Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 25-02-2018 08:57   Güncelleme : 25-02-2018 16:13

Şiiri olmayan şairler!

Şiiri olmayan şairler!

Şiir kitaplarını bir matbaaya bastırdıktan sonra kapı kapı dolaşarak satışını yapanları çok defa eleştirmekle beraber onları takdir de etmiyor değilim.

Bu müteşebbis ruhlu arkadaşların her şeyden önce şiirin paraya tahvil edilebilir bir ticari meta olduğunun farkına vararak, ekmeklerini şiirleri ile kazanıyor olmaları takdirlik değil midir?

‘Değildir’ diyenlerimiz de çıkacaktır.

Kitaplarını matbaaya belirledikleri bir ücret mukabilinde bastırarak, bir çantaya doldurup gün boyu şiir satmalarını elbette bir şaire yakıştıramayabiliriz.

Ben ise, şiir ile uğraşıyor yani kelimeleri alt alta dizerek bunu bir geçim kapısı yapmayı başarabiliyor olmalarından dolayı onlara kızamıyor olsam da, çoğunun kelimeleri alt alta dizmekten başka bir numaraları olmadığını görerek şiir adına endişeye katılıyorum.

Şiirlerinin dili çok kötü, eğitimleri yeterli olmadığından bozuk Türkçe’yle şiir yazmaya yelteniyorlar.

İmla dersen yerlerde sürünüyor.

‘de’leri, ‘da’ları, soru eklerini ayırmaktan acizler!

Fakat çok ukâlâlar…

Müşterisine hatıra binaen sattığı kitaplarıyla ‘genel geçer dünya görüşlerini’ pompalamaya, hamaset ideolojisi yapmaya çalışmaları en tahammül edilemez olanı…

Uydurukça ve anlamını kendilerinin de bilmedikleri kelimeleri kullanmaları başka bir facia!

Yazdıklarının içinde saf bir şiir kumaşı bulunmayan bu müteşairlerle her karşılaşmamızda hangi şairi severek okuduklarını, hangi şiirden etkilendiklerini merak ederek sorarım.

Aldığım cevaplar yazdıklarının tescili gibi olur.

Burada isim vermek uygun olmaz. Takip ettikleri şair değil, daha ziyade ‘popüler’ şiir okuyucusu kişiler.

Yani ticaret erbabı şahsiyetler…

Mesela bir İsmet Özel veyahut Sezai Karakoç veyahut Cahit Zarifoğlu oku(ya)mamışlar.

İsimleriyle çok sık karşılaşıyor olmalarından mütevellit Necip Fazıl ve Mehmet Akif’i okuduklarını söyleseler de şiirlerinde bu şairlere rast gelmek pek mümkün olmuyor.

Şu sıralar Nazım Hikmet’in ticari faydası olmadığı için ‘popüleritesi’ olsa bile sayılan şairler arasında yer alamıyor.

Şiiri olmayan şairlerden birisi 2013 yılında Kenan Işık’ın sunduğu ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasına katıldı.

Kafasında Karakalpak ve boynunda kırmızı fular…

Yarışmada kendisine ‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular’ şiirini şairinin sesinden dinleterek, “Bu şiirin şairi kimdir” diye sordular.

Şiiri olmayan şair, şıklar arasında Edip Cansever, Turgut Uyar, Refik Durbaş ve Attila İlhan’ın olduğu soruyu cevaplayamayarak yarışmadan çekildi.

Karakalpak ile şairi yan yana getirdiğimizde ilk akla gelebilecek isim Attila İlhan, Kuvay-i Milliyeci olma vasfıyla…

Bu soruyu bilemedi…

Sadece beni şaşırtmadı, Kenan Işık da “Yarışmanın başından beri okuduğunuz şiirler size ait şiirler miydi” diye sormak zorunda kaldı.

Şiiri olmayan şair’in Attila İlhan’ı bilememesinin müdafaasını evlere şenlik bir mantıkla yaptı;

“Bir huyum var. Başkasının şiirlerini okumam. Çünkü aklımda kalır, kendi şiirlerimin içine girer diye”

Recep Yazgan

adminadmin