Samsun Haber
Giriş Tarihi : 17-10-2018 12:49   Güncelleme : 17-10-2018 12:49

Sayın Zihni Şahin’e Açık Mektup!

Sayın Zihni Şahin’e Açık Mektup!

Geçen hafta bu köşemde Genel Başkan Yardımcımız Sayın Çiğdem Karaaslan’a açık bir mektup yazıp birkaç soru sormuştuk. Kendileri bizi aradı 45 dakika telefonda konuştuk. Birbirimizi ikna edebildiğimizi sanmıyorum ama arayıp cevap vermesinden ötürü kendisine teşekkür ederiz.

Tam bu konu ile ilgili basında başka bir şey yazmayız diye düşünürken Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zihni Şahin olaylara müdahil oldu ve basına bir açıklama servis etti.

Aslında sorunun müsebbibi Büyükşehir Belediyesi ama bize göre yanlış olan bu uygulama eski Başkan Sayın Yusuf Ziya Yılmaz döneminde olduğu için Sayın Zihni Şahin’in ismini hiçbir açıklamamızda zikretmemiştik.

Bize göre bu yanlış kararın alınışında hiçbir dahli olmayan ama Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğu için Sayın Çiğdem Karaaslan’dan yardım istemiştik.

Sayın Çiğdem Karaaslan’ın ilgisiz davrandığını düşündüğümüz için ona açık mektup yazarak sorular sormuştuk. Cevapları şimdilik bizde kalsın.

Yine AK Parti Atakum Belediye Başkanı Sayın İshak Taşçı’nın da bu yanlış kararın alınışında hiçbir dahli yoktu. Ona kızma sebebimiz ise; bize dürüst davranmayışıdır.

Biz, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne müracaat ettik, çünkü orası sonradan oluşturulmuş bir tepe yani Tümülüs. Yol yapım çalışmaları sırasında mezarlar ve gözyaşı şişeleri çıkmıştı yine kral mezarı çıkacaktır. Talep ettik temel kazılırken bilir kişi bulunacak, biz de süreci takip edeceğiz. Biz, bu şekilde hak aramaya başlamış, bu konuyu medya üzerinden kamuoyu ile paylaşmaktan vaz geçmiştik ki, yine söylüyorum; bu yanlış uygulamada hiç dahli olmayan Sayın Zihni Şahin öyle bir açıklama yaptı ki, akıl alır gibi değil.

Bu açıklamayı okuduğumuzda ‘bu şehri kimler nasıl yönetiyor, yazık’ dedik. Başkanın özel kalemini aradık. Nihayet özel kalem müdürüne ulaştık. Kendimizi tanıttık, haberin yanlış olduğunu söyledik ve bunu Başkana izah etmek için randevu istedik.

Özel kalem müdürü biraz nazlanınca, ‘bu durumu Zihni Başkana iletin. Bu sizin karar verebileceğiniz bir konu değil. Başkan ile görüşeyim aksi halde sorularımızın muhatabı o olacak, sorularımızı görüşerek soramazsak basın aracılığı ile soracağız’ dedik.

Bu yazı yayınlanana kadar bizlere geri dönüş olmadı. Bizler de uyarı ve sorularımızın bir kısmını yine bu sütunlardan yapacağız.

Sayın Zihni Şahin, bize cevaben basına servis ettiğiniz haber diyor ki, “Atakum’da ağaç katliamı yok, böyle bir şeye kesinlikle müsaade etmeyiz.”

Şimdi diyeceksiniz ki, “ne var bunda?”

Evet, ama Sayın Başkanım, bu haberi servis edenler ağaçları kesilen parkın üç cepheden resmini çekerek haberle birlikte servis etmişler. Yani resminizin arka fonunda kesilmiş ağaçlar görülüyor.

Sayın Başkanım kesilmiş ağaçları arkanıza alıp böyle bir kesim yok demek akıl alır gibi değil ya size bir kumpas var ya da bu şekilde haber servis etmek insan aklı ile alay etmektir.

Her ikisi de size zarar verecektir.

Mahalleli bu açıklamanızdan dolayı şaşkın. “Bu kesildiği görünenler ağaç değilse pırasa mı?” diye soruyorlar.

Sayın Başkanım, “Yol ve hizmet için her şeyi yaparız” demişsiniz. Eyvallah Allah sizden razı olsun.

Zaten yola kimse itiraz etmiyor ki...

İtirazımız, o parkın imara açılıp yeri istimlak edilen vatandaşa verilip o ağaçların kesilmesine duyarsız kalınmasınadır.

Sayın Başkanım, yine aynı açıklamada demişsiniz ki, “Biz çok fidan dikiyoruz, ağaç keser miyiz?”

 Başkanım, fidan dikiyoruz ama o fidanların bu ağaçların seviyesine gelmesi için 50-60 yıl gerekir. Bize şimdi de ağaç lazım. 60 yıl sonra da ağaç lazım. 60 yıl sonra işimize yarayacak ağaçlar diktik diye bugün bize nefes olan ağaçları kesme hakkımız olabilir mi?

Sayın Başkanım, yine başka bir savunmanız ise “O alan yokuştu orada park olmaz” olmuş.

Sayın Başkanım, orası zaten parktı bazı duyarsız ve vicdansız yöneticiler bu uygulamayı yapmamış olsalardı hâlâ park olarak kullanıyor olacaktık. Allah aşkına her şeyi yapın da insanın aklı ile alay etmeyin.

Sayın Başkanım, başka bir savunmanız ise, “Orası bir şahsın yeri ne yapalım vatandaşı mağdur mu edelim?” olmuş.

Sayın Başkanım biz adamın yeri değil demiyoruz. Adama o alanın verilmesi yanlıştı, onu düzeltelim diye mücadele veriyoruz.

Ve Sayın Başkanım, hak mı dediniz?

O zaman size bir haktan bahsedeyim mi?

Yine Atakum’da 3,5 kata imarlı yerler nasıl kulelere dönüştü?

Siz duymamışsanız bir araştırın. Çünkü Mısır’da ki sağır Sultan bile biliyor.

Son bir sözümüz olacak: Allah kimseyi başkasının yaptığı yanlışı savunmak zorunda kalacak kadar çaresiz bırakmasın.

Unutmayınız ki toprağın üzerinde sürülen saltanat kısadır ama toprak altı hesap ilelebet sürecektir. Herkes hesap günü  hesabını verecek.

Adnan Öz / Hedefhalk Gazetesi

adminadmin