Türkiye
Giriş Tarihi : 21-05-2012 10:56   Güncelleme : 21-05-2012 10:56

Tuna Kiremitçi’den 19 Mayıs Soruları

Bandırma Vapuru’nun Samsun’a varmasıyla başlayan hareket onların da hareketi değil miydi? O vapurun içinde “Müslüman” ya da “Kürt” yok muydu? O zaman bugün kutlamalara uzaktan bakmaları nasıl bir küskünlüğün ifadesidir? Yazar Tuna Kiremitçi 19 Mayıs kutlamalarını köşesine taşıyarak bazı sorular soruyor.. Kiremitçi yazısında ana temas olarak 19 Mayıs Bayramı’nın Türklerin bayramı olduğuna vurgu yapmış.. İşte Kiremitçi’nin yazısı;

Tuna Kiremitçi’den 19 Mayıs Soruları
Bu sene 19 Mayıs bir başka kutlandı, bir başka hissedildi, bir başka yaşandı. Tamam.
 
Eskilerin “Her şeyde bir hayır vardır” sözünün doğruluğu tescil edildi.
O da güzel.
Resmi kutlamaların yasaklanması üzerine seferber olan gençler, “sivil 19 Mayıs kutlaması” yaptılar. Şahane.
Fakat bütün bu coşkuya ve sivilliğe rağmen...
Katılanların gözlerindeki parıltılara ve kutlamaların samimiyetine rağmen...
Yine de bazı duvarlar aşılamadı.
Memleketi “Türkler, Kürtler ve Müslümanlar” şeklinde bölen saçma siyaset tablosunun dışına çıkılamadı.
Bütün o coşkulu fotoğraflarda bir tane bile türbanlı ya da poşulu genç görülemedi.
Bayram “Türklerin” bayramı olarak kaldı.
“Müslümanlar” ve “Kürtler” olaya uzaktan, çekirdek çitleyerek baktı.
Denebilir ki “Daha ne istiyorsun, demokrasi budur. İsteyen kutlar istemeyen kutlamaz.”
Ama ortada şöyle bir gerçek var;
Şayet bayramı “Türklerin”, “Kürtlerin” ve “Müslümanların” yarısı kutlayıp yarısı kutlamasaydı o zaman tamamdı.
Kutlayanların da kutlamayanların da içinde başörtüsü ve poşu olsaydı lafı edilmezdi.
“İstemeyen kutlamaz canım, ne var bunda?” denirdi.
Ama taraflar bu kadar kalın ve yüksek çizgilerle ayrılınca, alıyor insanı bir düşünce.
Demek ki kendini öncelikle “Müslüman” ya da “Kürt” olarak görenlere 19 Mayıs bir şey ifade etmiyor.
Statta da yapsanız etmiyor, sokakta da yapsanız etmiyor. Uzayda yapsanız yine etmeyecek.
Peki Bandırma Vapuru’nun Samsun’a varmasıyla başlayan hareket onların da hareketi değil miydi?
O vapurun içinde “Müslüman” ya da “Kürt” yok muydu?
O zaman bugün kutlamalara uzaktan bakmaları nasıl bir küskünlüğün ifadesidir?
Bu büyük küskünlüğü aşmanın hiçbir yolu yok mudur?
Yoksa iş işten geçmiş midir artık, ortak ruh yakalamak bu saatten sonra imkânsız mıdır?
“Türkler, Kürtler ve Müslümanlar”ın hep beraber kutlayacağı 19 Mayıs tatlı bir hayal midir?
adminadmin