Derler ki, Recep Tayyip Erdoğan en moralsiz olduğu zamanlarda dahi Samsun’da bir miting yaparak moral bulurmuş…
Derler ki, Reis, seçim sonuçlarını Samsun’a bakarak değerlendirir, Samsun iyiyse gerisini bakmaya gerek duymazmış. Çünkü ülke geneli her zaman Samsun’dan en az dokuz - on basamak aşağıda olurmuş...
Ve fakat her zaman sandıkları patlatan, referandumlarda da tıpkı seçimlerde olduğu gibi AK Parti'nin sarsılmaz kalesi olan Samsun'un seçimlerden sonra unutulmak gibi bir kaderi vardır.
En basit ve meşhur bir örnek; Samsun’un AK Parti’ye en çok oy çıkartan ilçesinde 15 yıldır hala su ve yol sıkıntısı çözülebilmiş değildir.
Derdimizin mikro milliyetçilik olmadığını, olmayacağını bilenler bilir. Bilmeyenlere de anlatmaya lüzum yoktur.
Fakat bir şu tabloya bakın; Samsun’un Rektörü Adıyamanlı, Milli Eğitim Müdürü Sinoplu, Sağlık Müdürü Yozgatlı, İŞKUR Müdürü Adanalı, Gençlik Spor Müdürü Zonguldaklı, Basın Yayın Müdürü Trabzonlu,
Her dönem Samsun’dan bir bakanımız oluyor da Samsun’dan bir il müdürü neden ve nasıl bulanamıyor?
Sağlık Bakanı çıkartabilecek kabiliyetimiz var da Sağlık İl Müdürü yetiştirecek mecalimiz yokmuş meğer!
Spor Bakanı çıkartabilecek kabiliyetimiz var da Spor İl Müdürü yetiştirecek mecalimiz yokmuş meğer!
Samsun’dan bir bürokrat çıkamıyor mu, Meğerse Samsunlu olmak ne zor bir şeymiş!
Sayın spor bakanı ve sayın sağlık bakanının, Samsun’a yaptıkları il müdürü atamaları düşündürdü bize bunları.
İnisiyatif alamayan bakanların, bir araya gelemeyen milletvekillerin ortaya çıkardığı tablodur bu…
Yani işin kolayı; madem içinizden bir isimde anlaşamıyorsunuz, alın size kimseyle sıkıntısın olmayan, Samsun’la herhangi bir işi, alakası olmayan, etliye de sütlüye de karışmayan bir bürokrat…
Böyle böyle Samsun kaç yıl geriye gidiyor haberiniz var mı?
Başyazı
