Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 23-12-2011 12:18   Güncelleme : 23-12-2011 12:18

Sağduyuya Fransız kalmamak

   Tarihi bilmek, babayı, atayı bilmekle eş değerdir

Sağduyuya Fransız kalmamak
   Tarihi bilmek, babayı, atayı bilmekle eş değerdir. Tarihi yanlış anlamak ve anlatmaya çalışmak da abesle iştigaldir. Bulutlu gecede gölge aramak ne kadar saçma ise gerçekle alakası olmayan konuları gündeme taşımak da böyledir. Kuşandığınız silah size dönebilir.

   1915 Ermeni olaylarını ele alarak (Temcit pilavı gibi diyemem, onlar bunu bilmez.) hem ekonomisini hem de halkını rahatlatmayı amaç edinen Fransa’dan bahsediyoruz. Dışarıya karşı düşmanlık kurgulayarak kendi halkını birleştirmek, uyandırmak yeni bulunan bir yöntem değildir. Akıl, sağduyu ve teknolojinin hâkim olduğu milenyum çağında böyle planlar kurmak değneğin iki tarafının da pis olduğunu hatırlatır insana.

   Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle: “Sulandırılmış bir oylamadır.” oylamaları.  Yaptıklarını anlamak mümkün değil. Bu nedenlerle alınan kararı şiddetle kınıyoruz.
   577 milletvekilinin bulunduğu Ulusal Meclis’te oylamaya onda birlik bir katılımın olması ayrıca Fransa açısından kötü bir sınavdır. Sarkozy’nin derdi seçimdir. Bu dert onu, Türkiye düşmanlığı üzerinden prim yapmaya kadar götürmüştür. Onun bu yaklaşımı; Fransa, Avrupa ve Avrupa’nın savunduğu değerler adına endişe vericidir. Çünkü tutulan bu yol çıkmaz bir yoldur. Karanlıktır. Akıldan yoksundur.

   Başbakanımız Erdoğan’ın deyimiyle Türkiye’de 100 bin civarında Ermeni yaşamaktadır. Bunlar hâllerinden memnundurlar. İşleriyle meşguldürler. Biz Türklerle, merhametli ve anlayışlı ve de bir insanı öldüren insanlığı öldürmüştür, fikrini savunan Türklerle kardeş olmuşlardır. Müslüman olanları bile vardır. Türklerle evlenmiş, iç içe girmişlerdir. En önemlisi, en önde gelenleri, yazarları, fikir adamları hiç de Sarkozy gibi düşünmüyor. Yazdıklarıyla Türklerden bir yanlış görmediklerini dillendiriyorlar. Sormazla mı o zaman? Size ne oluyor?

   Yalan rüzgârı olarak nitelendirdiğimiz Sarkozy kurgusu üzerine biz de Türkiye olarak boş duramayız. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan reçeteyi bize sunmuştur. İşte o reçete:
 “Fransa ile ilişkileri gözden geçirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Bundan sonra Fransa’nın tavrına göre biz de tedbirlerimizi etap etap hayata geçireceğiz. İstişareler için Paris Büyükelçimizi Ankara’ya çağırıyoruz. Şu andan itibaren ikili düzeyde gerçekleştirilmesi öngörülen siyasi, askerî ve ekonomik düzeyde karşılıklı ziyaretlerle seminer, eğitim, kurs, personel değişimi faaliyetlerini iptal ediyoruz. AB çerçevesindeki eşleştirme projelerinde Fransa ile artık iş birliğine gitmeyeceğiz. Fransa ile her türlü siyasi istişareyi durduruyoruz. İkili askerî faaliyetler ve ortak tatbikatları şu andan itibaren iptal ediyoruz. Askerî uçuşlar için yıllık toplam verilen bütün üst uçuş ve iniş-kalkış izinlerini iptal ediyoruz. Her uçuş için ayrı izin uygulamasına geçiyoruz. Askerî gemilerin liman ziyaretleri için başvurularını bugünden itibaren kabul etmiyoruz. 2012 Ocak ayında iki ülkenin ekonomi bakanlarının eş başkanlığında yapılması tasarlanan "Türkiye-Fransa Ekonomi ve Ticari Ortaklık Komitesi"ne katılmıyoruz. Bu toplantıyı gerçekleştirmiyoruz." Su uyur, düşman da uyumazsa bizim de bir şeyler yapmamız gerekir. Uyuşmuşluktan kurtulmamız gerekir. Sağduyuya Fransız kalanlar düşünsün gerisini…
 
adminadmin