Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 29-05-2017 08:32   Güncelleme : 29-05-2017 08:32

Savunma Sanayiimiz

Türkiye’nin savunma sanayii üretim potansiyeli ve yetenekleri dünyanın hiç bir ülkesinde yok.

Savunma Sanayiimiz

Dünyanın en büyük üretici ülkesi elbette değiliz. Lockheed Martin, Boeing, BAE Systems, Rytheon, General Dynamics, Northrorp Grumman, Airbus, United Tecnologies, Finmecanica gibi Nexter gibi çok büyük üretici firmalar var.

Ancak çok büyüyen firmaların büyüklükleri ile orantılı büyüyen bürokratik mekanizmaları bu devlerin esnekliğini yani ihtiyaca göre prosesleri değiştirme kabiliyetini ortadan kaldırıyor.

Türkiye’nin sosyal dokusunun ürettiği küçük ve orta ölçekli üretici firmalar savunma sanayii alanında olağanüstü gelişimler gösteriyorlar

Dünyanın başka hiç bir yerinde bulunmayan son derece yüksek kabiliyetleri geliştiren firmalarımız yeterli sermaye büyüklüğüne sahip olamadıkları için dünya ile rekabette henüz geri durumdalar.

Devlet savunma sanayii üretiminde Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nın şirketleri ASELSAN, HAVELSAN gibi şirketler ile bunların iştiraki olan STM gibi firmalara öncü roller vermiş durumda.

Bu firmalar sahip oldukları ayrıcalıkları Türk savunma sanayiini geliştirecek ve üreticilere uluslararası piyasada alan açacak şekilde kullanamıyor.

Aslında söylenmesi gereken çok söz var da samimiyetine inandığım savunma sanayii müsteşarı ve yardımcılarının üzülmesini istemediğim için bu aşamada söylemekte bir yarar görmüyorum.

İki hafta önce dünyanın en büyük savunma sanayii fuarı IDEF Türkiye’de yapıldı.

Savunma sanayii alanında dünyanın ve Türkiye’nin kabiliyetleri arasında bir kıyaslama yapmak için en uygun zemin bu fuardı.

Türkiye’nin sahip olduğu kabiliyetler ile orantılı bir ekonomiye neden sahip olamadığını sorgulamamız gerektiğini bu fuarı gezen herkes düşünmüştür.

Türkiye sahip olduğu kabiliyet ile orantılı bir ekonomiye neden sahip değil. 

Dünyanın en büyük on şirketinin her birinin geliri 10 milyar doların üzerinde.

Lockheed Martin tek başına 40 milyar dolardan daha fazla gelir elde ediyor.

Türkiye’nin toplam üretimi ne kadar?

Bunun onda biri civarında.

Bu kadar büyük potansiyele rağmen ekonomik büyüklüğümüz sıraya girecek durumda değilse doğru olmayan bir şeyler olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Savunma Sanayii Müsteşarı son derece iyi niyetli bir çaba içinde bu konuda hiç bir şüphem yok.

Ancak çevrenizde 150 milyar doları aşan bir savunma sanayii ekonomisi varken biz hâlâ bu durumdaysak oturup konuşulması gereken konular var demek ki.

Türkiye, oturup savunma sanayii vizyonunu yeniden gözden geçirmek zorunda. 

Gelip takıldığımızı ve adına orta gelir tuzağı denilen ekonomik sınırdan yukarıya çıkacaksak ele almamız gereken birinci konu bu.

Sadece Arabistan’ın yıllık savunma sanayii bütçesi 65 milyar dolar.

Uçak dışındaki ihtiyaçlarının tamamının Türkiye’den temin edilmesi mümkün.

Suudi Arabistan’dan FNSS dışında anlamlı bir ticari payı olan Türk şirketi var mı?

Türkiye, Arabistan’ın ihtiyacı olan modernizasyon ve bakım konusunda yeterli kabiliyete sahip.

Peki, niye oralarda yokuz bunu iyi düşünmemiz lazım.

Siber güvenlikten sınır güvenliğinden atış kontrol ve savunma sistemlerine ve hafif silahlara kadar sahip olduğumuz kabiliyetler pazarda niye yok? 

Bizim toplam ihracatımız 150 milyar dolar.

Oysa sadece bu kadar savunma sanayii ihracatımızın olması lazım.

Hem kendimiz için hem de dostlarımız için.

Yaşar BAŞ

Recep YAZGANRecep YAZGAN