Türkiye
Giriş Tarihi : 03-06-2012 14:06   Güncelleme : 03-06-2012 14:06

“Şükürler Olsun, 100 Sene Sonra Memleketimi Görmek Nasip Oldu”

Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin meşhur yazarlarından Alev Alatlı Makedonya’yı ve Kosova’yı ziyaret etti.

“Şükürler Olsun, 100 Sene Sonra Memleketimi Görmek Nasip Oldu”
Alev Alatlı, Üsküp Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin davetiyle Arka Otelde, Üsküplü aydın ve okuyucularla bir araya gelerek sohbet etti. Programa T.C. Üsküp Büyükelçiliği Müsteşarı Fatih Akarca, ilim adamları, yazarlar ve çok sayıda okuyucular bu söyleşiye ilgi gösterdi.
 
Buluşma Alev Alatlı’nın hayatını anlatan kısa bir sinevizyonla başladı. Sunuma Alev Alatlı’nın eğitim hayatına, yazdığı kitaplarına ve yürüttüğü faaliyetlerine yer verildi.
 
Programın sunuculuğunu Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin Müdürü Tayfun Kalkan yaptı.
 
Alatlı konuşmasının başında katılımcılara Makedonya’da bulunduğu için çok heyecanlı olduğunu söyledi. Alatlı “babam Pirlepeli. Bize şimdiye kadar bu güzel diyarlara gelmek nasip olmadı. Fakat şükürler olsun ki gidişimizden tam 100 sene sonra memleketimi görmek nasip oldu” ifadelerini kullandı.
 
Yazarlık alametlerinin kendisinde çocukluğundan itibaren belli olduğunu söyleyen Alatlı şunları kaydetti:
“Çocukluğumda uykusuzluk sorunu çekiyordum. Uyuyabilmek için kendime masal anlatıyordum. Sonra, küçük yaşta okuduğum kitapların devamını hayal ederdim. Örneğin Robinson Kruzo romanında Kruzo Londra’ya döndükten sonra neredeyse iki ciltlik bir hayal ürünü çıkardım. Muhacir ve asker kızı olmam da yazarlığıma çok şey katmıştır. Bu durum belli hassasiyetler getiriyor.”
 
Alatlı, romanın sadece bir sanat eseri değil, toplumun dertlerine deva olması gerektiğini söylüyor ve ekliyor:
 “Ben evrensel değerleri anlatan kitaplar yazmadım. Nobel peşinde hiçbir zaman koşmadım. Ben ülkem ve insanlarımız için yazdım ve yazmaya devam ediyorum. Duyarlıklarımı öğrenmek için mesela 5 sene ilahiyat okudum. Bunun yanında aklınıza ne gelirse fizik, kimya, biyoloji, felsefe, tarih vs. bunun altında inat yatıyordu. Bir şekilde bilgi ile toplumumu ikna etmem gerekiyordu. Bu şekilde kendimi nöbette hissediyorum. Bunun adını da Türkiye nöbeti olarak adlandırdım.”
 
Alatlı, yaşadığımız kapitalizm döneminde değerlerin pazar ekonomisine kurban olduğunu belirterek bunu kendi ürettiği kelimeyle açıklamaya gayret ediyor. Alatlı, bu doğrultuda yaşananları “paçozlaşma” olarak nitelendiriyor. Değerlerin yok olduğunu ve eğitimde bir düşüş yaşandığını savunan Alatlı, bu durumu internette de bağlıyor. Alatlı, internetin sanıldığının aksine bir dijital demokrasi değil para kazanan bir oligarşinin işi olduğunu iddia ediyor.
 
Konuşmasının sonunda Alatlı Makedonya’daki güzelliklerden de bahsetti ve bir tavsiyede bulundu. “Senelerce dinlediğimiz Vardar Ovası’nı ve Şar Dağları’nı gördük bugün. Çok güzel yerler. Bir düşündüm buralar ne ile canlanır. Tavsiyem şu iki oralarda fabrikalar ve diğer dumanlı şeyler yapmayın, At çiftlikleri kurun. Hem doğayı olduğu gibi muhafaza edersiniz hem de Avrupalılardan parayı kaparsınız.”
 
Söyleşi sonrası kokteyl de vardı. Misafirler kokteylde Alatlı’yla daha yakından da görüşme imkânı da yakalamış oldular.
Kaynak: Makedonya Zaman Gazetesi
adminadmin