Sağlık, Allah’ın kullarına verdiği bir nimettir. İnsanın, hem Allah Teâlâ’ya karşı kulluk vazifesini, hem de ailesine, yakınlarına ve tüm topluma karşı sorumluluklarını gereği gibi yerine getirebilmesi her şeyden önce sağlıklı olmasına bağlıdır.
Hz. Peygamber (s.a.s.), insan için sağlığın önemini hadis-i şeriflerinde şöyle ifade buyurmuşlardır: “Hiç kimseye, iman hariç, sağlıktan daha hayırlı bir şey verilmemiştir.” (Tirmizî, Deavât 105) “Allah’ım! Bedenime, gözlerime ve kulaklarıma sıhhat bahşet.” (Ebû Dâvud, Edeb 101) buyurarak, mü’minleri mânevî yönden olduğu kadar bedenen de sağlıklı ve güçlü olmaya teşvik etmiştir.
Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.) “Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini biliniz” (Müslim, İmare 46) buyuruyor. Bu hadis-i şerifte önemli bir uyarma bulunmaktadır. Çünkü hastalık gelmeden, sıhhatin değerini bilmek, gelecek hastalıklara karşı korunma tedbirleri almayı gerektirir. Peygamberimiz (s.a.s.) sağlığın korunması için bizleri uyarmaktadır. “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunların kıymetini bilmiyorlar ve aldanıyorlar. Bunlar sağlık ve boş zamandır.” (Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 12, s.177)