Eğitim
Giriş Tarihi : 09-02-2016 11:42   Güncelleme : 09-02-2016 11:42

SAMSUN’UN İLK KADIN MİLLETVEKİLİ MELİHA ULAŞ

Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan V. ve VI. dönem Samsun milletvekilliği yapmış olan Meliha Ulaş, 1898 yılında Sinop’ta doğdu.

SAMSUN’UN İLK KADIN MİLLETVEKİLİ MELİHA ULAŞ
Babası Hüseyin Kâmi Bey, annesi ise Fatma Ulviye Hanım’dır. Babası, Sinop Belediye Doktorluğu görevinde bulunmuştur.1935 yılı seçimlerinde Meclis’e 17 kadın milletvekili girmiş olup, 1936’da boşalan milletvekillikleri için yapılan ara seçimlerde Hatice Özgener Çankırı’dan milletvekili seçilmiş ve böylelikle Meclis’te kadın milletvekili sayısı 18’e yükselmiştir. Meliha Ulaş’ın TBMM kişisel dosyasındaki özgeçmişinde doğum tarihi 1901 olarak yer almaktadır. Ancak Ulaş’ın 1917’de Darul Fünundan mezun olduğu düşünülecek olursa, Semra Gökçimen vd.lerinin verdikleri 1897 tarihi akla daha yakın gelmektedir.   Eğitimini İstanbul Küçük Mustafa Paşa İnas Rüştiyesi, Saraçhanebaşı Kız Sınai Mektebi ve Darülfünun Edebiyat Bölümünde tamamlamıştır. 1917’de Darülfunun’dan pekiyi derece ile mezun olmuş, aynı yılın Eylül ayı başında İstanbul Selçuk Hatun Kız Sınai Mektebi coğrafya öğretmenliğine atanmıştır. 1918 yılında İstanbul Bezmialem Sultanisi coğrafya öğretmenliğine, 1919’da terfi ederek, Kandilli İnas Sultanisi Edebiyat öğretmenliğine geçmiştir. 1923’te yine terfiyle Bezmialem Sultanisi Türkçe ve Edebiyat Öğretmenliğine tayin edilmiş, buradan istifa ederek Arnavutköy Kız Kolejinde dil öğrenmek için 3 yıl, hem öğrencilik hem de hazırlık sınıflarında Türkçe öğretmenliği yapmıştır. 1928’de Halid Hulusi ile evlenmiş, 1931’de Erzurum Kız Muallim Mektebi Edebiyat dersleri öğretmenliği ve baş muavinliğe atanmıştır. 1933’de Samsun Lisesi Edebiyat öğretmenliğine geçen Meliha Ulaş, 1935 ve 1939’da yapılan genel seçimlerde Samsun milletvekili olmuştur. Fransızca ve İngilizce bilen Ulaş, Milletvekilliği yıllarında arzuhal (dilekçe) ve Gümrük ve İnhisarlar (Gümrük ve Tekel ) komisyonlarında üyelik yapmıştır. 18 Temmuz 1942 yılında milletvekiliyken vefat etmiştir. Samsun basınında vefatıyla ilgili şu haber yer almıştır: “Sayın mebusumuz bayan Meliha Ulaş’ın İstanbul’da Kalamış’ta vefat ettiğini teessürle haber aldık. Gerek kültür, gerek kadınlık ciddiyet ve şiarını nefsinde toplamış bulunan Sayın Meliha Ulaş’ın üç devredir mebusumuz olması ile mezayasını yakinen takdir etmiş ve tanımış bulunuyoruz. Bu itibarla ziyaından mütevellit acı ailesi kadar vilayetimiz halkı için de çok derin olmuştur. Kederli ailesine Allah’tan sabırlar dileriz.” Meliha Ulaş’ın ölümünden sonra, boşalan Samsun milletvekilliği sandalyesi için 9 Ağustos 1942’de yapılan ara seçimde yine bir kadın olan Sabiha Gökçül Erbay milletvekili seçilmiştir. MELİHA ULAŞ’IN V. DÖNEM MİLLETVEKİLLİĞİ 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ülkenin siyasi hayatında yeni bir dönemin kapılarını araladı. Türk kadınının, aktif siyaset yapmasının önü açılmış oldu. Bu düzenlemeye kadınlar olumlu tepkiler verdiler. Öğretmenlik mesleğine sahip olan, aydın bir Türk kadını olarak Meliha Ulaş da kadınlara verilen bu hakkın, ülkenin ilerlemesi ve çağdaşlaşması hususunda önemli katkı sağlayacağı düşüncesinden hareketle, bizzat kendisi de bu sürecin içinde yer almayı gerekli gördü. Nitekim kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi üzerine, kadınlar Samsun Halkevinde toplanarak büyük bir kutlama düzenlemişler ve Meliha Ulaş da sürece katılmıştır. Bu kutlama sırasında, kadınlar siyasi iktidara saygı ve teşekkürlerini bildiren telgraflar çekmişlerdir. Çekilen bu telgraflara, Meliha hanım nezdinde, Meclis Başkanı Kazım Özalp ve Halk Fırkası Sekreteri Recep Peker’in cevap verdiği görülmektedir. Kazım Özalp’ın cevabî telgrafı şu şekildedir: “Samsun kadınları namına bayan Meliha. Türk kadınlarının saylav seçmeleri ve seçilmeleri için onaylanan yasadan ötürü gösterdiğiniz bu canlı kalkınma güvemiyle karşılanmasından kadınlarımızın ülke için her asığlı işi olduğu gibi bu en yüksek sosyal yürgüyü de kolaylıkla onaracakları bayıktır.” BMM başkanı Kazım Özalp.” Recep Peker de şöyle cevap vermektedir: “Meliha, Türk kadınları kongresi namına İstanbul’da bulunmaktan geciktim. Kadının siyasal yükümünü alması ulusal gücü ve onuru üstünleyecektir. Saygılar. CHF Katibi R. Peker.” Bütün bunlar gösteriyor ki, Meliha Ulaş CHF içinde önemli bir yere sahip ve aktif bir kişidir. Onun bu özelliğinin, 5. dönem milletvekili seçimlerinde, CHF’nın Samsun milletvekili listesine girmesini sağladığı söylenebilir. 1935 yılında yapılan milletvekili genel seçimlerinin iki önemli özelliğinden söz edilebilir. Birincisi kadınların bu seçimde oy kullanma ve milletvekili seçilme hakkına sahip olmaları; ikincisiyse, 16 ilde boş sandalye bırakılarak CHF dışında 16 milletvekilinin bağımsız olarak meclise girmesi imkanının sağlanmasıdır. Çünkü Atatürk, ülke genelinde bazı sandalyelerin boş bırakılmasına dair CHF Teşkilatına ve ikinci seçmenlere şu beyannameyi yayınlamıştı: “Şubatın 8. Cuma günü yapılacak saylav seçimi işleri üzerinde çalışan fırka umumi reislik divanı yeni mecliste müstakil üyelerin bulunmasına imkân vermek için fırkamızın listesinde 16 boş yer bırakmaya karar vermiştir. Aşağıda yazılı vilayetlerin her birinde birer saylavlık yer için fırkadan namzet gösterilmeyecektir. Cumhuriyetli ve milliyetli olmakla beraber fırkamız programından başka bir programlı ve fırkalı olmanın tabii kayıtları dışında kalan serbest çalışacak samimi yurttaşların ulus karşısında yapacakları tenkitlerde söyleyecekleri mütalaalarla milli çalışmanın kuvvetleneceği kanaatinde bulunuyorum. Bir yolda geçirdiğimiz 4 yıllık tecrübe fırka esaslarımızın ve fırka hükümeti çalışmalarının ulus üstünde yapılan tenkitlerle karşılaştırılmasını fırsat vermiş ve yurttaşların siyasal olgunluğunu artırmıştır. Her gün, her vesile ile düşündüklerini ve yaptıklarını fırka içinde ve fırkalılar arasında olduğu kadar iyi ve temiz, kütüm yurttaşların da murakabesine arz etmeyi vazife sayan fırkamızın bu kararını bildirirken fırka teşkilatımızın da teşkilatımızdan ve fırkalı ikinci müntehiplerden yukarda yazılı vasıftaki müstakil namzetlere rey vermelerini isterim. Birer saylavlık yeri boş bırakılacak yerler şunlardır: Ankara, Afyon, Antalya, Denizli, Eski Şehir, İstanbul, İzmir, Konya, Sivas, Tokat, Muğla, Niğde, Yozgat, Çankırı ve Kastamonu’dur.” Bütün bu gelişmeler paralelinde Samsun’da da Millet Meclisine milletvekili seçimi işlemleri veya hazırlıkları yapılmaya başlandı. Şehir meclisi toplandı ve öncelikle heyet-i teftişiye seçimi yapıldı. Yapılan seçim sonucunda, Yusuf, Kırrıza, Sarı Ahmet, Lazoğlu Rahmi, H. Hayrullah oğlu Salih, Zihtioğlu Şevket, Kunduracu Cemal oy çokluğuyla heyeti teftişiyye üyeliğine seçildiler.17 Samsun’da müntehib-i sanilikler de şu şekilde belirlendi: Samsun merkez için 108;  Ladik 50, Havza 55; Çarşamba, 129; Kavak 67; Terme 55; Bafra 192, Vezirköprü 80.18 Ardından müntehib-i evvellerin 14 Samsun 20 Birinci Kanun 1934. 15 Samsun 20 Birinci Kanun 1934. 16 Ahali 5 Şubat 1935. 17 Samsun 20 Birinci Kanun 1934. 18 Samsun 17 Son Kanun 1935. Seçimi sürecine geçildi ve seçim süreci şu şekilde cereyan etti: Halkevi Bandosu, ardında Giresun Milletvekili Münir Akkaya, Fırka Vilayet İdare Heyet’i ve Ocak azaları Belediye Reisi olduğu halde, Halk Fırkasından çıkarak Belediye’ye gidildi, sandıklar alınıp, yine aynı alay ile yerlerine konuldu. Halk bu süreci ilgiyle izledi ve her yanı bayraklarla donatıldı. Samsun’da CHF’sı şu kişileri milletvekili adayı olarak göstermiştir: Dr. Asım Sirer (Eski Samsun Milletvekili), Etem Tunçay (Eski Samsun Milletvekili) , Mehmet Y. Güneşdoğdu (Eski Samsun Milletvekili, çiftçi), Zühtü Durukan (Eski Samsun Milletvekili), Ruşeni Barkın (Eski Samsun Milletvekili), Meliha Ulaş (Samsun Lisesi Öğretmeni), Mehmet Ali Yürüker (İstanbul Şehir Meclis Üyesi), Mustafa Tunalın (Ankara Askeri Silah Fabrikaları ustabaşılarından). Samsun 1935 milletvekili ve genel kurultay seçimleri şu şekilde gerçekleşmiştir. Her iki üyeliğe rey verecek olan ikinci seçmenler Cuma günü saat 9’da Halk Fırkasına çağrılmışlardır. Fırkada toplanan seçmenler programda belirtildiği gibi Halkevi bandosu, arkasında Vali Fahri Kiper, Giresun Milletvekili Münir Akkaya ve Fırka müteşebbüs heyeti ve diğer heyetler, yakalarında fırka rozetleri olduğu halde doğruca Gazi Parkı’na giderek hazırlanan Gazı heykeli önüne çelenk bıraktılar. Burada İstiklal Marşı okunduktan sonra orta mektep muallimlerinden ikinci seçmen bayan Mehpare, bu güne ve kadınların seçme ve seçilmelerine dair bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra alay, yine önde bando ile belediyeye gitmiş ve meclis salonunda toplanan ikinci seçmenlere karşı Belediye Başkanı Hüsnü Yeğen tarafından yine aynı mevzuda bir söylev verilmiş ve çok alkışlanmıştır. Asıl seçim bu konuşmalardan sonra başlamış, isimleri okunan seçmenler, birer birer giderek, sandığa reylerini atmaya başlamışlardır. Belediye tarafından hazır bulunanlara portakal suyu ve pasta ikram edilmiştir. Aynı gün saat 14’te, fırkada genel kurultay üye yoklaması yapılmış ve akşam 17’de ikinci seçmenlere çay ziyafeti verilmiş ve özellikle köylü seçmenler eğlendirilmek amacıyla sinemaya götürülmüştür. Cumartesi günü saat 10’da hükümet konağında meclis salonunda toplanan ikinci seçmenlere karşı gerek saylav gerekse genel meclis azalıklarının önemi hakkında Vali Fahri Kiper tarafından konuşmalar yapılmıştır. Bu söylevlerden sonra reyler sandığa atılmaya başlanmış ve bittikten sonra yeni milletvekili seçilen Meliha Ulaş tarafından da bir söylev gerçekleştirilmiştir.21 Şubat 1935’te yapılan milletvekilliği ve genel kurultay üyeliği seçimi, Samsun basını tarafından, daha önceki seçimlerden farklı olarak kadınların da seçme ve seçilmelerine imkân tanınması bakımından kamuoyunda memnuniyetle karşılandığını ifade etmiştir.22 Nitekim Samsun gazetesinde şu ifadeler yer almaktadır: “İkinci seçmenler hiç şüphe yoktur ki, büyük Atatürk’ün ilan ettiği namzetlere reyleri seve seve vermişlerdir. Bu arada kadın seçmenler, reylerini verirken kopan alkış tufanı içinde, belediye salonu çınlamıştır.” Samsun’dan kadın milletvekili seçilen bayan Meliha Ulaş, seçildikten sonra vilayette ve Halkevinde iki ayrı konuşmayı yapmıştır. Vilayette yaptığı konuşma şu şekildedir: “Saygı değer yurttaşlarım; bugün acun uluslarının pek azının erişebildiği bir ünün derin kıvançları içinde yaşıyoruz. O da yüksek kurultayımızda kadın üyelerine de yer verilmesidir. Türk kadınlarının bu dirimde de çalışmalarını gözeten onlara bu hakkı veren yüce önderimiz Kemal Atatürk’e, ulu kurultayımıza içten gelen güvenimizi kulduklarımızı sunarım. Sayın yurttaşlarım; Samsun’dan saylav olmak gibi hakkımda gösterilen yüksek teveccüh ve itimatlarınıza sevinç duygularımı, sonsuz teşekkürlerimi ötünürüm. Bu gönenli yollarda da çalışmayı yükümlerinin en ulusu, en üveclisi sayacağım. Yurdumuzu acunun en medeni düzenlerine ulaştırmağa hep birlikte çalışacağız. Yaşasın Atatürk ve Halk Fırkamız.”24 Aynı gün halk evinde yaptığı konuşmada ise şunları söylemiştir: “Saygılı Bayanlar, Baylar; bugün (Saylav) hakkı verilen Türk kadınlığını içten gelen derin heyecanlarla kutlularım. Bu yasanın kabulünde Atatürk’e, yüksek meclise özcandan gelen çarpıntılarla sonsuz saygılarımızı sunarız. Şimdiye kadar erişilmez gibi görünen bütün işlerde varlığını gösteren dönenmesini yapan yüce Türk Çumhuriyeti yurdunun çocuklarını yükselten kadınları, topluluk dirimde ayırmadığı gibi siyasal dirimde de Türk tarihindeki kadının hakkını verdi. (Öz Türk) kadını olan hatun, bundan yüzyıllarca evvel aynı hakka sahipti. O zaman onun dört yana saldığı buyruklarında yanyana hatun, hakan imzaları vardı. Osmanlılık rejimi bunu bizden almıştı. Her özdeğini, özbenliğinden alan Cumhuriyetimiz bu önene bizi eriştirdi. Bu toplanışımız bugüne kadar varlığımızda duyamadığımız güvenimizi anlatılması güç olan derin zevki yaratanlara kulduklarımız telgraflarla bildirmektir. Hiçbir Türk kadını bugünü unutmayacaktır. Hayat çarpışmalarında her zaman erkekle beraber yürüyen hiçbir yönde ondan arta kalmayan Türk kadınlığı bu yeni yükümde de bütün varlığı ile çalışacak yüce Cumhuriyeti ve yurdu için çarpan kalbi demir evren gibi duracaktır. Bugünün Türk kadını çok kutlu, çok gönençlidir.” Meliha Ulaşın Milletvekili seçilmesi üzerine Samsun basınında şu değerlendirme yer aldı: “Bu defaki saylav seçiminde, vilayetimiz saylavlığına Lise Edebiyat muallimi Bayan Meliha Ulaş seçilmiştir. İki seneden beri kentimiz lisesinde edebiyat muallimi olarak bulunan bayan Meliha’nın saylavlıkta aranan bütün evsafı cami olduğunu biz de her yerden herkesten ziyade bilir ve takdir ederiz. Çünkü dolgun bir dimağa sahip olduğu gerek talebe ve gerek meslek arkadaşlarının söylemelerinden anlaşıldığı gibi gayet ciddi tavrı da sayılan evsafın hakiki ifadesi olduğunu isbat etmektedir. İstanbul Darulfünün Edebiyat fakültesinden mezun, İngilizceye vakıf olan Kandilli Lisesi edebiyat muallimliği ve beş yıl da Erzurum Kız Muallim Mektebi, Edebiyat hocalığı başmuavinliği yapmak suretiyle de maarif hayatında çok iyi tanınan ve hizmet eden yeni saylavımzı bayan Meliha Ulaş’ı candan kutlularken daha mühim olan şimdiki yeni vazifelerinde de muvaffak olmalarını dileriz. Samsun CHF’sı, kadın milletvekili olan Meliha Ulaş şerefine bir çay ziyafeti vermiş, bu ziyafete şehrin ileri gelenleri davet edilmişti. Samimi havada geçen ziyafette milletvekiline başarı ve iyi yolculuklar dileklerinde bulunulmuştu.   Cumhuriyet Halk Fırkası Başkanı Giresun Milletvekili Münir Akkaya, Trabzon milletvekillerinden Daniş ve Raif ve Trabzon Maarif Müdürü Said Nazif ve Milano Konsolosu Münir, Trabzon’dan Cumartesi günkü Güneysu Vapuru ile Samsuna gelmişlerdir. Pazar günü sözü edilen kimselerle Samsun Milletvekili Maliha Ulaş da olduğu halde trenle Ankara’ya hareket etmişlerdir.28 Milletvekillerini uğurlamak üzere bayanlar da istasyona gelmişler ve bu bayanların bir kısmı da trenle Amasya’ya kadar milletvekillerini uğurlamışlardır. Bir kadın milletvekili olarak Meliha Ulaş’ın tutanaklara geçen iki konuşması bulunmaktadır. İlk konuşmasında, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu üç öğrencinin ölümüne sebep olan emekli binbaşı İbrahimoğlu Şükür Aytuğ’un, Eskişehir Ağır Ceza Mahkamesinde 1 yıl dört ay hapis ve 132 lira ağır para cezasına çarptırılmasından dolayı TBMM’ye verdiği af dilekçesinin görüşülmesi üzerine gerçekleşmiştir. Konuşmasında özetle, psikolojik olarak hasta olduğu anlaşılan birisine neden silah verildiğini sorgulamaktadır. Dönemde ikinci konuşması Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’a yönelik ama daha çok teşekkür amacı içeren içtimai terbiye konulu bir konuşmasıdır. Konuşma şu şekildedir: “Sayın arkadaşlar, kültür sahamızın mekanizması durumu yollarında söz söyleyecek değilim. Sayın vekilimizin büyük çalışması ve himmetleriyle bunun her sene daha ileri yürüdüğünü görüyoruz. Temas edeceğim nokta senelerden beri tecrübelerimle büyük noksanlığını hissedip gördüğüm ‘içtimai terbiye’ kültürle beraber verilecek içtimai bilgilerdir. Bugün çocuklarımız, gençlerimiz birçok bilgilerle yetişiyor. Fakat ona destek olan ve hayatın her durumda rastlayacağı birçok muaşeret bilgileri noksan kalıyor. Ta yemek masasından tiyatro, sinema salonlarına kadar günün her saatinde ve her yerinde bu boşluğun menfi izlerini görüyoruz. Arkadaşlar teessüfle şunu söylüyorum ve sizler de her zaman şahit oluyor görüyorsunuz ki, bu muaşeret içtimai bilgileri çocuklarımıza öğretmediğimizden onlar büyükleri saymasını, sokakta yürümesini, otobüs, tramvayda durmasını, Halkevleri, konser tiyatro, sinemalar ve müsamereler gibi umumi yerlerde oturmasını, konuşmasını, gülmesini bilmiyorlar. Büyük cumhuriyetimizim genç ve müdrik nesline her gün biraz daha yükselen gençliğine artık bu mühim bilgilerin verilmesi zamanı çoktan gelmiştir. Bu bilgi ve yetiştirme hiç şüphesiz aile kucağından başlasa da ve ailenin burada mühim rolü varsa da gerek terbiye gerek yurt sevgisi ve gerek içtimai bilgiler kaynağı olan okullarımızda bunun işletilmesi, tekâmülü, devamı şarttır. Okullarımızda öğretmenlerimiz bu noksanlar üzerinde ancak fırsatın verebildiği pek az bir zaman içinde meşgul oluyorlar. Fakat bunun kafi gelmediğini bugün görüyoruz. Sayın kültür bakanımızdan yaşama için ve yaşamanın tamamlayıcısı olan bu içtimai muaşeret bilgisinin ders şeklinde programa konulmasını dilerim. Arkadaşlar hayatta alınacak intibalar ilkçağlardadır. Onun için yine tekrar ediyorum. Sayın vekilimizden temennimi derece derece ilkokullardan başlayarak bütün devrelerde programa konulmasını bekler ve dilerim.” Meliha Ulaş’ın V. Dönem milletvekilliği süresinde yaptığı konuşmaların içeriğinde, hem kadınlık hem de öğretmenlik mesleğinden gelişinin etkilerinin olduğu anlaşılmaktadır.   MELİHA ULAŞ’IN VI. DÖNEM MİLLETVEKİLİ SEÇİLİŞİ 10 Kasım 1938’da Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümü üzerine, Meclis 11 Kasım1938’de oy birliğiyle, Malatya Milletvekili İsmet İnönü’yü Cumhurbaşkanlığına seçti.32 26 Aralık 1938 CHF Büyük Kurultayında, yapılan tüzük değişikliğiyle Atatürk ebedi başkan, İnönü de, ”Değişmez Genel Başkan” olarak belirlendi. Bilindiği gibi değişmez genel başkanlık kurumu ilk kez 15 Ekim 1927’de toplanan CHF Büyük Kongresinde kabul edilen Nizamnameyle oluşmuştu. Bu Nizamnamede fırkanın kurucusu Gazi Mustafa Kemal “Değişmez Genel Başkan” kabul edilmişti.33 Ülke, 1939’da yapılacak olan genel seçimlere bu önemli gelişmelerden sonra hazırlandı. Artık Cumhurbaşkanı ve fırkanın genel başkanı değişmiş, kamuoyunda kullanılan yaygın ifadesiyle “Milli Şef“ dönemi başlamıştı. Milli Şef dönemi olarak nitelenen dönem, 1938-1945 yılları arasını kapsamaktadır. V. Dönem Samsun’dan kadın milletvekili seçilen Meliha Ulaş 1939’ta, yani “Milli Şef” döneminde yapılan VI. Dönem milletvekili seçimlerinde de CHF listesinde Samsun milletvekili adayı olarak yer almayı başarmıştır. 26 Mart 1939 yılında gerçekleşen seçim sürecinin şu şekilde cereyan etmişti: VI. Dönem milletvekili seçimleri Samsun’da ikinci seçmen namzetlerinin tespiti için partide bir toplantı yapıldı.35 Bu toplantı sonucunda Samsun İkinci seçmen namzetleri olarak 19 Mayıs, Pazar, Cedit, Kale, Kılıçdede, Ulugazi, Sait Bey, Hançerli, Salahiye, Kökçüoğlu mahallerinden toplam 69 isim belirlendi.36 Mebus seçimiyle ilgili basında şöyle bir haber yer almaktadır: “Vilayetimiz yoklama toplantısında hazır bulunmak ve parti merkezinden mühürlü olarak verilen zarfı ikinci müntehipler huzurunda açmak üzere geçenki Pazartesi günü Ankara’dan şehrimize Seyhan Mebusu Bay Damar Arık gelmişlerdi. İkinci müntehip seçiminin bitmesi münasebetiyle bugün saat 9’da Halkevi salonunda mukarrer yoklamaya başlanmış; evvela il yönetim kurul başkanı bay F. Tuksal kürsüye gelerek muhtasaran maksadı izah etmiş ve bay Damar Arık’ı haziruna tanıtmıştır. Bundan sonra söz alan bay Damar, Ankara’dan geldiğini, milli şefimizden selam getirdiklerini ve mühürlü zarfı açacaklarını söyledikten sonra, zarf açılmış ve bay Nail tarafından okunmuştur. Namzetlerin esamisini bildiren ikinci büyük zarf da açılarak 14 esamii ihtiva eden liste müntehiplere dağıtılmış bilahire toplanmıştır. Kazalarda da aynı yolda yoklama yapılacağı ve neticenin ondan sonra bildirileceği zikr edilmiş, parti genel sekreterliğinden Martın 26. Pazar günü saat 9’da mebus seçiminin yapılacağı hakkındaki tebliği okunduktan sonra hazirun dağılmışlardır.”   Seçim sonucunda CHP namzetleri olup Samsun mebusluğuna ittifakla seçilen isimler şunlardır: Hüsnü Çakır, Mehmet Ali Yörükel, Meliha Ulaş, Amiral Fahri Engin, Ruşeni Barkın, Zühtü Durukan, Süleyman Necmi Selman, Naşit Fırat.38 Samsun’dan ikinci kez milletvekili olmayı başaran Meliha Ulaş’ın meclis tutanaklarında tek konuşmasının var olduğu görülmektedir. Bu konuşma, sıhhat ve içtimai muavenet vekâleti bütçesi hakkında yapılan müzakerelerde yapılmıştır. Meliha Ulaş’ın düşünce dünyasını anlamada ipuçları barındırdığı için konuşmayı aynen vermekte yarar vardır: “Sayın arkadaşlar; sıhhat ve içtimai muavenet vekâletinin bütçesi müzakere edilirken iki mühim mesele hakkında söz söylemek istiyorum. Bunlardan birincisi, çok çocuklu analara yardım. İkincisi, bünyemizi, sıhhatimizi kemiren iki büyük hastalık hakkındadır. Bunlardan birincisi emrazı efrenciye, sifilis; ikincisi, sıtmadır. Müsaade ederseniz evvela şunu arz edeyim; 1593 numaralı kanunun 166. maddesi 6, 7 ve daha çok çocuklu analara yardım edilmesini mutazammımdır. Ben arzuhal encümenindeyim. Vatandaşların bu dileğe ait birçok müracaatları oraya geliyor. Bunları sıhhiye vekaletine gönderiyoruz. Aldığımız cevap şu oluyor. Evet, bunların haklarıdır. Sıraya koyduk vereceğiz. Daha 1933 senesindekileri ancak tediye edebiliyorlar. Arkadaşlar, bugün 1939 bütçesini konuşuyoruz. 1934, 35, 36, 37, 38 yani daha 5 senelik borç kalmış bulunuyor. Binaenalyeh bu vaziyet karşısında alacaklıların istihkakları tediye edilemiyor. Bunların ekserisi köylüdür. Mamafih az bir yardımdır amma onlar için bir kıymet ifade eder. Bugünkü bütçede de yetmiş beş bin lira olduğunu görüyoruz. Bunun için sayın vekilimizden önümüzdeki seneler için daha çok tahsisat koyup borçların biran evvel verilmesini rica ederim. Arkadaşlar, ikinci mühim mesele olarak emrazı efrenciye ve sıtmayı söylemiştim. Bu da çok mühimdir. Sıtma dairei intihabiyem olan Samsun ve kazalarında pek çoktur. Geçen sene Samsun’u geziyorduk. Çarşamba kazasında bir mektebi gezerken çok acıklı bir manzara ile karşılaştık. Çocuklar içeri giriyorlardı. Biz baş öğretmenin odasında idik. Oraya ağlayarak, inleyerek birçok yavrular girdi. Bunların hepsi sıtmalı idiler ve yardım diliyorlardı. Bu vaziyet bizi çok müteessir etti. Bu mevzu üzerinde öğretmenlerle görüştük. Anladık ki maalesef bu nahiyede çocukların % 50 -70’i sıtmalıdır. Daha fenası sıtmadan malaryadan ölenlerin adedinin az olmadığını söylediler. Arkadaşlar, bu hususta hükümetimiz mücadele yapıyor, kanallar açıyor, bataklıkları kurutuluyor. Fakat bunlar bugünkü büyük hadiseleri önleyecek mahiyette değildir. Bunlar hakkında ciddi, esaslı takipler tedbirler alınması lazımdır. Sıtma hala nüfusumuzu tahrip ediyor, kemiriyor. Memleketimizin sıtmaya müsait birçok mıntıkaları vardır. Sayın vekilden ricam şudur ki; memleketimizin bu gibi mıntıkalarında daha önemli daha ciddi tedbirler alınması lazımdır. Arkadaşlar, bir de baytar buhranı vardır. Mesela Bafra’da bir senede 20 şarbon vakası olduğu halde bir baytar yoktur. Bunlar her halde nazarı dikkate alınacak meselelerdir. Sifilise gelince: Arkadaşlar, Samsun’un kazaları olan Bafra’da, Kavak’ta Vezirköprü’de bu hastalık hepimizi müteessir edecek derecede ilerlemiştir. Her gidişimizde yazıyoruz. Mukayyet şu kadardır diyorlar. Bunlar için de ciddi, hakiki tedbirler almak lazımdır. Bu gün resmi listelerde yazılı olanlar çok azdır. Halbuki hastalık çok sâri bir hal almıştır. Bunun için de bir tarama yapılmasını diliyorum. Sayın vekilimden bu hastalıkları önlemek için ciddi, sağlam bir mücadele savaşı açmalarını rica ediyorum.”   Yrd. Doç. Dr. Mehmet AYDIN- Ondokuz Mayıs Üniversitesi - Samsun
adminadmin