Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 26-07-2016 14:45   Güncelleme : 26-07-2016 14:45

Trollenen Hocıa&Cıa Darbesi

Öncelikle, 15 Temmuz’da yaşanan Darbe Kalkışmasında şehit olan vatandaşlarımıza Yüce Rabbim’den Rahmet, Yaralılarımıza ise yine Yüce Rabbim’den Şafi ismi ile yardım diliyorum…

Trollenen Hocıa&Cıa Darbesi

15 Temmuz Darbe Kalkışması ile ilgili birçok söz söylendi. Birçok şey yazıldı çizildi.

Ama sadece Darbe kalkışması olarak görenler ise büyük bir hata yapıyor…

Şunu anlamamız gerekiyor, Bu Darbe Kalkışmasının arka planı oldukça derin!

Hem de çok Derin!

15 Temmuz Darbe kalkışması sadece Türkiye için bir Rejim değişikliği değildi, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi ve Türkiye’nin sınırlarının değiştirilmesi hatta ve hatta yok olması operasyonuydu…

Darbe Kalkışması Türkiye’nin bazı Askeri Bölgelerinde hemen hemen aynı dakikalarda başladı ve öncelik Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yok edilmesiydi. Zira Cumhurbaşkanımız affınıza sığınarak söylüyorum rezil bir şekilde öldürülecek ve bu resimlerle ve videolarla desteklenerek Yurt dışına kaçarken karşı konması sonucunda öldürüldü denecekti. Senaryo bununla da bitmeyecekti elbette. Daha önce bolca zulalanmış Altın ve ABD Dolarları servis edilecek akabinde de Cumhurbaşkanımıza gönül bağı ile bağlı olanlar linç edilecekti…

Peki Sadece bu kadar mıydı?

Sadece Türkiye’de Demokrasiyi rafa kalkma CIA&HoCIA Darbesi operasyonu muydu bu?

Elbette ki HAYIR, Hem de koskocaman bir HAYIR!

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öldürüldükten sonra Başbakan ve Bakanlar içinde birebir aynı senaryolar sergilenecek ve maalesef mecliste baş üstünde baş, Taş üstünde taş bırakılmayacaktı. Zira yeni Orta doğu planlarına göre Türkiye’nin Meclise ihtiyacı yoktu!!!

 15 Temmuz gecesine dönersek eğer;

FETÖ Teröristleri Darbe girişimleri başarısızlığa doğru gittikçe halkın üzerinden tanklarla geçerken, Sniperler halkı hedef alarak tek tek öldürmeye başlamıştı…

 

Peki bu kadar gözü dönmüşlük Canilik içerisinde,

Üst aklın hedefi neydi dersiniz?

Bizler hep büyük Türkiye derken ve büyük Türkiye hayali kurarken onlar ise yok olan Türkiye’nin planlarını ortaya koydular!

Türkiye’de ilk önce Darbe girişimi yapılacak ve Darbe girişimi başarıldıktan sonra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a inanan ve güvenenler tek tek tutuklanacak hatta en ufak bir direniş gösterenler anında infaz edilecek,

Akabinde de halkın Asker ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan taraftarları olarak bölünmesi sağlanarak İç savaş için her türlü provokasyon yapılacak en son noktada ise NATO göreve davet edilerek NATO’nun her bölgede Askeri operasyonlar yapması sağlanacaktı.

TÜM İLETİŞİM ARAÇLARININ KISITLANDIĞI,İNTERNET’İN OLMADIĞI SADECE ASKERİ CUNTA’NIN YAYIN YAPABİLDİĞİ BİR DÖNEM!!!!

Peki, NATO’nun Askeri operasyonlar yapması ne anlama gelecekti?

Kendi Uçağımız ve Helikopterimiz ile parasını bizlerin verdiği bombalarla ve mermilerle vurulduğumuz yetmezmiş gibi bir de üstüne NATO’nun uçakları Büyük kentlerimizi bombalayacaktı. Peki sadece büyük kentlerimiz mi dersiniz?

Elbette ki buna da koskocaman bir HAYIR!

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da ki Kentler İç savaş bahane edilerek daha ağır bir bombardıman yaşayacaktı. Bu Ağır bombardımanın arkasından da sözde Halkın güvenliği gerekçe gösterilerek Suriye’den PYD/YPG bölgeye girerek sözde güvenliği sağlayacaktı.

İran’ın Şİİ Milisleri de aynı anda bölgede operasyonlar yaparak sözde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da güvenliği gerekçe göstererek parçalama harekatına katılacağını söylemem kimseyi şaşırtmamalı, Zira her seferinde ABD’yi Büyük ŞEYTAN olarak adlandıran İran’ın bölgede ABD politikaları ile aynı çizgide politika izlediğini hepimizin görmesi gerekiyor.

İran, Ortadoğu’da Şİİ Politikaları ile ilerlerken ve şuan ki Irak, İran’ın Şİİ Politikalarının esiri olmuşken ve Irak’ın şuan en büyük müttefiki ABD ve İngiltere iken farklı bir İran politikası beklemek hayal olur. Sözde Düşman Kardeşlerin arka planda ki hareketinde ABD ve İran politikalarının Ortadoğu’da aynı çizgide devam ettiğini görürüz. ABD Yönetiminin Şİİ Irak yönetiminin birebir politikalarını desteklediğini de bu arada herkese hatırlatalım!

Peki, Bu Darbe Girişiminin ana teması sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu içerisine alan bir Kurdistan mıydı?

Tabii ki buna da koskocaman bir HAYIR!

Dikkatinizi çekmek istiyorum!

Türkiye’nin bölünmesinden ve parçalanmasından bahsediyorum sizlere…

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu şekilde bir hareket saplanırken sizce Rusya’nın sıcak denizler hayali yeniden kabarmayacak mıydı?

İstanbul, Uluslararası bir konsorsiyuma devredilerek boğazlar tamamen kontrol altına alınacaktı…

Ermenistan’ın tabii ki Batı Anadolu sevdasını da unutmayın!

Mersin, İskenderun, Antalya ve NATO’nun sorumluluğu altına alınacak ve bu bölgelerde özerk bölgeler haline getirilecekti!

İzmir ise limanları ile birlikte yeniden Yunanistan’ın kapsama alanına girecekti…

Kısaca ABD’nin daha doğrusu ABD Başkanı Barack Obama’nın giderayak Ortadoğu planında, ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmemesi ve daimi müttefikleri İsrail’in herhangi bir şekilde zarar görmemesi için Türkiye’nin sadece parçalanması değil, yok olması ajandasına not edilmişti!

Bu tezimi bu kadar net söylüyorum!

Zira, Bu tezime karşı çıkacak olanlara tek bir soru soruyorum!

Dünya’da ABD ve İngiltere’nin herhangi bir şekilde içerisinde olmadığı bir DARBE veye DARBE GİRİŞİMİ var mı?

ABD’nin elbette ki kendisine göre bir takım gerekçeleri mevcut, Ancak bizim de gidecek herhangi bir ülkemizde yok, Ne ABD’nin Nede İngiltere yada başka bir ülkenin ve/veya Küresel gücün tehditlerine boyun eğecek halimiz de yok!

Peki, Yukarıda yazdığım senaryoyu ispatlayabilir misin diyenlere hemen cevap veriyorum,

EVET,KANITLARIM….

CIA&HoCIA Darbesi İşte İlk Kanıtım!

Atatürk Havalimanı kayıtlarına göre Henri Barkey 15 Temmuz günü saat 10.24’te İstanbul’a geldi, 19 Temmuz saat 04.05’te çıkış yaptı. İstanbul’da görüştüğü isimler arasında Uluslararası Kriz Grubu’ndan İran uzmanı Ali Vaiz, Mısırlı araştırmacı Ahmed Morsy, ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyelerinden Bayram Sinkaya da bulunuyor.

Henri Barkey’in görüştüğü isimlere ve uyruklarına dikkat etmenizi istiyorum.Zira Darbe Sonrası senaryoların nasıl işletileceği yerinde tespit edilerek uygulama safhasına geçileceği görmemek herhalde büyük hata olur!

Henri Barkey, Fetullah Gülen’e bağlı Rumi Forum’un organizasyonlarında da profesyonel olarak görev yaptığı gibi Gülen’in ABD’de oturum izni alması için referans olan isimlerden eski CIA çalışanı Graham Fuller’in de yakın arkadaşı. İzmir asıllı ve İstanbul doğumlu olduğu için Türkçeyi Anadili düzeyinde konuşabilen Barkey, “Gülen’in CIA ile hiçbir bağlantısı yok” açıklamasını da unutmayalım!

Aynı keza CIA’nın Türkiye şefi olduğu dönemde de“Olası bir erken seçimde HDP baraj altında kalırsa İstanbul,Adana ve Mersin’de büyük olaylar yaşanacak” diyen kişi.

CIA&HoCIA Darbesiİkinci Kanıtım!

CIA’nın Türkiye eski şefi olan Henri Barkey’in “Türkiye, NATO ve ABD’ye muhtaç” sözleri ile eş zamanlı olarak ABD Dış İşleri Bakanı John Kerry’nin The Washington Post’a verdiği demeç!

“Türkiye’nin NATO üyeliği Tehlikeye girdi.”

Darbe’nin CIA tarafından hazırlandığını ve Darbe girişimi başarısız olduktan her ne kadar Kerry açıklamayı inkar etse de her iki açıklamanın birbiri ile ne kadar örtüştüğünü söylememe gerek yok herhalde!

ABD’nin kendisini kurtarma hareketi sadece bunlarla da sınırlı değil…

Üçüncü Kanıtım!

CIA&HoCIA DarbesiCIA Başkanı Joh Brennan’ın Türkiye’de ki Darbe girişimi bastırıldıktan sonra ki ilk açıklamasına bir bakım lütfen ve şu Soruyu soralım CIA Başkanı’na!

Erdoğan karşıtlığından Haberdar mıydınız? Yoksa Organizasyonda mıydınız?

CIA Başkanı Joh Brennan’ın açıklamasında BAŞARISIZ DARBE girişiminin direk CIA tarafından organize edildiği görülüyor!

Peki sadece bu kadar mı?

Elbette ki HAYIR!

Dördüncü Kanıtım!

İncirlik’te, TSK’nın bütün subaylarını fişleten ABD’li John F. Campbell aynı zamanda darbe girişiminin organizatörü. Darbeye destek amacıyla Nijerya’da bulunan UBA Bank şubesinden CIA aracılığı ile komutanlara ciddi para akışı sağlayan kişi de tabi ki yine ISAF Komutanı General John F. Campbell.

15 Temmuz’a giden süreçte Nijerya merkezli United Bank of Africa (UBA), 6 aylık para trafiğinin üssü oldu. Nijerya’dan Türkiye’ye para transferi, CIA tarafından oluşturulan bir ekip tarafından yürütüldü. Cuntacıları darbeye ikna sürecinde yüklü miktarda transfer gerçekleşti. Türkiye’ye gönderilen para, ülke içinde 80 kişilik özel ekibe ait farklı banka hesaplarına havale edildi. Yani cuntacılara elden teslim edildi. Doğu ve Güneydoğu’da bazı tanınmış isimler bu faaliyette etkin görev alırken, iç ve batı Anadolu’da ise FETÖ Çete mensupları kullanıldı.

Darbe girişimi öncesi 2 kez gizlice Türkiye’yi ziyaret eden General John F. Campbell hem Erzurum’da hem de Adana’daki İncirlik Üssü’nde sır görüşmeler gerçekleştirdi. Askeri kaynaklara göre, ordu içerisinde görev yapan tüm subay kadrosunun eğilimleri konusunda hazırlık sürecini yöneten isim yine ABD’li General Campbell idi.

2015 yılının ikinci yarısından itibaren FETÖ lideri Fetullah Gülen’e bağlı subayların desteği ile İncirlik’te oluşturulan tetkik merkezinde, emrinde asker olan tüm birimlerin haritası çıkarıldı ve tek tek eğilimleri, kişilikleri, kökenleri konusunda ‘istişareler’ yapıldı. En küçük bir karakol komutanından başlanarak tüm birimler üzerinde çalışma yürütüldü.

Karakol, birlik, bölük, alay, tugay, tümen, kolordu ve ordu içerisinde emrinde CIA&HoCIA Darbesiasker bulunduran ve asker üzerinde aktif etkisi olan komuta kademesinde görevli isimler yakın markaja alındı.

2014 yılından bu yana Afganistan’da konuşlu Uluslararası Destek Gücü’nün (ISAF) komutanlığını yürüten ve geçtiğimiz Mayıs ayında emekli olan General John F.Campbell’ın, darbenin başarılı olması halinde en kısa sürede yeniden Türkiye’ye gelme konusunda cuntacı isimlerle mutabık olduğu da gelen bilgiler arasında.

Beşinci Kanıtım!

CIA Destekli Darbe Kalkışması başarısız olunca WikiLeaks Belgelerinin açıklanması ile Türkiye tehdit edildi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye’nin yine dik durması sonucunda sadece Ak Parti Milletvekillerinin telefonlarının ve mail adreslerinin yanı sıra Ak Partiye gelen mailler, WikiLeaks Belgeleri olarak yayınlandı. CIA’nın yine bu konuda ki aceleciliği yayınladıkları belgelere de yansıdı. Sosyal Medya’da oldukça geyik Muhabbetlere sebep oldu. Zira  WikiLeaks Belgeleri olarak sunulan ve Ak Parti Hükümetini ve  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı zora sokmaya çalışılan belgelerden İrmik Tatlısı bile çıktı…

CIA&HoCIA Darbesi CIA, WikiLeaks Belgeleri ile Başarısız Darbe girişimini kendi lehylerine geri çevireceğine o kadar çok inanıyordu ki WikiLeaks bu belgeleri yayınlarken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı karikatürize bile etti…

darbe operasyonu devam ediyordu…

CIA’nın Başarısız Darbe girişimi ile Türkiye’de yıkamadıkları Demokrasiyi, Bu defa Mail’lerle yıkacaklarına inanmışlardı!

Altıncı Kanıtım!

Bana göre bir diğer önemli kanıt FBI eski çevirmeni ve Ulusal Güvenlik Muhbirleri Koalisyonu’nun (NSWBC) kurucusu Sibel Edmonds’un açıklamalarıdır. Edmonds “Bu darbe PROVAYDI….!!!”  diyerek Türkiye’nin lehine uyarılarını yaptı…

Yedinci Kanıtım!

Ak Parti Hükümetinin ve Milletvekillerinin Başarısız Darbe Girişiminin arkasında CIA’nın olduğunu ifade etmeleri sonrası ABD Başkanı Barack Obama “Türk yetkililer ABD’de yaşayan Türk vatandaşlarının güvenliğini de düşünmek zorunda.” şeklinde ki açıklamasıdır.

Anlaşılan o ki ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye’den gelen açıklamalardan oldukça rahatsız olmuş ve Türkiye’yi tehdit etmekten geri kalmamıştır…

CIA’nın Fethullah Gülen’le birlikte hareket ettiği Darbe girişiminin başarısız olabileceği ve deşifre olacaklarını ABD Başkanı Barack Obama hiç hesaba katmamıştı! O da en basit şekliyle bu sözlerle Türkiye’yi tehdit etmekte buldu çareyi…

SONUÇ!

CIA’nın Fetullah Gülen ile birlikte organize ettiği 15 Temmuz Darbe girişiminin piyonları ise büyük resmi asla görmediği gibi Fethullah Gülen’in Türkiye’ye, İran’a Humeyni’nin dönüşü gibi bir dönüş olacağını zannettiler. Zira Fethullah Gülen onlara göre Mehdi ve tabii ki Büyük Şeytan’da  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı. Halk ise Doğusundan Batısına, Güneyinden Kuzeyine kimin Şeytan olduğunu gösterdi…

Bu bağlamda, Sorduğum soruyu yine soruyorum!

Sizce, Dünya’da ABD ve İngiltere’nin herhangi bir şekilde içerisinde olmadığı bir DARBE veye DARBE GİRİŞİMİ var mı?

adminadmin