Eğitim
Giriş Tarihi : 16-10-2014 08:59   Güncelleme : 16-10-2014 08:59

Siz Hala Atalarınızın Dinini mi Kullanıyorsunuz

Materyalist felsefeye inanan ateistler ile inanmayan şirk zihniyetlilerin ortak paydası, "madde" denilen gözle görülür özelliği olan varlıklardır

Siz Hala Atalarınızın Dinini mi Kullanıyorsunuz
Materyalist felsefeye inanan ateistler ile inanmayan şirk zihniyetlilerin ortak paydası, "madde" denilen gözle görülür özelliği olan varlıklardır. İlk aşamada çelişki gibi algılansa da uygulamada olay böyle gerçekleşmektedir. Materyalizm yaratılış başta olmak üzere evrende hakim olan tüm bilimsel ve toplumsal kuralların madde ve maddenin kullanım şekli kaynaklı olduğunu vurgulamaktadır. Allah'ın varlığının kabullenilmediği bu felsefede maddenin yapısı aydınlatıldıkça Allah'a olan ihtiyaç ve inancın da ortadan kalkacağı, ateist inancın güçleneceği kabullenilmektedir. Şirk zihniyetine sahip olanlar da ise Allah'ın yarattığı bir takım maddelere kutsallık atfedilerek madde putlaştırılmakta ve Allah'tan öne çıkarılmaktadır. Bu nedenle Allah'ın yanında, O'nun yarattıklarının etkili olacağı, Allah'a ulaşmada aracı ve şefaatçi olacağı düşüncesi de Kuran'da şirk olarak tanımlanmaktadır. Ancak Kuran'ı kendi heva ve heveslerine göre değiştirerek şekillendirenler bu gerçeği kabullenmemekte, Allah'a ulaşmada bazı kişi ve nesnelerin aracı olabileceğine, bunların sayesinde belaları def edeceklerine, işlerini kolaylaştıracaklarına inanmakta ve inandırmaktadırlar. Kuran'ın ifadesi ile üzerlerine konan sivrisineği bile kovmaya güç yetiremeyen (22/73) bu şirk unsurlarının daha büyük olaylarda etkin görev aldıklarına inanılmaktadır. Son yıllarda dünya üzerinde dinin artan bir ivmeyle insan yaşamında yer almaya başlaması ile hurafeci bu yaklaşımlar da yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Bilimsel içerik ve yöntemle eğitim almış bireyler de bile bu yaklaşımın olması işin ne kadar vahim bir boyutta olduğunu göstermektedir. Gerek eski Türk geleneklerinde gerekse İslam'ın hakim olduğu beldelerde var olan yapıya göre; kötü olaylardan korunmak, belaları def etmek, hastalıklardan iyileşmek gibi nedenlerden dolayı kurşun döktürme, muska takma, okunup üflenme, okunmuş su içme, evliya kabri ziyaret etme gibi ilkel şirk unsurları ile bezenmiş davranışlar yapılmaktadır. Her ne kadar bu şirk unsurlarına Kuran merkezli karşı çıkış yapılsa da, akletmekten yoksun cahil bireylerin çokluğu nedeniyle yeterince etkili olunamamaktadır. Bu konuda en son örneklerden birisi; üzerinde nazar ayetleri olarak bilinen Kalem Suresinin 51. ve 52. ayetleri (O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar «o bir deli» diyorlar. Halbuki o (Kur'an) bütün akıllı alemler için bir öğüttür.) ile Ashab-ı Kehf'in (Yemliha, Mekselina, Meselina, Mernuş, Debernuş, Sazenuş, Kefestetayuş) ve köpeğinin (Kıtmir) isimlerinin yazılı olduğu, "Allah Resulü Muhammed'' mühürlü gümüş kolyedir. Kolyenin tanıtım metninde ise şöyle yazmaktadır. "Ehlullah'ın tavsiye ettiği duanın yazılış şekli, ayet ve isimleri daire şeklinde yazıp ortasına "Kıtmir" isminin yerleştirilmesidir. Ortasına "Kıtmir" isminin yerleştirilmesinden maksat onu diğerlerinden ayırmak ve "Allah'ım, sen Ashab-ı Kehf hürmetine bir kelbi bile senelerce muhafaza ettin. Bu biçareyi de Hz. Muhammed'in (S.A.V.) bir kelbi kabul et ve etrafımı kuşatan şu ayetler ve isimlerinin arkasına sığındım o makbul kullar hürmetine beni de himayene almanı niyaz ediyorum. " duasıdır. Ayrıca çağdaş muska olan kolyenin kullanımı sonucunda elde edilebilecek faydalar üzerine de şu cümleler kurulmuştur. "Bu dua bir şeyi arzulayıp ulaşmaya, bir şeyden kaçıp kurtulmaya, yangından kurtulmaya vesiledir. Çocuğun ağlamasını durdurmak için;tüm maddi tedbirler alındıktan sonra ziraatın verimli olması için;ateşli hastalıklardan kurtulmak; zenginlik;kötü ölümden (suda boğulmak, ateşte yanmak) emin olmak için; nazardan, cin ve şeytanların şerrinden korunmak için bir vesiledir." Bu kadar iddialı sözlerden sonra da bunun şirk olduğunun bilinci içerisinde, ancak geleneksel anlayıştan kurtulamamanın verdiği eziklikle "Hasılı asıl teveccüh edilmesi gerekenin Allah (c.c.) olduğu unutulmadan; nazar ve diğer şerlerden korunmak için bu duayı vesile yapmakta fayda vardır.Allah en iyisini bilendir." denilerek durum kurtarılmaya çalışılmaktadır. Ancak "duayı ve kolyeyi" vesile ederek şirkten kurtulmak asla mümkün olmamaktadır. Oysa yangından kurtulmak için önlem almaya ve itfaiyeye, çocuğun ağlamasını durdurmak için beşik sallamaya, (her ne kadar önlemler alındıktan sonra dese de) tarımsal verimliliğin artırılması için tohum, gübre ve ilaca, zengin olmak için çalışmaya, suda boğulmamak için önlem almaya ve yüzme bilmeye, ateşte yanmamak için uzak durmaya, dininizi bozarak kandırmaya çalışan cin ve şeytanlara karşı korumak için Kuran'ı okuyup anlamaya gereksinim vardır. Bir kolye ile bunları yapmak olanaksızdır. Kolyeyi vesile ederek buna başvurmak, Allah'a şirk koşmaktır. Allah'ın yarattıklarının cansız olanlarının ve canlı olup da fiilen yardımcı olmayanlarının böyle bir şey yapması olanaksızdır. Kendi üzerine konan sivrisineği bile uzaklaştıramayan (22/73) taştan yapılmış Mekke putları ile günümüzde üzerine ayet yazılı kolye ve taşların Allah katında hiçbir farkı yoktur. Mekke putperestlerine; Onlara: «Allah'ın indirdiğine uyun.» dendiği vakit de: «Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.» dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar? (2/170) diyen bir dinin günümüzdeki bir kolye ile şirke düşen Müslümanlara da "Siz hala atalarınızın dinini mi kullanıyorsunuz?" diye sorması da kaçınılmazdır!
adminadmin