Fikir
Giriş Tarihi : 13-11-2016 12:00   Güncelleme : 13-11-2016 12:49

Serdengeçti Dâvâ Delisi Bir Adam

​Her gün birçok insan doğuyor, birçok insan da ölüyor. Doğduk ve öleceğiz.

Serdengeçti Dâvâ Delisi Bir Adam

Bu doğumlar ve ölümler, gelişler ve gidişler, kıyâmete kadar sürüp gidecek.

Aslolan, yaşadığımız sürece, yaratan Allah'ın rızâsını kazanabilmektir.

Ne mutlu, Allah'ın rızâsını kazanan kimseye!

Kâinatın Efendisi (sav); 

"Ölülerinizi, hayırla yâdediniz!" diyor. "Ölülerinizi" diyor, "ölüleri" demiyor!

Neslimizin üzerinde büyük emek sahibi ve bizlere mücâdele ve mücâhede yolunda

nümûne-i imtisâl olan iki büyük dâvâ adamı,1983 yılında, yaklaşık 5-6 ay arayla,

33 yıl evvel ufkumuzdan çekilip gitti. Önce Üstad Necib Fâzıl (25 Mayıs 1983),

sonra da, Osman Yüksel (10 Kasım 1983) ebedî âleme göç etti.

Allah'tan başka hiçbir gücün önünde eğilip-bükülmeyen bu iki dâvâ divânesini

rahmetle anıyoruz. 10 Kasım denince, hemen iki kişiyi hatırlarım: Biri, baş öfke kutbumuz, diğeri de, yolumuzun öncülerinden, çok sevdiğim

Serdengeçti Osman Yüksel ağabeydir.

Ele-avuca sığmayan, Akseki'ye sığmayan, Ankara'ya, Türkiye'ye sığmayan adam,

ecel gelip de, kapısı çalınınca, Ankara'da Cebeci mezarlığında, bir mezara sığıverdi.

Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru, 1917'de, Akseki'de doğan Serdengeçti,

10 Kasım 1983 Perşembe günü, 66 yıllık ömrünü, "66'ya bağlayarak" dünya 

hayatını tamamladı.

Osman Yüksel gibi, Necib Fâzıl gibi, bir ömür cephede savaşmış dâvâ adamlarını,

değil bir yazıya, kitaplara sığdıramazsınız! Bizim nesil (60'lı,70'li yaşlara sahip olanlar)

gözümüzü ve gönlümüzü "dâvâ"ya açtığımızda, önümüzde Necib Fâzıl'ı, Osman

Yüksel'i gördük. İkinci Dünya Savaşı'nın bütün şiddetiyle devam ettiği;

savaşa girmeyen Türkiye'de, Tek Parti zulmünün de bütün şiddetiyle sürdüğü 1940'lı yıllar...

Bu yıllar, aynı zamandaNecib Fâzıl'ın "Büyük Doğu" (1943), Osman Yüksel'in de

"Serdengeçti" (1947) isimli dâvâ bayrağını açtığı yıllardır.

15 yılda 33 sayı çıkabilen Serdengeçti Dergisi'nin ismi, onun soyadı sanılır ama,

adının da önüne geçmiş ve "Serdengeçti" denilince, hep o cesur, yiğit, korkusuz adam

hatırlanır olmuştur. Üstad Necib Fâzıl gibi, Serdengeçti Osman Yüksel de, mahkeme kapılarını aşındırmış, zindan duvarlarını terletmiştir. Hapishâneye giderken, "açın kapıları Osman geliyor!" deme pervâsızlığını gösteren adamdır o...

"Türklüğün Perişan Hâli"ne ağlayan adamdır.

"Bir Nesli Nasıl Mahvettiler" diye soran, sorgulayan; Cumhuriyet'in yeni kurulan Başkenti'nin "Mâbedsiz" inşa edilişine seyirci kalmayıp, "Mâbedsiz Şehir" kuruluyor diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalışan adamdır. "Bu Millet Neden Ağlar?" diye soran ve

ağıtlarımızı kayda geçiren adamdır.

Osman Yüksel Serdengeçti, bir destan adamdır.

Prof. Cemâl Kurnaz'ın yazdığı kitabın ismiyle söyleyecek olursak, O bir "Deli Rüzgâr"dır. Bu kitabı, özellikle tavsiye ediyorum.

Osman Yüksel Serdengeçti'yi, 10 Kasım Perşembe günü (yarın), saat 18.00'de,

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi ve İBB Kültür İşleri Daire Başkanlığı olarak

ortaklaşa bir programla anacağız. Onu yakından tanıyan ve en iyi bilenlerden

biri olan Yavuz Bülent Bakiler'le konuşacağız.

Serdengeçti Osman Yüksel ağabey, daha hayatta iken "Ser"den geçmişti ama,

"Yâr"den hiç geçmedi. Bir ömür, O'nun yolunda, O'nun düşmanlarıyla mücâdele etti ve 33 yıl evvel O'na kavuştu. O büyük adama, Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun.

MUZAFFER DOĞAN / FİKRİYAT

 

adminadmin