Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 27-02-2017 13:41   Güncelleme : 27-02-2017 13:41

Terör Ve Toplumsal Jet Lag

Psikolojinin terörizm alanında ki çalışmaları 1960 yılları sonrasında daha çok ‘İnsanlar neden terörist oluyor? Teröristlerin motivasyon kaynakları nelerdir?’ gibi sorularla başlamıştır.

Terör Ve Toplumsal Jet Lag

Evrimsel yaklaşıma göre terör örgütleri kendi kaynaklarını politik veya ekonomik açıdan arttırmak için terör eylemlerine başvurmaktadır.Pek çok ülkede teröristler psikopatolojik rahatsızlıklara sahip antisosyal kişilikler ve hatta psikotik bozukluk sergileyen bireyler olarak ifade edilse de karşılaştırmak amacıyla yapılan araştırmalarda teröristler ve diğer gruplar arasında belirgin bir fark bulunamamıştır.

Toplumlar binlerce ya da milyonlarca bireyin aynı etnik,dil,din,ulusal ya da ideolojik gruba ait olmaya dayalı yoğun bir aidiyet duygusuyla birbirlerine bağlanmasıyla oluşur.Terörizmin amacı oluşan bu aidiyet,güven duygularını,toplumsal dokuyu aşındırmak ve zarar vermektir.

Toplumun emniyet, güven ve birlik duygusunu sarsmaya yönelik psikolojik saldırı olarak ta düşünülebilecek terörizm toplum içersinde ve bireyler arasında oluşan güven duygusunu ve grup kimliğini hedef alıp kırmaya çalışır. Uzun süreli terör ve eylemlerine maruz kalmış toplumlarda stres belirtileri gösterdiği araştırmalarca vurgulanmıştır.

Son zamanlarda ülkemizde sıkça yaşanan terör eylemleri de bu stresi toplumumuz üzerinde yaratmıştır. Benim tabirim ile psikolojik ‘jet lag ‘yaşıyoruz. Korku kültürü her bireyi bilhassa çocukları derinden sarmıştır. Geçici bir süreç olsa da etkileri kişide sonra etkileşim halinde olduğu bireylerde sonra ailelerde ve daha sonra toplumda bir silsile halinde devam etmektedir. Terörün amacı da tamda budur. Korku ve nefreti büyütmek. Psikolojik açıdan önemli olan süreç değil, süreci nasıl yöneteceğimizdir.

Teröre maruz kalmanın psikolojik etkileri çok çeşitlidir ve kişilerin teröre karşı geliştirdikleri tepkiler de çeşitli faktörlere bağlı olarak belirlenmektedir (Di Giovanni, 2004). Teröre doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan kişilerin tepkileri ilgilenmeme, empati/sempati kurma ya da travma olarak üç temel grupta değerlendirilebilir. Kişi, fiziksel olarak çok uzakta gerçekleşmiş ve kültürel olarak kendisiyle ilişkilendirmediği taraflar arasında gerçekleşen eylemlerde ilgilenmeme tavrını benimseyebilir. Ya da tam tersi kişisel olarak travmayı yakınlaştırıp her an kendisinin başına gelebileceğini düşünebilir. Bir diğeri ise derin bir vicdan muhasebesi içine girebilir.

Travma ve şiddetin etkilerinden insanlığını ve kişiliğini yitirmeden, ruh sağlığını koruyarak kurtulmanın ise başlıca iki yolu vardır:

1-Korku kültürüne esir olmamak

2-Stres yönetimi yapmak

Bu süreci yönetirken yapılması gereken en önemli psikolojik hamle önce kendi kişiliğimizi dirençli hale getirip sonrasında evlatlarımıza bu grupların hedef ve amaçlarını anlatarak geçici bir süreç olduğunu söylemektir.

Terör ve zilletinden ancak kurtulmanın en iyi yolu ise birlik olup ‘’Bir’’ olmaktır. Guzel yarınlar için, temiz toplumlar için elele…

Sevgi ile kalın

Psk. Dr. Meltem ÖZKANDAN

adminadmin