Türkiye
Giriş Tarihi : 16-04-2016 12:26   Güncelleme : 16-04-2016 12:26

Şeytan ne düşünürdü acaba?..

Galip Öztürk, o sırada üreticinin fındığını herkesin verdiği fiyatın üzerinde alacağını açıklayınca; aslında bilmeden kendi ipini kendi çekmişti

Şeytan ne düşünürdü acaba?..
Galip Öztürk, o sırada üreticinin fındığını herkesin verdiği fiyatın üzerinde alacağını açıklayınca; aslında bilmeden kendi ipini kendi çekmişti... Şeytan ne düşünürdü acaba?.. Fındıkta oyunu Avrupalı yazar; yerli işbirlikçiler de bu senaryoda firmasının büyüklüğüne göre roller alır... Fındıkta duruma göre, her sezon farklı senaryolar yazılır... Ancak, o oyunda kendilerine rol verilenler, genellikle aynıdır. Bunlar, Avrupalının kadrolu elemanıdır çünkü... Fındık, sadece fındık değildir. Fındık, güç simgesidir. O gücün değerlerine tabi olmayanlar, yani oyuna dışarıdan müdahale etmeye kalkışanlar, saf dışı kalır... Haydi, birini anlatayım... Samsunlu işadamı Galip Öztürk'ün başına gelenleri bilmeyen yok herhalde!.. Ne alaka diyeceksiniz!.. Biraz sabır!.. Takvim yaprakları 27 Ocak 2012'yi gösteriyordu. Galip Öztürk, Çarşamba-Ayvacık ve Terme'de fındık fabrikaları kuracağını Samsun Gıda OSB'de de ihracata yönelik olarak mamuller üreteceğini açıklamıştı... Ordulu gazeteci arkadaşım Atilla Şimşek, İstanbul'dan cep telefonuyla bir fotoğraf atmıştı... Galip Öztürk'ün her iki yanındakileri görünce, şaşırmıştım... Bir yanında, fındığı yarı mamul ihraç edilmekten kurtarıp, mamule dönüştüren Sarelle ve Tadelle gibi markaları üreten, Türkiye'nin dört bir yanına fındık mamullerinden yapılan ürünlerin satıldığı işyerleri açan rahmetli Ünal Sağra; diğer yanında ise fındığı ucuza kapatmak isteyenlerle hayatı boyunca mücadele etmiş "Fındık profesörü" lakaplı eski İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı Termeli hemşehrimiz Lokman Kondakçı vardı... Bu birliktelik; bilgi, tecrübe, emek ve para demekti... Galip Öztürk, o sırada üreticinin fındığını herkesin verdiği fiyatın üzerinde alacağını açıklayınca; aslında bilmeden kendi ipini kendi çekmişti... O dönemde İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'di. Şahin, Trabzon'dan sonra en büyük fındık ihracatçılarının bulunduğu il, Ordu'dan milletvekiliydi... Ve tam bir ay sonra Galip Öztürk, neredeyse küçükken komşunun bahçesindeki ağaçtan aldığı elmalarla bile sorgulanacaktı... Dahasını anlatayım mı?.. AK Parti iktidarı, fındık alımları için TMO'yu devreye koyduğunda, Avrupa'nın dolaylı baskılarına maruz kalmadı mı?.. Az değil; ortada 2 milyar dolarlık bir ihracat pastası var... Neyse, gerçekçi olmak gerekir... Fındığın kilosunun 20 liraya yükseltilmesi nasıl yanlışsa, 7 liraya düşürülmesi de öyledir... Alan ve satan arasında "makul" bir fiyat oluşmalıdır... Yeni sezonda fındığın kilosunun serbest piyasada 13-15 lira aralığında olacağını umuyorum... Elbette, bu fiyatın dengelenmesi için üreticinin sabırlı olması ve emanete verdiği fındığı tüccardan geri alması gerekir... Çünkü bu seferki oyun, "emanet fındık" üzerinden kurgulanmıştır... Yani, tüccara teslim edilip, henüz fiyat kesilmeyen ürün üzerinden... Ne mi yaptılar?.. Emanet fındığı, yine büyük alıcıya emanete verip, piyasanın Talebini karşılayarak fiyatı düşürdüler... Nasıl tezgah ama?.. Hani diyorum ki; bir imkan olsaydı, şeytanın ne düşündüğünü öğrenmek isterdim... Necdet Uzun – Haber Gazetesi
adminadmin