ve... Nefs putlaştırılıyor. Hiç kimse, kendisini, putlaştırma tehlikesine karşı masun (korunmuş) görmemeli... Her türlü tehlikeye karşı olduğu gibi, bu tehlikeye karşı da, Allah'a sığınmalıyız. Gönül ve zihin dünyamızı muhafızsız bırakmamalıyız. Allah'ın Hafîz ism-i şerifine sarılmalıyız. Muhtaç olduğumuz kuvvet ve kudret, Allah'ın, bize bahşettiği imandadır. Bu imanı, her türlü tehlikeden korumak için, ihlâs ve takva zırhını kuşanmalıyız. Unutmayalım:

Bülbül kovuldu mu dil bahçesinden,

Gak gak karga;vak vak,kurbağa gelir.

  • nfk•
  •  

Sezai Karakoç'tan bir iktibasla başladık, Üstad Necip Fâzıl'dan bir iktibasla bitirelim:

"Dâvâ ne kadar muhkem olursa olsun, sahibi onun üstüne çıktığı anda yıkılır. Eser ne kadar büyük görünürse görünsün, müessir onu aşar aşmaz, ebedî bir dâvâ yerine, fânî bir şahıs etrafındatoplanmış olmak tehlikesi başgösterir ve şahıs ortadan kalkınca, dâvâ da güme gider." [Çerçeve • 1, sh.33]

Muzaffer Doğan / Diriliş Postası

 

adminadmin