Samsun Haber
Giriş Tarihi : 09-01-2013 10:20   Güncelleme : 09-01-2013 10:20

Terör Ortak Sorun

AK Parti Grup Başkanvekili Ünal, ''Terör ortak sorunumuzdur. AK Parti bu sorunu çözmek için sorumluluk ve siyasi risk almıştır''

Terör Ortak Sorun
Ünal, AK Parti Grup Yönetim Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, Zonguldak'taki maden ocağında meydana gelen kazada hayatını kaybeden 8 vatandaş ile Hakkari Çukurca'da şehit olan uzman çavuşun ailesine baş sağlığı diledi.
 
CHP, MHP ve BDP'nin bugün yaptıkları grup toplantılarının ardından açıklama yapmak istediklerini belirten Ünal, ''Terör ortak sorunumuzdur. Türkiye 30 yıldan beri, bu yakıcı sorunla mücadele ediyor. Terör Türkiye'nin siyaset üstü bir sorunu. Dolayısıyla herhangi bir şekilde siyasi malzeme yapılmaması gereken, 75 milyon insanımızın canını yakan, AK Parti'nin 10 yıldan beri çözme iradesi ortaya koyduğu, bu sorunu çözmek için sorumluluk ve siyasi risk aldığı bir sorundur'' dedi.
 
Ünal, bu ortak sorunla ilgili hiç kimsenin fırsat siyaseti ya da sorumsuz siyaset gütmesinin söz konusu olamayacağını ifade ederek, ''Eğer bu siyaset sürdürülecekse, bu sorun üzerinden bazı siyasiler mevcut alışkanlıklarını devam ettireceklerse, bu süreç samimiyet testidir herkes için'' dedi. Ünal, 30 yıldan beri devam eden terör sorununun çeşitli alışkanlıklar ortaya çıkardığını söyledi.
   
''Alışkanlıklarını devam ettiriyorlar''
   
Herkesin bu sorunla ilgili farklı ilişki kurma biçimi olduğunu belirten Ünal, şöyle konuştu:
 
''AK Parti ile birlikte devletin bu sorunla ilgili ilişki kurma biçimi temelden değiştirilmiştir. Temel bir paradigma değişikliğine gidilmiştir. Terör sorununu bitirmek, halkımızın bu konuda acısını dindirmek asıl amaç olarak baştan beri ortaya konulmuştur. AK Parti'nin bu sorun üzerinden bugüne kadar sorumsuz siyaseti ve demeci olmamıştır. Hem MHP'nin hem de BDP'nin açıklamaları, bu sorunla ilişki kurma biçimlerini ve alışkanlıklarını devam ettirdiğini göstermektedir.
 
Özellikle MHP Genel Başkanı'nın yaptığı konuşmadaki bir paragraf bu meseleye bakış açılarının ne kadar sorunlu olduğunu ortaya koymaktadır: 'Damat Ferit lobileri, Sait Molla takipçileri, Şerif Hüseyin müttefikleri, Anzavur taraftarları, Seyit Rıza misyonerleri, Şeyh Said izcileri, Doğu Sorunu mucitleri, Mondros sevdalıları, işgal artıkları, isyan kalıntıları AKP'nin ampulünde toplanmış ve AKP'nin uyarıcı etkisiyle yattıkları kış uykusundan uyanmışlardır.' Bu metni yazıp Devlet Bahçeli'nin eline tutuşturan zihniyet sorunlu ve klinik bir zihniyettir. Bu zihniyettir asıl sorunun mucidi. Herkesi düşman, hain gören bir bakış açısı maalesef.''
 
Mahir Ünal, BDP'nin AK Parti'nin bugüne kadar ortaya koyduğu çözüm çabalarını, terörü sona erdirme mücadelesini her seferinde istismar etme çabası içinde olduğunu ifade ederek, BDP'nin, siyasi iradesi olmadığı için bu sorun üzerinden kucaklaşmayla terör örgütünü meşrulaştırmak istediğini kaydetti. Ünal, BDP'nin, terörü sona erdirme çabasını ve bu çözüm girişimini, adeta siyasi fırsata dönüştürme isteğinin de ayrı bir sorun olarak ortada durduğunu ifade etti.
   
''Her iki yaklaşım da birbirinden besleniyor''
   
Türkiye'deki Türkleri ve Kürtleri temsil ettiği iddiasında bulunan her iki siyasi partinin, bu sorunun çözümüne ilişkin ortaya koydukları yaklaşımın tahterevalli siyaseti olduğunu belirten Ünal, ''Çünkü her iki yaklaşım da birbirinden beslenmekte, devlet aklından, çözüm iradesinden uzak bir yaklaşım sergilemektedir'' dedi.
 
Ünal, Başbakan'ın açık bir şekilde 'gelin bu sorunu birlikte çözelim' teklifine karşılık CHP'nin tavrına dikkati çekerek, ''Hayır biz toplumsal bir mutabakat oluşturmak istiyoruz' diyen ve bunu yaparken ortaya koydukları çözüm önerisinde bile kendi iç mutabakatını sağlayamamış bir ana muhalefet ile karşı karşıyayız'' diye konuştu.
 
Terör sorununun çözümünde, ''bu yakıcı sorunun çözümünden yana olanlar ve bu sorundan beslenenler'' olmak üzere iki ana eksen olduğunu dile getiren Ünal, ''Bu süreç samimiyet testidir. Devlet bu sorunu çözmek için tabiki değişik çözüm yöntemlerini ve araçlarını deneyecektir. Bu çözüm araçlarını kutsamanın, bu görüşmelerden başka anlamlar çıkarmanın, diğer taraftan operasyonlar devam ederken, BDP Eşbaşkanı'nın, 'o halde hiç kimse bir şey yapmasın, yapmaya da gerek yok. Çünkü operasyonlar devam ediyor' demesinin de başka bir samimiyet testini ortaya koyduğunu söylememiz gerekir'' dedi.
 
Devletin karakoluna saldırıldığında, uzman çavuş şehit edildiğinde devlet gerekli güvenlik önlemlerini almayacak mıdır?'' diye soran Ünal, ''Eğer taraflar çözüme katkıda bulunmak istiyorsa, bu sorunun çözümü konusunda inisiyatif alacaksa, öncelikle sorumlu ve akıllı siyaset, risk alan, bu meselenin çözümüne katkıda bulunan bir dil ve üslup kullanılmalıdır. Bugün BDP'nin ve MHP'nin kullandığı söylem ve üslup, siyaset dili de çözüme katkıda bulunan siyaset dili olmamıştır. CHP eğer bu çözüme katkı sağlayacaksa, öncelikle bu mütereddit tavrından vazgeçmelidir'' diye konuştu.
adminadmin