Türkiye
Giriş Tarihi : 22-05-2016 13:00   Güncelleme : 22-05-2016 13:00

Savaş Değil Soykırım Göç Değil Sürgün

  Çarlık Rusyasının Çerkesleri anavatanları Kafkasya'dan sürmesinin üzerinden152 yıl geçti ancak sürgünün neden olduğu acı hafızalardaki yerini koruyor

Savaş Değil Soykırım Göç Değil Sürgün
  Çarlık Rusyasının Çerkesleri anavatanları Kafkasya'dan sürmesinin üzerinden152 yıl geçti ancak sürgünün neden olduğu acı hafızalardaki yerini koruyor. Resmi olmayan rakamlara göre, 1,5 milyona yakın Çerkes sürgüne tabi tutulurken yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı 400 bin ila 500 bin kişi hayatını kaybetti. Çerkeslerin Çarlık Rusyasının nüfus politikası kapsamında sürgüne tabi tutulmasının üzerinden bir buçuk asrı aşkın bir süre geçmesine rağmen Moskova yönetimi ana vatanlarından kopartılan Çerkeslerin acılarını bir nebze de olsa dindirecek adımları atmadı. Çarlık Rusyasının mirasçısı konumunda olan Rusya'dan özür bekleyen Çerkesler, 21 Mayıs'ın “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” olarak tanınmasını istiyor. Ana vatanlarından sürgün edilen Çerkeslerin yaşadığı tarihi trajedi her sene 21 Mayıs'ta anılıyor. Çerkes sürgünü nedir 1763-1864 yıllarındaki Rus-Kafkas savaşları, tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçti. 101 yıl süren savaşlarda 500 binden fazla Kafkasyalı hayatını kaybederken, savaş sonunda yüz binlerce Çerkes ana vatanını terk etmek zorunda kaldı. 21 Mayıs 1864’de Soçi yakınlarında Kbaada Vadisi'ndeki savaş Çarlık Rusyasının galibiyetiyle sonuçlanırken, Çerkesler için de "sonun başlangıcı" oldu. Çarlık Rusyasının nüfus politikası çerçevesinde yaklaşık 1,5 milyon Çerkes,Tuapse, Soçi ve Sohum gibi liman kentlerine toplanarak başta Varna, Samsun, Sinop ve Trabzon olmak üzere Osmanlı topraklarına sürüldü. Ancak sürgün sırasındaki yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı, resmi olmayan rakamlara göre 400 bin ila 500 bin arasında Çerkes hayatını kaybetti. Ağırlıklı olarak Anadolu ve Rumeli topraklarına sürülen Çerkesler, daha sonra Suriye ve Ürdün gibi bölgelere göç etti. 152 yıldır ne toprak ne Karadeniz Çerkes soykırımını örtemedi. Bundan 152 yıl önce 21 Mayıs 1864’te Çerkesler, Rusya tarafından soykırıma maruz kaldı. Büyük bir sürgünle evlerinden, özyurtlarından ayrılmak zorunda kalan 1,5 milyon Çerkes birçok ülkenin onlarca şehirlerine yayıldı. 1860 Ruslar, Karadeniz kıyısında bulunan Kafkas halklarının vatanlarını işgal etmişlerdi. Büyük işgal sırasında Adigey olarak bilinen Çerkes bölgesi ise işgal edilemiyordu. Adigey, Ruslar’ın hem ticari hem de askeri anlamda çok önem verdikleri bir yerdi Rusya, hayalini kurduğu egemenlik sahasında bağımsız bir Çerkes bölgesi istemiyordu. 1860 döneminde Rusya’nın hâkimiyet stratejisi iki başlığa ayrılıyordu. 1: Çerkesler’e karşı psikolojik harekât yürütme Bu stratejiye göre dostluk adı altında genişletilmiş bir asimilasyon harekâtı yürütülecekti ve içeriden kiralanmış işbirlikçiler marifetiyle Rusya zamana yayılmış bir işgal gerçekleştirecekti. 2: Doğrudan saldırarak katletmek ve sürgün Rusya, Kafkasya Ordusu Kurmay Başkanı General Milyutin tarafından desteklenen bu stratejiye göre hareket etmeye yani, soykırım ve sürgüne karar verdi. Çerkesler’in sürgün edilme planı Rus Çarının da uygun görmesiyle 1860 yılından itibaren Rus devlet politikası haline geldi.  1864 yılında Çarın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, Kafkasya halklarına bir bildiri yayınladı.  “Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya'nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.” Bu bildiri yayınlandıktan sonra “Çerkesler’in Büyük Felaketi” başladı. Yüz binlerce Çerkes katledildi.  Birçok sülale yok edildi. Özyurtlarından ayrılan yüzbinlerce insan yollarda hayatını kaybetti. Rusların geçmişte sürgün acısı yaşattığı milletler Tarihte Rusya yönetimlerinin sürgün politikalarından "nasibini alan" tek millet Çerkesler değil. Kırım Yarımadası'nın asli unsurlarından Tatarlar da Sovyet yönetimince 18 Mayıs 1944'te, trenlere doldurularak Ural Dağları ile Sibirya ve Orta Asya çöllerine sürgün edildi. Kırım Tatar kaynaklarına göre, 250 bine yakın Kırım Tatarı, 3 günde hayvanların taşındığı tren vagonlarına doldurularak yarımadadan sürgün edildi. Bu kişilerin yüzde 46,2’si zor koşullar altında açlıktan, hastalıktan, kötü yaşam koşullarından, kötü muameleden dolayı, bir kısmı da vagonlarda hayatını kaybetti. Sovyetler döneminde vatanlarından edilen milletlerden Ahıska Türkleri, Stalin'in kararıyla Gürcistan'dan vagonlara bindirilerek, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'a sürüldü. Bağımsız kaynaklar, 15 Kasım 1944'teki bu sürgünde, 20 bine yakın Ahıska Türkü'nün çeşitli sebeplerden hayatını kaybettiğini gösteriyor. dirilişpostası
adminadmin