Kültür
Giriş Tarihi : 17-12-2017 08:30   Güncelleme : 17-12-2017 08:30

Sizin kırmızıçizginiz kudüs’ü bölmek çizgisi miydi?

Meydanlardan atılan boş naralarla, hamasetle, bir neticeye varmayan ve eyleme dönüşmeyen söylemlerle Müslümanların aksiyoner kimliği yok edildi. Bağırmakla, yüksek perdeden hitaplarla, alay-ı vala ile bindirme kıtalarla meydanlar coşturulurken birçok değeri de, sahip olunması gereken özelliklerimizi de ne yazık ki kaybettik.

Sizin kırmızıçizginiz kudüs’ü bölmek çizgisi miydi?

Gerekli zemin, zaman ve şartlarda gerekli adımları atmayan ve yine bunu yapmadığı gibi bugün gerekli zemin, zaman ve şartların oluşturulması konusunda da herhangi bir gayret ve çabanın içerisinde olmayan bir iradeden naralar atmaktan başka bir şey yapması da beklenemez. Bağırınca, meydanlardan kükreyince bir şey yaptığını sanmak da zaten meselenin çözümü için olması gereken dert edinimini köreltmektedir.

Bugün Kudüs’ün, işbirlikçi ABD devletinin kukla lideri Trump tarafında işgalci İsrail’in başkenti olarak tanımlamasının arkasında ki en önemli etkenlerden birisi de namazında, niyazında adamların reel politik fetişizminden kurtulamamasıdır. Bunu açıkça ifade etmemiz gerekiyor ki,  Trump ‘E ne yani savaşalım mı?’ diyen ve korkaklık gösteren Müslümanlardan cesaret almıştır. Bunun farkında olmamız ve bu acı tablonun bir daha yaşanmaması ve Müslümanların, Müslüman onur, şeref ve haysiyetine yaraşır şekilde davranmaları, bir tavır ve duruş içerisinde olmaları için bunları söylemek zorundayız.

ABD kendisine düşen vazifeyi yerine getirmiştir. Kendisine yakışanı yapmıştır. Onların bu plan ve programları yeni değildir. Biz ne yaptık ve ne yapacağız asıl mesele bunun tartışılıyor ve konuşuluyor olmasıdır. Onlar üzerine düşeni yaptılar da biz ne yaptık? Onlar kendilerine yakışanı yaptılar da biz ne yaptık? ABD zalim de, biz gevşeklik ve uyuşukluk içerisinde ve iman zafiyetine kapılmış Müslümanlar zalimlik etmiş olmuyor muyuz? Herkesin önce bir defa kendi muhasebesini yapması ve samimi olması gerekir. Bugün bölgemizde ve coğrafyamızda yaşanan zalimliklerin, katliamların, akan kanın ve gözyaşının hesabı sadece bu zalimlikleri yapanlara mı sorulacaktır? Biz mesuliyet altında değil miyiz? Bugün başımıza gelen felaketlerin sebebi Müslümanların samimiyetsizlikleri olmasın? Kendimize gelmeli ve çeki düzen vermeliyiz. Müslümanca bir tavır ve Müslümanca bir duruş sergilememiz gerekiyor. Meselelerimize sahip çıkarken siyasal ve ideolojik olarak değil, iman ve inanç dairesinde sahip çıkmalıyız. Aksi halde dün Mavi Marmara davası düşürülürken ses çıkarmazsak, bugün ise ABD’nin kararı karşısında lanetler ve beddualar okumanın pek bir anlamı olmamaktadır.

Müslümanlar her şeyin en iyisini, en güzelini, en faydalısını ve en doğru olanını ortaya koyar ve bunu uygularlar. Bugün iyiden, güzelden, faydalıdan ve doğru olanın uygulanmasından Müslümanlar üzülerek ifade ediyoruz ki, oldukça uzaklar. ABD’nin Kudüs kararı karşısında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İstanbul’da bir zirve gerçekleştirdi. Biz onlardan en iyi, en güzel, en faydalı ve en doğru kararı beklerken onlar ‘Doğu Kudüs’ü’ Filistin’in başkenti olarak ilan etmek gibi bir gaflete düştüler ve yine kınamaktan öte bir adım atamadılar. Kudüs’ü kendi ellerimizle parçalamış olduk. ‘Doğu Kudüs’ Filistin devletinin ise Batı Kudüs kimindir? Sizin kırmızıçizgi dediğiniz şey, Kudüs’ü bölmek ve parçalamak çizgisi miydi?

Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hoca, ‘İsrail laftan değil, güçten anlar’ diyordu. Bugün lafa değil, güce ihtiyacımız. Afili konuşmalara değil, ağır yaptırımlara ihtiyacımız var. Önce İsrail ile imzalanan ve zımnen Kudüs’ü zaten oradaki metinde İsrail’in başkenti olarak kabul ettiğimiz Mavi Marmara Tazminat Antlaşması derhal yırtılıp atılmalıdır. Akabinde ülkemiz başta olmak üzere tüm İslam Ülkeleri, İsrail ile olan bütün siyasi, ekonomik ve varsa askeri ilişkililerini askıya almalı, hava sahalarını İsrail’e ait bütün uçuşlara kapatmalıdır.

Ahmet Mücahid Yıldız

adminadmin