Türkiye
Giriş Tarihi : 29-12-2011 17:08   Güncelleme : 29-12-2011 17:08

Tarihi değerlerimizin farkına varalım

Samsun Gelişim Derneği- SAGEM Çarşamba buluşmalarında bu kez ‘Samsun’un Ahşap Camileri’ konuşuldu.

Tarihi değerlerimizin farkına varalım
19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sami Bayraktar, Samsun ve çevresindeki Ahşap Camilerini konu alan çalışmasını SAGEM’de paylaştı.
 
Ahşap yapıların Anadolu öncesinde Türkler tarafından Orta Asya’da kullanıldığını ve bu geleneğin Anadolu’ya taşındığını belirterek sözlerine başlayan Bayraktar, 1206 yıllarında a Çarşamba Gökçeli ile 1211 yıllarında Şeyh Habil Camilerinin Anadolu’da hâlihazırda bilinen en eski Türk dönemi ahşap yapıları olduğunu kaydetti.
 
Samsun bölgesinde çantı diye tabir edilen ahşap usulle yapılan ev, samanlık, seren serander, ambar ve ahır gibi yapıların halen yaşadığını da kaydeden Bayraktar,  “1884’de yeni baştan kâgir olarak inşa edilmeden önce, Samsun Ulu (Büyük) Camii’nin yerinde ahşap bir cami olduğu, şehrin ulu camisini bu yapının temsil ettiği bilinmektedir. Yörenin özgün yapı geleneğinin nadide örneklerinden çantı camilerin korunması, bölge için olduğu kadar, Türk mimarisi için de hayati bir önem taşımaktadır.” Diye konuştu.
 
Birkaç köyün “Cuma Camisi” olarak yapılan ve bu nedenle köy dışında köyler arasında orta bir yerde eski bir mezarlık içerisinde kurulan Çantı camilerin, Samsun’un çeşitli köylerinde Cumhuriyet döneminde 1970’li yıllara kadar inşa edildiğini de belirten Bayraktar şöyle devam etti,
“Bunların benzerleri Ordu, Kastamonu, Sinop, Giresun, Trabzon, Rize, Sakarya, Bolu, İzmit civarında da görülmektedir. Samsun’daki eserler, sayıca daha çok, daha büyük ve en önemlisi, daha erkene 13. Yüzy yıl başlarına inmektedir.
 
Yörenin özgün yapı geleneğinin nadide örneklerinden çantı camilerin korunması, bölge için olduğu kadar, Türk mimarisi için de hayati bir önem taşımaktadır. Sanat ve mimarlık tarihimizde ülke çapında seçkin ve nadide bir yere sahip olan çantı camilerin son on yıl içinde bir kaçının ortadan kalktığı, birçoğunun kullanılmayarak yok oluşa terk edildikleri, ahşap olmalarından yararlanılarak bilinçsizce “sökülerek” yakıldığı hatırlanırsa, acil bir koruma gereği ortadadır.”
 
CAMİDE BAL KOVANI
Kavak Bekdemir Köyü Camiinde ahşap mihrapta ilginç bir vakıf uygulaması olarak yakın zamanlara kadar bir bal kovanı olarak kullanıldığını belirten Sami Bayraktar Yılın belli günlerinde kovanın caminin içine bakan kapağı açılarak alındığını ve satılarak camiye gelir olarak değerlendirildiğini sözlerine ekledi.
 
Samsun’un külterel değerleri, simgeleri denilince “Bandırma Vapuru”, Amisos”, “Amazon” gibi birkaç fenomenin yerleşmesine karşılık, kentin belirtilen bağlamda çok kıymetli sayılması gereken bir değeri olarak, ahşap camilerin farkına varılması gerektiğine de vurgu yapan Bayraktar şöyle devam etti,
 
TARİHİ DEĞERLERİMİZİN FARKINA VARALIM
“Oysa konuya bilimsel düzeyde dikkat çekilmiş, ahşap camilerimizden en azından birkaçı yazılı ve görsel basında, giderek artan bir şekilde yer almıştır. Ancak, kent kültürü politikasını belirleyip uygulama ekseninde merkezi ve yerel yönetimlerin ajandasında, ahşap camiler şimdiye keder hak ettikleri ölçüde yer bulamamıştır. Yüzyılları aşarak ayakta kalmayı başarabilmiş ve bizimle birlikte yaşamaya devam eden kent sembolleri olarak, ülke çapında belirttiğimiz bir değere de ayrıca sahip olan ahşap camiler, kanımızca bu ajandanın öncelikli bir başlığı olarak algılanmayı hak etmektedir. İlgili kurumlara, daha fazla bekletilmeden ahşap camilerimiz tüm yönleriyle değerlendirilmeleri çağrısında bulunmak isteriz. Kentin halka açık mekânlarında ahşap cami, serender gibi mimari değerlerimizin aslına sadık benzerlerinin inşa edilip uygun fonksiyonlarla kent dolaşımına sokulmaları çok yerinde olur kanaatindeyiz.”
adminadmin