Kültür
Giriş Tarihi : 29-07-2018 16:00   Güncelleme : 29-07-2018 16:34

Samsun’un manevi mimarlarından İskender Fevzi Sevük Hoca

Samsun’un manevi mimarlarından İskender Fevzi Sevük Hoca

İSKENDER İnsan doğup büyüdüğü toprakları terk eder mi asla! 

Maalesef  bu gerçek,  tarih boyunca hep yaşanmış. Doğal nedenler (deprem, sel, kuraklık), Sosyal nedenler (eğitim, sağlık, dinlenme, dini inançlar), Siyasal nedenler, (savaşlar, etnik baskılar), Ekonomik nedenler  (iş ve ulaşım  imkanları, doğal kaynaklar)…

Her nedenle olursa olsun ‘’göç’’ insanlara yeni fırsatlar da sunmuş. Bu yüzden meseleye pozitif bakmak istiyorum. Her zaman ki gibi Ladik’ le başlayalım… 

Süleyman GÖKMEN amca heyecanla söze başlıyor. ‘’Yıl 935 babam(Mustafa GÖKMEN) Zile’ye yumurta götürüyor. Dönüşte  Akyazı  köyü  yakınlarından geçerken ilçemize  yeni atanan müftünün tayin emrinin Ladik’ e ulaştırılması babamdan isteniyor, babam da  severek bu görevi kabul ediyor. Bu sebepledir ki müftü efendi ile ailecek yakınlığımız başlıyor. ‘’O müftü!  Akyazı köyünde fahri  imamlık yapan  İskender  Fevzi  SEVÜK(Tsivadze) nam-ı  diğer İskender Efendidir ki  Sırasıyla Ladik’e(19 yıl),Çarşamba’ya (3 yı),Samsun’a(10 Yıl)” Manevi  Mimarlık’’ yapmış çok değerli büyüğümüzdür. Süleyman Amca devam ediyor ”İskender Efendi Hasan Ağanın (Ahmet Boyar’ ın babası) evine kiracı olarak yerleşiyor. Kısa bir süre sonra Babam Mustafa GÖKMEN’ in ağabeyi amcam Abdurrahman GÖKMEN vefat ediyor.

İskender   Efendi  Ladik’te ilk cenaze namazını (amcamın) kıldırıyor. Müftümüz deha idi. Her davranışı bize örnek oluyordu. Namaz için camiye her zaman en az 10 dakika erken gelir, namaz çıkışında Mustafa SERT’ in çay ocağına uğrardı. Bir düşküne ya da hayır hasenat için para camide toplanırdı. Hitabeti çok güçlü olan müftümüz yardımlaşma ilanından sonra Mustağ Efendi (Mustafa SERT) diye seslenirdi. Parayı Mustafa SERT toplardı. İlk parayı da her zaman müftü efendi verirdi. Cebinden çıkardığı kesesini hiç unutamam.’’

“İskender Efendi’nin Büyük oğlu Ahmet; Ahmet BOYAR’ ın ablası Ayşe ile evlendi. Küçük oğlan Mahmut’ta Kara Hasan’ın Hüseyin’in(Hüseyin SAMANCI) kızı Kadriye ile evlendi. Makbule isimli kızı da Samsun’ da Hüseyin ALTUNLA evlendi. Ülkemize hicret eden müftümüz artık yeni bir hayat kurarak bizden biri olmuştu.”

47 yaşında ülkemize giriş yapan değerli hocamızın Acaristan’daki hayatını da araştıralım istedik. Bu konuda bana; özellikle  yurt dışından belge desteği sağlayan saygı değer ağabeyim, dostum Hayrettin ŞEN beyefendiye şükranlarımı sunuyorum. Belge bilgileriyle  destek veren değerli büyüğümüz Süleyman GÖKMEN’e ve İskender Efendi’nin torunu Ayla Hanıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sağlıcakla kalın.

Doğum Tarihi : 1884

Vefat Tarihi    :1967 (83 yaşında)

Defnedildiği  Yer : Samsun Asri  mezarlığı

Görevi,mesleği   : Kadı ,Müftü

İskender Fevzi SEVÜK (Tvsivadze) 1884 yılında Çürüksu (Kobuleti) kasabasındaki Dagva köyünde dünyaya geldı. Babası Esed Tvisvadze Annesi ise Hacer Japaridzedir. Çürüksu’da gürcü okulu olmamasından dolayı ilk okul eğitimini ailesinin desteğiyle özel öğretmen yardımıyla tamamladı. Babasını erken yaşta kaybeden İskender Fevzi SEVÜK’ün (Tsivadze) yetiştirilmesini annesi Hacer Japaridze üstlendi.   Daha sonra akrabaların destekleriyle eğitimi devam etmesi için İstanbul Fatih medresesine gönderildi. Öğrencilik yıllarında İskender Tsivadze Memed, Hasan, Aslan, Abidin, Suleyman, Zia ABAŞİDLERLE ve Loman Efendi KARTSİVADZE ile tanışma imkanı buldu. İstanbuldaki Feriköy mahallesindeki Gürcü katolik kilisesine sık sık ziyaret ederek ve buradaki Kütüphanesinde Gürcü kültür tarihiyle tanıştı. 

Fatih medresesini tamamladıktan sonra İskender Fevzi Sevük (Tsivadze) müderris, ilahiyat profesörü unvanını aldı ve eğitimini daha da derinleşmesi için Mısır’a gitti. Orada Kahire’deki El-Ezher Üniversitesinde Hukuk Fakültesinden mezun olup anavatanına döndü. Eğitimi tamamlamış İskender  Fevzi SEVÜK (Tsivadze) memleketine döndükten sonra Çürüksu (Kobuleti) kasabasında müftülük ve kadılık görevine atandı. Daha sonra ise Batum’da kurulmuş Müftülük meclis başkanlık görevine atandı. Sonraki yıllarda Tiflis’te yeni kurulmuş Doğu Dilleri Fakültesi açılınca İskender Tsivadze’yi Türkçe ve Arapça öğretmeni olarak davet ettiler. Orada bir süre Üniversite öğrencilerine Arap ve Türk dili (Rusça bilgisi de vardı) öğretmeye devam etti. Bu surede  zamanın büyük bilim adamlarıyla; Akaki Şanidze, Giorgi Akhvlediani, İvane Djavakhişvili ve Arnold Çikobavayla yakın dostlukları oluştu.

İskender Fevzi SEVÜK  (Tsivadze) son derece eğitimli Özgün bir şahsiyetti. Kendisi Memed Abaşidze ile birlikte Gürcistan ve Acaristan’nın (Adjara) bağımsızliği için mücadele veriyordu. Mitinglere gelen insanlara bağımsızlığın önemini ve müslüman gürcülerin birliğininin ehemmiyeti üzerine konuşmalar yaptı.Acaristan’da Gürcü okulların açılması için her zaman elinden gelen mücadeleyi sürdürdü. 

1917 yılında 19 kasım tarihinde Tiflis’te Gürcistan Birinci Milli Kongresi açıldı. Kongrenin faaliyet kapsamında Acaristan’dan (Adjara) gönderilen Mehmet Bey Abaşidze ve   dava arkadaşları aktif rol üstlendiler. Aralarında İskender Sevük’de (Tsivadze)  vardı, kendisi bu kongrenin açılışında selamlama konuşması yaptı.(“Gürcistan gazetesi” 1917 yıl. 257. say). Kongre sonucunda  Memed Bey Abaşidze, Cemal-Bey khimşiaşvili, Receb Nijaradze ile İskender Tsivadze Acaristan’dan (Adjara) Milli Meclise üye olarak seçildiler.

Gürcistan Bağımsiz Demokratik Cumhuriyeti kurulunca, Mehmet, Haydar, Hasan Abaşidzeler ile İskender SEVÜK (Tsivadze) ve dava arkadaşların temel gayesi Acaristan’nın anavatanına geri dönmesiyidi. Gürcistan’da Sovyet Hükümeti kurulduktan sonra Müftülük kurumu ve makamı kaldırıldı. İskender SEVÜK’e din adamı olduğundan kolay zulmettiler  ve hem müftülük hem kadılık görevinden aldılar.Bundan sonra da bir süre Batum camiinde sadece fahri hocalık yapabildi.

1930 yılında Çürüksu (Kobuleti) Parti Merkez Komite Başkanlık üyesi İskender SEVÜK’ün yakın arkadaşı Tengiz JGENTİ tatil yapmaktaydı. Onunla konuştuktan sonra İskender SEVüK’ün ve ailesinin Acaristan’ı terk etmesi gerektiği kararlaştırıldı.Muhtemelen ciddi bir istihbarat alınmıştı. 1931 yılında büyük sıkıntılarla ailesi  ve 17 arkadaşıyla birlikteTürkiye’ye sığındı.Sırasıyla Posof,Artvin,Ordu ve Amasya’da fahri imamlık yaptı. Türkiye’ye gelişinin ilk 3 yılında çok sıkıntılar  çekmiştir. Amasya’ya gelmeden önce Salıpazarı Kuşcuvaz(Sarı Hasan) köyünde 3 ay kalmıştır.Amasya’da Mehmet Bey Abaşidze’nin kardeşi Amasya Şehri Kadılar Meclis Başkanı(baro) olan Hasan Bey Abaşidze’nin yakın alakasıyla Amasya Akyazı köyüne yerleşir.

İskender SEVÜK(Tsivadze) ve ailesi  mühacirlikten doğdukları topraklara bir daha dönemediler. İskender’in eşi Nargül SEVÜK(Narguli Çkonia),  Oğulları Muhammed, zamanında Hulo(Khulo) kasabasında Çiftçiler Gençlik Lisesi Başkanı idi. Ancak mühacirlikte nişanlısını (Guliko Kaikatsişvili) düşüne düşüne vefat etti. İkinci oğlu Ahmet 1913 yılında Çürüksu’da doğdu. Çürüksu Birinci Lisesini ve Batum Pedagoji Enstitüsünü tamamladı. İskender SEVÜK‘ün ikinci oğlu olan Ahmet Batuma geri gidebilmeyi doğduğu toprakları görebilmeyi  başardı. İskender SEVÜK’ün bunlardan başka bir kızı (Makbule) birde oğulları (Mahmut) vardır ki çocuklarını Türkiye ve Acaristan sevgisiyle yetiştirdi. Ahmet Sevük (Tsivadze) Türkiye’de büyük otorite kazanmış ve gürcü diyaspora geliştirmesi için çok çabalamıştı.

İskender SEVÜK(Tsivadze) 1967 Yılında Samsun’da vefat etti.Kabri Samsun Asri  mezarlığındadır.

Oturanlar (soldan sağa): Yusuf KAHVECİOĞLU, Abdurrahman ACAR, İskender Fevzi SEVÜK, Mehmet YÜCE (Koca Oğuz HAFIZ), Mehmet Ali KARAMAN (Hafız), Hüsnü KAHVECİOĞLU(Çolak Hüsnü),

Ayaktakiler (soldan sağa): Mahmut KAHVECİOĞLU, Hakkı KARAMAN (Çapanın Hakkı), Mehmet BEYHAN, Niyazi KAHVECİOĞLU, Hamdi ÖZGEN, Ahmet ÖZBALCI, Yunus SAYIN (Yunus Hafız), Hüseyin SAMANCI, Osman ÖZGEN, Osman GÜMÜŞ (Şampiyon Osman), Ali MUTLU, Mustafa KARAMAN (Çapanın Mustafa), Arif ATİK (Koca Arif).

adminadmin