Öyle ki neredeyse bütün İslam düşmanları birlik olmuş bir avuç mücahide karşı dünyanın en gelişmiş silahları ile acımasızca saldırıyorlar.
Bu istiklal ve hürriyet savaşında düşmanlar arasında kim yok ki? Dünyanın en büyük silahlı kuvvetleri burada. Başta Rusya, “çekildim” dediği halde bütün acımasızlığı ile özellikle şehirleri bombalayarak çoluk çocuğu öldürüyor. Daha dün aç ve çaresiz kalmış insanlara gönderilen gıda konvoyunu vurarak 20 gönüllü yardım görevlisini öldürdü.
ABD, hainliğini ve alçaklığını artık gizlemiyor Türkiye’deki 15 Temmuz 2016 darbesini hayâsızca desteklediği gibi Suriye’de de mücahitleri bombalayıp masum sivilleri katletmeye devam ediyor.
İran, İslam âlemine nasıl bir düşmanlık beslediğini Suriye’de apaçık gösteriyor. Şii ulemasının dahi reddettiği Nusayri inancını ve Nusayri rejimini destekliyor. Bu güne kadar sayısı 20 ye ulaşan hatta geçen İranlı general, Suriye’de öldürüldü. Lübnandaki Hizbüşşeytan ile birlikte ker gün yüzlerce insanı ve askeri teçhizatı, Suriye’ye gönderiyor. Fakat öyle büyük bir darbe yiyorlar ki, mücahitler bunlardan ele geçirdiği silah ganimet sayesinde ayakta duruyor ve Esed kafirine karşı mücadele ediyor.
DAEŞ, çok ilginçtir nasıl bir İslam düşmanı olduğunu son Halep saldırısında ispatladı. Rejimin son saldırısı esnasında PKK desteğini alarak Haleb’in tek çıkış yolu olan Kastillo yolunun kesilmesine rejime karşı tek bir kurşun atmayarak destek olmaya devam ediyor. Halbuki şu anda rejim en zayıf anını yaşıyor ve en küçük saldırıda yıkılacak bir vaziyette duruyor.
Nusayri rejiminin hapishaneleri boşaltarak adeta bir canavar haline dönüştürdüğü DAEŞ terör örgütü bu esnada dahi Müslümanlara kan kusturmaya devam ediyor. Halep kuşatması esnasında ise Nusayri rejimi ile işbirliği yaparak bir avuç mücahidi arkadan hançerlemeye devam ediyor. Ürdün sınrında ve Türkiye sınırında kuşatılmış olan Özgür Suriye Ordusuna saldırılarına devam ediyor…
Esed rejiminin kimlik kartı vermeyerek adeta hayvan muamelesi yaptığı Kürt halkını köleleştiren PKK ise hıyanetini apaçık göstermiş durumda. Kastillo yolunun ele geçirilmesinde Rejim güçleri ile işbirliği yapan PKK, alçakça mücahitlere arkadan saldırdı ve Halep tamamen kuşatıldı. Bunu yaparak kendi idam fermanını da imzalamış oldu. Artık PKK’nın, Suriye’de varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Çünkü bu ihaneti yani rejim güçlerine verdikleri apaçık destek, Suriye’den kazınarak atılması gerçeğinin temel psikolojik altyapısını hazırlamış oldu.
Halep kuşatmasını güneybatıdan yarmak maksadı ile yarmak maksadı ile başlatılan harekat se başarı ile devam ediyor. El Kaide’den ayrıldığını bizzat liderleri Culani vasıtası ile deklere eden Nusra Cephesi, Suriye’deki en güçlü mücahit grubudur. El Kaide’den ayrılarak “Şam’ın Kurtuluşu” adını alan bu örgüt ile beraber bütün mücahit gruplar Halep kuşatmasını yarmaya çalışıyor. Rejimden elde edilen ganimet silahlarla ağır kayıplar verdiren mücahitler Halep’in kuşatma altındaki bölgesine 500 metreye kadar yaklaştılar. Allah’ın izni ile kuşatmayı yardıkları gibi bu sefer onlar rejim kuvvetlerini kuşatacak ve aynı İdlip’te olduğu gibi Halep’i de tamamen özgürleştirecekler…
Suriye İstiklal Savaşı kıyamete kadar unutulmayacak bir destandır. Rusya, ABD, İran, DAEŞ ve PKK güçlerine karşı bir avuç mücahidin yaptığı bu din, istiklal, hürriyet ve iman savaşı bütün İslam ülkelerine örnektir. Nasıl ki Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da halkın göğsünü tanklara siper ederek dünyanın en gelişmiş silahlarına direndiğini göstermesi gibi süper güçlerin her türlü destek verdiği Esed rejimine karşı savaşıyorlar. Tam bir kerrü fer harbi (vur kaç savaşı) icra ediyorlar. Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim diyerek dünyanın en gelişmiş ordularına karşı savaşan bu mücahit topluluğuna ne yazık ki Türkiye yeterli desteği sağlayamıyor. Halbuki savaştan kaçan sivil halka kapısını açan Türkiye’nin daha fazla yardım etmesi gerekir. Hiç olmaz ise bu Halep’teki ölüm kalım savaşında silah ve cephane vermesi şarttır.
FETÖ, hıyanetini Suriye’de de gösterdi. Mücahitlere destek olmak üzere gönderilen malzemeyi Batılılara ispiyonlayarak “Türkiye teröre destek oluyor” propagandasına alet oldular. MİT tırları ile ilgili olarak koparılan fırtına, alçaklık ve hıyanette bütün seviyeleri zorlayıp sınırları aşarak gelinen noktayı kör olanlara dahi gösterdi. Tükürün bu hainlerin hayasız ve yalancı yüzüne…
