Tarih
Giriş Tarihi : 05-09-2013 09:19   Güncelleme : 05-09-2013 09:19

SİVAS KONGRESİ’NİN 94. YIL DÖNÜMÜ

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve bazı protokol üyeleri, Sivas Kongresi'nin 94. yıl dönümü dolayısıyla Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

SİVAS KONGRESİ’NİN 94. YIL DÖNÜMÜ
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi'nin 94. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'nda tören düzenlendi. Törende, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Sivas Vali Vekili Salih Ayhan, Garnizon ve 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır ve Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı.
 
Daha sonra Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi önünde düzenlenen törene katılan TBMM Başkanı Çiçek, burada yaptığı konuşmada, bugünün bu topraklarda yaşayan herkes için önemli, anlamlı, kutsal, gurur duyulan ve ebediyen gurur duyulacak bir gün olduğunu belirterek, "Bugün, Türk milleti için değil, esaret altında inleyen ve bağımsızlığa özlem duyan bütün toplumlar için ümit olmuş tarihi bir gündür" diye konuştu.
 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışıyla başlayan Milli Mücadelenin, Amasya Tamimi'nin ilanı ve ardından gerçekleştirilen kongrelerle önemli aşamaya ulaştığını dile getiren Çiçek, Amasya Genelgesi'yle vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğuna dikkat çekildiğini hatırlattı.
 
Cemil Çiçek, bölgesel nitelikli Erzurum Kongresi'nin ardından Sivas Kongresi'nde de düşmana karşı bağımsızlık mücadelesi verileceğinin, manda ve himayenin asla kabul edilemeyeceğinin dünyaya ilan edildiğini vurguladı.
 
Sivas Kongresi'yle Milli Mücadelenin örgütlenme ve kongre sürecini tamamladığını, meclisin açılışına giden yolun açıldığını aktaran Çiçek, şöyle konuştu:
 
"Dönemin zor şartlarında bina, sandalye ve sıra yokken açılan meclis, Milli Mücadelemizi ileri bir safhaya taşımış, bağımsız ve güçlü bir iradenin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu, gücünü milletinden alan, bağımsızlığa inanan insanların oluşturduğu bir iradedir. Bunlar asırlardır özgür yaşamış, milletimizin hür vicdanından çıkmış asil insanlar topluluğudur. Meclisimiz, zor şartlarda Milli Mücadelemizi yürütmüş ve bağımsızlığımızı sağlamıştır. Bir yandan cephedeki savaşı yürütürken bir yandan da devletin altyapısını oluşturmak için yasama faaliyetlerini sürdürmüş, büyük bir çabanın içinde olmuştur. Bu mücadelenin amacı muaasır medeniyetin üzerine çıkabilmek, modern ülkeler safında başı dik, alnı açık bir ülke olarak yer alabilmektir. Yaklaşık 3-4 asırdır Batı karşısında kaybedilen üstünlüğü tekrar elde edebilmektir."
 
"Cumhuriyetimiz, milletimizin umudu ve göz bebeği olmuştur"
 
Tarihi bir mücadelenin ardından Cumhuriyetin kurulduğunu belirten Çiçek, "Cumhuriyetimiz, milletimizin umudu ve göz bebeği olmuştur. Bu yüzden Cumhuriyetimiz bizim için önemlidir, değerlidir. Miletimiz kendi çabasıyla, mücadelesiyle 20. yüzyılın ilk çeyreğinde o çağ yangınından kendi devletini çıkarmış, Cumhuriyetini kurmuştur. Cumhuriyetin temelinde şehitlerimizin kanı, analarımızın, bacılarımızın duaları ve gözyaşları vardır" ifadesini kullandı.
 
Çiçek, Cumhuriyetin, milletin kalkınma ve ilerleme, gelişmiş bir demokrasiye geçme, barış içerisinde bir arada yaşayabilme çabası olduğunu belirtti.
 
Devlet kurulmadan, ülke yönetimi ilan edilmeden demokratik yöntemlerin işletildiğini dile getiren Çiçek, ülkenin geleceğine milletin temsilcilerinin karar verdiğini, her şeyin demokratik yöntem ve usüllerle oluşturulduğunu söyledi.
 
"Arabesk, yamalı bohça demokrasi"
 
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, demokrasi ve milli egemenlik ilkesinin güçlü bir harç olarak ülkenin temelinde yer aldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
 
"Milletimizin kararlarından başka tercih alınmamıştır. Çok partili hayat ise demokrasimizin önündeki barajların kalkmasını sağlamış, siyasi sistemimizi ileri bir aşamaya taşımıştır. Zaman zaman sorunlar yaşasak ve eksikliklerimiz bulunsa da milletimiz demokrasi talebinden ve mücadelesinden asla vazgeçmemiştir. Demokrasi uğruna şehitler verilmiş, çeşitli komplolardan ve sıkıntılardan geçilerek bu günlere gelinmiştir. Sonuçta siyasi sistemimiz eksiklikler olsa da önemli bir noktaya gelmiştir. Bugün eksikliklerimizi tamamlama günüdür. Demokrasiye sahip olmak, özgür bir ortamda yaşamanın ayrıcalığını fark ederek, bağımsızlığa, demokrasiye ve Cumhuriyete daha çok sahip çıkma günüdür. Demokrasimizi geliştirebilmek, iyi işleyen, çözüm, kalkınma ve refah üreten bir yapıya dönüştürebilmek ise bizim elimizdedir. Bu, bizim becerimize, aklımıza ve ferasetimize kalmıştır. Ya gelişmiş bir demokrasi kuracağız, ya da arabesk, yamalı bohça, bize göre bir demokrasi işletmeye devam edeceğiz. Ya özgür, temel hakların güvence altında olduğu, katılımı artıran bir yapı kuracağız ya da korku duvarları içerisinde yaşamaya devam edeceğiz. Bu arada birbirimize karşı enerjimizi boşa harcayan kısır çekişmelerin içerisinde olacağız ve böylece sorunlarımızı erteleyeceğiz ya da tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun farkında olarak gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye, daha güçlü bir demokrasi ve daha köklü bir Cumhuriyet bırakacağız. Bu şekilde Türkiye'nin modern dünyayla rekabet edemeyeceğini bilmemiz gerekiyor."
 
Milletin gelişmiş bir demokrasi istediğinden emin olduğunu dile getiren Çiçek, kimsenin bundan kaçma lüksü olmadığını ifade etti.
 
Demokraside eksikliklerin, yanlışlıkların birlikte düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, herkesin daha sorumlu ve duyarlı davranması gerektiğini söyledi.
 
"Siyasi tansiyonu yükseltmek kimseye yarar getirmez"
 
Demokratik sistemin katılımı, iş birliğini, uzlaşıyı, diyalog imkanını verdiğini aktaran Çiçek,  şöyle devam etti:
 
"Milletimiz, 'demokratik, meşru zeminlerde bir araya gelip sorunlarınızı çözün' diyor. 'Anayasa ise anayasanızı, yasa ise yasalarınızı yapın' diyor. Doğru olan budur, bu sese hep birlikte kulak vermeliyiz. Bunun yerine gerilimin, siyasi tansiyonun yükseltilmesinin kimseye bir fayda sağlamayacağı açıktır. Olan ülkemizin birliğine ve kardeşliğine olur. Uzun demokrasi tecrübemizden sonra bu olgunluğu gösterebilmeliyiz. Daha olgun, sağduyulu ve aklı selimle davranmalıyız. Siyasi tansiyonu yükseltmek, gerilimi körüklemek, kin ve düşmanlığa teşvik etmek kimseye yarar getirmez. Bu ülkede sağ sol kavgasını, Alevi-Sunni gerginliğini, Türk-Kürt kışkırtmasını gördük ve bedelini de çok ağır ödedik. Bunun acı tecrübelerini yaşadık, bundan sonra yaşamak istemiyoruz. Kardeşlerin birbirlerinin gırtlağına sarılmasını istemiyoruz, birbirleriyle kavga etmelerini istemiyoruz. Bundan çok acı çektik, gözyaşı döktük. Onun için gelin olup bitenlerden ders çıkararak, 4 Eylül gününde sorumluluklarımızı hatırlayalım."
 
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz
 
Bakan Yılmaz da törende yaptığı konuşmada, umutların tükendiği günlerde Sivas Kongresi'nde, umutsuz olmanın bu millete yakışmayacağının, milletin desteğini alan bir hareketin başarıya ulaşacağının yedi düvele haykırıldığını söyledi.
 
Sivas Kongresi'nin, birlik ve beraberlik içinde olan, yürekleri toplu vuran milletleri hiçbir şeyin sindiremeyeceğini gösterdiğini ifade eden Yılmaz, bu nedenle Sivas Kongresi'nin milletin tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
 
Bakan Yılmaz, kongrenin, ülke tarihinin önemli dönüm noktalarından olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
 
"Belki, bazıları şöyle düşünebilir; 'Tamam anladık, Sivas Kongresi gibi tarihi olaylar çok önemli fakat her yıl bunu tekrar tekrar anmak zorunda mıyız?' Böylesi bir sorunun akıllara gelmesi doğaldır ancak nasıl hayatındaki önemli olayları hatırlamayan bir insan hafızasını kaybetmiş sayılırsa tarihini bilmeyen, önemli tarihi olaylar konusunda bilinçlenmeyen bir toplum da hafızasını kaybeder. Uzun dönemde de felaketlerle karşı karşıya kalır."
 
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, kongrede, Misak-ı Milli sınırının milletin arzusu olduğunun ve bunun takipçisi olunacağının ilan edildiğini aktararak, "Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. Etkin kılınacak tek kuvvet, milletin kuvvetidir. Hakim olunacak tek irade, milletin iradesidir. Bir millet olmak ancak ortak hafızanın yaşatılmasıyla mümkün olabilir. 94 yıl sonra Sivas Kongresi'ni hayırla yad ediyorum. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm katılımcılarını, rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum" ifadelerini kullandı.
 
"Devleti kuran milli iradedir"
 
Kongrelerin ruhunun bugün de yaşadığına dikkati çeken Yılmaz, Sivas Kongresi'nden alınması gereken dersler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
 
"Millete dayanmayan, toplumun desteğini almayan, kitleler tarafından onaylanmayan, milletin dinamiklerini hayata geçirmeyen, milletin gücünü işler hale getirmeyen bir devletin varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Devletsiz millet olabilir ama milletsiz, halksız devlet olmaz. 1919'da Osmanlı Devleti yıkılma durumuna geldiğinde bu millet, Erzurum ve Sivas Kongresi gibi oluşumlarla iradesini ortaya koyarak yeni bir devlet kurmayı başardı. Bunu sağlayan şey milletin iradesiydi. Devleti kuran milli iradedir. Sivas Kongresi'nden alınan kararlardan birisi özellikle önemlidir. Denilir ki, 'milli iradeyi hakim kılmak, temel esastır.' Ancak milletin iradesinin tecelli ettiği böylesi kongrelerle bir milet kendisine giydirilmek istenen kölelik elbisesini parçalar. Sivas Kongresi'nden alınan kararlarda yer bulan 'milli iradeyi hakim kılmak, temel esastır' ilkesi bugün de önemini koruyor. Milli irade, bin yıldır bu topraklarda yaşayan bu milletin tarihinden, kimliğinden, inancından, kültüründen beslenen bağımsız ve hür iradesidir. Dış güçlerin oyunlarına boyun eğmeme kararlılığını yansıtan iradedir."
adminadmin