Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 06-06-2020 13:22   Güncelleme : 06-06-2020 13:22

Sünnet İtikadında Mehdi

Sünnet İtikadında Mehdi

Bediüzzaman'ın 15. Mektub'undaki risale ve mektuplarının temel "mütearifesi" de böyledir bence: İSLAM'DA Mehdi akidesi vardır, ama Mehdi beklemek yoktur. Sadece ferdi amel ve vazifelerin edası mühimdir.

 

İslâm'da Mehdî akîdesi, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Şiîlik'te olduğu gibi "necat" değil, "cihad” kavramına dayanır- yani hayata, ihya ve yaşamaya... Müslümanlar için tarihî tecrübe, cihad demektir; avamı/havasıyla bütün ümmet, hidayet ve necata ermek için "hidayet" ile aynı kökten gelen, kalp ile hevâya, el ile kâfirlere karşı mücadele mânâsına gelen "cihad” ( yerine göre manevi cihat) ile mükelleftir. Rasûlullah'ın vefatından sonra bilhassa "müceddid” denen nübüvvet varisleri ( tebliğ yönüyle)  âlimler, onun misyonunu sürdürür.

 

Rasûl-i Ekrem 'aleyhi's-salâtü ve's-selâm, "Allah, her yüz senenin başında bu ümmete, dinini yenileyecek adam(lar) gönderecektir” hadisiyle tecdid misyonunu bildirmişti.

 

"Tecdid, "tahdis, ictihâd, tahkik, ıslah, ihyâ” olarak beş boyuttan oluşur;  müceddid, "muhaddis, müctehid, muhakkik, muslih, muhyî” olarak peygamberin kurduğu dini yeni ve canlı tutar.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN