Analiz
Giriş Tarihi : 21-12-2015 12:42   Güncelleme : 21-12-2015 12:42

Tevfik Demir: Dünyevileşmeye Kurban Ettik Kültürümüzü

Ebabil Kitapevi tarafından düzenlenen Ebabil Sohbetleri çerçevesinde Tevfik Demir,  Popüler Kültür Çerçevesinde Dil ve Edebiyat konulu konuşma yaptı

Tevfik Demir: Dünyevileşmeye Kurban Ettik Kültürümüzü
Ebabil Kitapevi tarafından düzenlenen Ebabil Sohbetleri çerçevesinde Tevfik Demir,  Popüler Kültür Çerçevesinde Dil ve Edebiyat konulu konuşma yaptı. Ebabil Kitapevi’nde gerçekleşen sohbette Tevfik Demir, kültür ve kültürel değerlerin milli birliktelik açısından çok önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi.  ‘Kültür; aynı değer etrafında birleşmek demektir. Aynı dile, dine, geleneğe, göreneğe sahip olmak demektir. Beraber gülebilmek, beraber hüzünlenmek demektir. Bir milleti diğer milletlerden ayıran en önemli özelliği kültürüdür. Bugün bizi de binlerce yıldan beri bir arada tutan, millet olabilmemizi sağlayan kültürümüzdür. Bugüne baktığımızda ise kültürel değerlerimizin gittikçe uzaklaştığımızı acı da olsa söylemek mümkün olduğunu belirten Demir şöyle devam etti. “Peki, ne olmuştur da bu kadar geleneklerine, diline ve dinine bağlı bir millet bugün buhran yaşamaktadır? Tanzimat Fermanıyla başlayan Batılılaşma hikayemizde batıya bilim, teknoloji almak için yolladığımız genç Osmanlılar (Jön Türkler) Batı’nın bilim, teknolojisi yerine modasını, örfünü, müziğini, dilini alıp bize götürünce yeni bir dönem başladı bizim için. İşte o zaman başladı bugünkü değerlerimizden uzaklaşmamız aslımızı inkar edişimiz, her şeyin en güzelini batıdan arayışımız…. Avrupa’nın bilimden ve teknolojiden uzak olduğu ama emperyalist amaçlarla dünyayı sözde keşiflerle sömürdüğü zamanlar yerini buluş, teknoloji ve üretim çağıyla daha çok üretime ve pazarlamaya dönüştürmüş, hedef kitle milli sınırlardan; evrensellik, küreselleşme projeleriyle tüm dünya pazarına dönüştürülmüştür. İşte burada da popüler kültür dediğimiz insana cazip gelen, içini gıdıklayan, insanı heyecanlandıran, tüketimi körükleyen bir kavram ortaya çıkmıştır. Popüler kültürü tercüme ettiğinizde de zaten Halk Kültürü dediğimiz bir tanım ortaya çıkmaktadır. Evet, popüler kültürde hedef kitle halktır, yani insanlardır. Hem de ayırım yapmadan tüm dünya nüfusudur. Ama hedef kitlenin mutluluğu, refahı değildir amaç. Amaç; ortak kültürle bir arada yaşayan ve dışa karşı ortak direnç gösterme kabiliyeti olan insanları kendi kültürlerinden özgürlük, bağımsızlık, hürriyet gibi popüler kelimelerle koparmak ve dünyevi taleplerini karşılayarak kendine bağımlı haline getirmektir. Kültüründen kopararak bireyselleştirilen fertler artık popüler kültürün esiri haline gelmiştir. Ne giyeceklerine rengine kadar onlar karar verir. Yiyecek, içecek, film, kitap, telefon, oyuncak taleplerini onlar belirler. Ne zaman ne giyileceğine, nereye gidileceğine kadar tüm planlar popüler kültür aktarıcıları tarafından belirlenir. Popüler kültür, “kullan at” kültürüdür. Kapitalizmin ve emperyalizmin en önemli silahıdır. Diline hakim olur, dinine dolaylı müdahale eder. Kolay yayılır ve her şeyden önemlisi insan için çok cazip ve çok çekici unsurlar taşır. Çok okumaya ihtiyaç göstermez. Okuyacaksan onun yönlendirdiği Harry Potter, Alacakaranlık, Açlık Oyunları gibi zevk ve haz veren gerçek üstü kurgulara yönlendirir. Gerçek hayatın sorumlulukları, derinlikleri, yeni fikirler, topluma dair öngörülere müdahale ettirmez seni. Çok kısa zamanda hedefine ulaştırmak popüler kültürün işidir. Sıkıldığını ya da tehlikeyi fark ettiğini anladığında hemen yeni bir zevk, heyecan, kitap, fil, oyun, macera sürer hayatına. Yeni dünyevi yıldızlar çıkartır karşına… Popüler kültür en fazla karşısında durduğu kavramların başında milletlerin kendi dili gelir. Önce kendi dilini küçümsetmekle başlar işe. Dilinin zor olduğunu zannettirir sana. Evrensel dilden bahseder. Dünyanın neresine giderseniz İngilizceyi bilmeniz gerektiğinden dem vurur bilinç altına hep. Teknoloji ve özellikle de internet kullanımıyla de direk beynine hükmeder. Önce kullandığın kelimeleri ve onun anlamlarını alır hayatından.(ok,printlamak, zapping, copy, kuzen, kanki, check etmek, star, shop, ful dolu, ayıpsın, takıl bana, aşk olsun, ne iş, trip atmak, bık geldi, nbr, hbr, slm, maximum, daral geldi, cepleşiriz,  alolaşırız, döncem ben sana…… Her şey kelimenin anlamlarını değiştirmekle başlar demişti bir düşünür. Aynen öyle oldu: Aşk, sevgi, arkadaşlık, dava, insan, millet, haram, helal, vicdan, adalet… Her kavramın derinliği boşaltıldı. Kelimelerin anlamı kalmadı, her şey yüzeyselleşti, derinlik gitti, çukur bile kalmadı hayatımızda, tadımız tuzumuz kalmadı. Anlık zevk ü sefalara, cinselliğe, dünyevileşmeye kurban ettik kültürümüzü. Kültürümüze sahip çıkmak sözü bile anlamsızlaştı, değersizleştirildi, söylemde kaldı, eylem bitti, biz de bittik velhasılI kelam..
adminadmin