Siyaset
Giriş Tarihi : 06-07-2014 12:51   Güncelleme : 06-07-2014 12:51

TATİLE GÖTÜRÜLMEMESİ GEREKEN KİTAPLAR!

“Tatile götürülecek kitaplar” meselesi hakikaten önemli. Bütün senenin yorgunluğu denizle, kumla, gezmeyle çıkar. Ama tatilin olmazsa olmazı kitaplardır. Ve yükte ağır olduklarından neyi seçeceğiniz çok kritiktir. Marx’ın Kapital’i, James Joyce’un Ulysses’i, Oğuz Atay’ınTutunamayanlar’ı tatile götürülmemesi gereken kitapların başında yer alıyor.

TATİLE GÖTÜRÜLMEMESİ GEREKEN KİTAPLAR!
Barış Erten Radikal’deki yazısında hangi kitapların niçin tatile götürülmeyeceğini yazdığı yazısı şöyle:
 
Bundan on beş sene önce topluca tatile gidiyoruz. Herkes kitaplarla birbirini kıskandırma derdinde. O derece “enteliz”. Aramızdan biri doldurdukça dolduruyor çantasını. Bir bakıyoruz, milliyetçilikle ilgili ne varsa koymuş. Hobsbawm’lar, Gellner’ler... Ne varsa ama! Seyahate tüm milliyetçilik külliyatı!.. “Hasta mısın oğlum sen?” Hâlâ hatırlayıp güleriz.
 
“Tatile götürülecek kitaplar” meselesi hakikaten önemli. “Küçük burjuva büyük tatilinde” yanlış adım atma lüksümüz yok. Bütün senenin yorgunluğu denizle, kumla, yayılmayla çıkar. Ama tatilin olmazsa olmazı kitaplardır. Ve yükte ağır olduklarından neyi seçeceğiniz çok kritiktir. O yüzden çoğumuz okuyacağının çok daha fazlasını yanına alır ve eşinden dostundan fırça yer. İşbu yazı tam da bu kararsızlık sürecine tersten merhem olmak için yazıldı. Kabul, tatile götüreceğiniz kitapları insan kendi belirlemek ister. Ama neyi götürmemek gerektiğini konuşabiliriz, değil mi?
 
Tabii ki size Marx’ın Kapital’inden, James Joyce’un Ulysses’inden, Oğuz Atay’ınTutunamayanlar’ından falan bahsedecek değilim. “Bu limonata neden buzsuz?” diye garsona hesap sorarken koltuğunuz altında Kapital görülürse o rezilliği kaldıramazsınız. Ulysses de hava atmak amacıyla bile götürülmez. Çözeyim diye kumda uyuya kalırsınız, sonra yanık kremiyle uğraş, dur.Tutunamayanlar ise kutsal kitaptır, edebiyat tanrıları çarpar. Otel odasında çekmeceden çıksa bile yüz vermeyin. Yağ lekeli, deniz kumlu bir Tutunamayanlar’ı görünce tanrılara gerek kalmadan sıkı bir edebiyatsever elinin tersiyle çarpar zaten.
 
Ama bazı kitaplar var ki, insan tatile götürmeye heveslenir ama neyle karşılaşacağını bilemez. İşte onlar en tehlikeli olanlardır. Hem çekicidirler, hem de girdap. Alın size bir on bir kitaplık bir seçki...
 
Suç ve Ceza Uyarlayan: David Zane Mairowitz- Alain Korkos, NTV Yayınları
 
Dostoyevski’yi ya çok eskiden okudunuz ya da gözünüz korktuğundan giremediniz. Dev gibi tuğlalar maazallah koca bir tatili ipotek altına alır. Dediniz ki Suç ve Ceza’nın çizgi romanına girişeyim. Yanlış yaptınız. Bir kere ortada özetlenecek bir hikaye yok. “Suç ne”, “ceza ne”, “hayat ne kadar adil” gibi soruları nasıl çizebilirsiniz ki? Abidin misiniz? İkincisi okuyan birileri görse gülme tutar. Suç ve Ceza’nın özeti, hapı mı olur yahu? “Sadeleştirilmiş Guernica” gibi bir şey demek bu. Yani olmaz. “O esnada Nevski Bulvarı’nda” klişeleriyle bu iş yürümez. Ya çizgi roman okuyun, ya roman. “Doğan görünümlü” Dostoyevski olmaz. Evde olsa, tatilde olmaz.
 
Bir Süre Yerel Paralel Gittikten Sonra Barış Bıçakçı, İletişim Yayınları
 
Barış Bıçakçı kitapları kafanızda ve yüreğinizde yeni odacıklar açar. Ve bunu müthiş bir sadelik ve incelikle başarır. Her  kitabının sonunda ruhunuzda mayhoş bir eziklik de, karnınızda hafiften bir sancı da vardır, ama aynı zamanda utangaç bir mutluluk da... Birileri sizi, yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi sizden daha güzel anlatmıştır. Aramızdaki En Kısa Mesafe, Veciz Sözler, Bizim Büyük Çaresizliğimiz... İdeal tatil kitapları bunlar. Ama tüm Bıçakçı kitapları değil! Bir Süre Yerel Paralel Gittikten Sonra bambaşka bir ruh halinin kitabı. Depresif, sorgulayıcı, sert. Gene yağ gibi akıyor. Ama tipik bir Barış Bıçakçı kitabı asla değil. Takılır kalırsınız, sonra erken dönüş bileti, fark ödemeyle uğraş dur.
 
Kahverengi Veba Daniel Guerin, Habitus Kitap
 
Malum, hem Avrupa’da hem Türkiye’de faşizm tartışmaları yeniden harlandı. Ucuz diye Yunanistan bileti aldınız. Olayı yerinde gözlemleyip okumak için de memleketin hacminden fazla yer yakan Habitus’un Kahverengi Veba’sını çantaya koydunuz. Faşist hareket Altın Şafak’çılara pis pis bakıp okumak niyetindesiniz. Olmaaz! Evet, kitabın yazarı Daniel Guerin bisikletiyle Nazi Almanyası’nı gezip faşizmin nasıl bir veba olduğunu tane tane anlatıyor. Ama kitap ağır. Her tatil beldesinde olan Almanlarla kavga çıkarırsınız, adınız ırkçıya çıkar.  Oturun evde okuyun bunu. Faşizmle mücadele serttir, tatil bunun için iyi bir “cephe” değil. İlle de Habitus olacaksa Gezi’ye de göndermeli Nasıl Mücadele Etmeli’yi alın yanınıza. Bu daha başlangıç olsun.
 
Sırça Fanus Sylvia Plath, Can Yayınları
 
Kadın meselesine, feminizme ilginiz kabardı. Gezi’nin önünde hep kadınlar vardı, feminist hareket güç kazanıyor, ama kadına karşı şiddet de bitmiyor. Oradan buradan duydunuz. Sylvia Plath iyiymiş. Sırça Fanus’un ismi de hoş. Hem roman da... Okunur işte. Yapmayın. Öyle bir kitap değil o. Sonunu söyleyeyim, intiharla bitiyor. Sadece kitap değil, yazarın hayatı da. Daha ilk cümlede çuvallamak mümkün: “Garip boğucu bir yazdı. Rosenbergleri elektrikli sandalyede idam ettikleri bir yaz.” Ölüm ve kendini yok etme fikri, kadınlık durumu, boğucu bir hayat... “Dünyanın kendisi kötü bir düştür” diyen bir yazar. Çok güçlü bir metin. Sarsıcı. Vurucu. Özeleştirel. Tam tatillik yani! 12’den vurdunuz! Ha ben ille de feminist yazar okuyacağım diye inat ediyorsanız, alın işte Ursula K Le Guin’inKadınlar Rüyalar Ejderhalar’ını. Fantastik bir zihnin kendi kadınlı deneyimini şahitlik etmiş olursunuz.
 
Boşuna mı Okuduk T. Bora, N. Erdoğan, A. Bora, İ. Üstün, İletişim Yayınları
 
Üniversite nihayet bitti. Aileniz sağ olsun, son bir tatil fırsatı verdi size. Arkadaşlarla Kelebekler Vadisi’ne gidiyorsunuz. Anne-baba parasıyla son bir kıyak. Ama gelecek kaygısı başlamış. “Memlekette benim gibi beyaz yakalıların durumu ne” diye meraklanıyorsunuz. Aldınız yanınıza nefis bir alan araştırması kitabı olarak Boşuna mı Okuduk’u. “Afferim” size! Bütün mutluluğunuzu çöpe attınız. Bir - iki haftalık tatil sonrası neyin ortasında kalacağınızı, diploma=iş döneminin çoktan bittiğini, iyi ihtimalle plazalara mahkum kalacağınızı okuyun, durun. Müzik olarak da “Dipteyim, Sondayım, Depresyondayım” olsun bari. Yazık ki yazık. Ne eğlendik, ne eğlendik!
 
Cinselliğin Tarihi Michel Focuault, Ayrıntı Yayınları
 
Çıkınınıza azıcık da felsefe koymak derdindesiniz. Foucault’yu orada burada duyuyorsunuz. “İktidar her yerde, direniş de” sözünü de beğendiğiniz. Hem havalı kitap isimleri de var. Seksi görünmek için Cinselliğin Tarihi’ni aldınız. Masters of Sex dizisini hatırlatıyor.  Geçmiş olsun. Size ayırdığımız sürenin sonuna geldik. “Özne” nedir, “otantik benlik” ne demektir, “hazların kullanımı”, “bilme istenci”  derken salya ağzınızın neresinden akar öğrenirsiniz. Uzak durun. Şaka yapmıyorum. Gidin kütüphanede okuyun. Delirdiniz mi? (Ki adam onun da kitabını yazmış: Deliliğin Tarihi.)
 
Büyük Saat Turgut Uyar, Yapı Kredi Yayınları
 
Şiirsiz olmaz tatil. Sadece sevgiliye okumak için değil, kendiniz için de. Ruhun kazı aletinden bahsediyoruz sonuçta. Her yerde iyi gider. İkinci Yeni’ye de doyum olmaz. Hepsini dönüp dönüp okuyun. İster ezberleyip havalı bir ses tonuna uydurun, ister iç sesinizle, ister bir köşede yalnız yalnız (sonuncusu makbuldür). Fakat her şiir kitabı da tatile götürülmez. Memleketin en dehlizli, en girift şairlerinden biri Turgut Uyar’ın sahillerle bir akrabalığı yoktur. İçlidir. Yalnızdır. Karamsardır. Yakar, geçer. Öyle bepanthol’le de de geçmez. Millet sahilde ateş yakmaya çalışırken odada kahve, sigara sabahlamaya değdi mi şimdi? Biricik tatil heba oldu...
 
Futbol Savaşı Ryszard Kapuscinski, Om Yayınevi
 
Bir spor yazarı olarak spor kitaplarını es geçmeyelim. Sahafta gördünüz, gözleriniz parladı:Futbol Savaşı. Yazar Ryszard Kapuscinski’yi google’ladınız. Adam şair, gezgin, fotoğrafçı, yazar... Hem futbol var içinde, hem entelektüellik. Milletten utanmadan okursunuz işte. Okursunuz okumasına da, futbola giremezsiniz. Kitabın ismi ters köşeye yatırıyor. Futbol yüzünden çıkan El Salvador-Honduras savaşından bahsediyor, ama oyun tamamen kenar süsü. Hevesiniz kursağınızda kalacağına çekinmeyin, gidin bildik kitaplardan birini alın. Benim tavsiyem Tanıl Bora-Turgut Yüksel verkaçından çıkan çizgilerle futbol yazıları kitabı, Çizgi Açığı. Hem Dünya Kupası senesinde futboldan utanılmaz.
 
Ahir Zamanlarda Yaşarken Slavoj Žižek, Metis Yayınları
 
Herkesin dilinde bir Žižek fenomeni var. Adamı Youtube’ta izlediniz; ilginç konuşuyor, tamam, ama tişörtünü çekiştirmesine ve diğer tiklerine takıldığınızdan dinlediğinizi anlamadınız. Ben danaya girer gibi gireyim şu Žižek olayına, dediniz. “Getirin bana en kalın kitabını: Ahir Zamanlarda Yaşarken. Neymiş görelim.” Göremezsiniz. Boy vermeye kalkayım derken boğulma tehlikesi yaşarsınız. Adam nefis anlatıyor, evet. Gelin görün ki “Rousseau’nun okuru olarak Guevera” bölümünü okurken loblarda bir genleşme başlar. Havale geçirirsiniz. Kurşun kalem ve silgi eşliğinde okunacak kitabı klima önünde heba etmeyin. İlle de Žižek diyorsanız alın Dünyadaki İsyanların Anlamı’nı. Kısacık zaten. Hem güncel de.
 
Seçilmiş Metinler Pierre Bourdieu, Heretik Yayıncılık
 
Frankofonsunuz. Kültürel çalışmalar, sosyoloji, ampirik veri ilginizi çekiyor. “Siyasal dünyamız nasıl ortadan ikiye ayrıldı” diye kaygılanıyorsunuz. “Okulda kalmak” gibi bir hedefiniz var. “Praksis” sözü de hoşunuza gidiyor. Hem teorik hem pratik, hem eylem, hem bilim. Ve karşınızda Pierre Bourdieu. Fakat duydunuz ki adam dişli. En iyisi Seçilmiş Metinler’e gireyim dediniz. “Yarısı röportaj zaten. Okurum bir şekilde.” Maalesef tatilinizi yediniz, bitirdiniz. Okudukça kaybolursunuz. Cahillik kompleksi yaratır. Türkçenizi de, Fransızcanızı da sorgulatır. Uzaklara dalar durursunuz. Kışın okuyun siz onu. O uzun gecelerde üzerine düşünecek zamanınız olur.
 
 
Modernizmi Seyretmek. Avrupa Sanat Sineması (1950-1980) Andras Balint Kovacs, Deki Yayınevi
 
Memleket sineması aldı yürüdü. Ödül ödül üzerine. Bir Zamanlar Anadolu’da, Hayat Var, Vavien, Sonbahar, Tepenin Ardı...  Tamam, bir Alex değiller, aksiyon yok. Galiba biraz sanat sineması bu. Ve siz de tadını aldınız, artık bu konuya girmek istiyorsunuz. Kitapçıda tam isabet bir kitap var: Avrupa Sanat Sineması. Okuyup ilmine varacağım, diye ahdettiniz. Hoppaaa. Kardeşim delik ne, boşluk ne, hiçlik nereden çıktı, “stilistik, tematik ve kültürel somutlaştırma” derken dondurma neden külahtan düştü? Film kuramı derken sinemadan soğursunuz alimallah. Bruce Willis filminde arkadaki masaya anlamlar atfederken kendinizi bulmayın sonra. Bu işin bir başlangıcı var, adabı var. Size iki doz Altyazı yazıyorum, uzatmayın.
 
Anladınız sanırım. Aslında bir tür “mutlaka okunmalı” listesi bu. Ama asla tatile götürülmemeliler. Siz her durumda alın bu kitapları.

T24- KULTÜR SANAT
adminadmin