Tarih
Giriş Tarihi : 10-05-2013 10:05   Güncelleme : 10-05-2013 10:05

TÜRK MİLLETİ

Anayasa’da “Türk milleti” olsun mu, hangi nitelikte olsun, Türkiye’deki diğer etnik unsurların “Biz de kimlik olarak tanınalım, ya da herhangi bir etnik unsura atıf yapılmasın, hele diğer etnik unsurlar Türk diye tanımlanmasın” taleplerine ne karşılık verilsin?

TÜRK MİLLETİ

 
Bu, bilindiği gibi, “Kürtlük” etrafındaki sancının ana gerilim ekseni.
 
Siyasi Kürt hareketi, bunun siyasetini yapıyor. Sade Kürt insanı da, kendi kimliğinin tanınmasını, en azından devlet politikası olarak bir Türklük dönüşümüne -ki bunun literatürdeki adı asimilasyondur- maruz bırakılmamasını istiyor. “Ne mutlu Türk’üm diyene”nin, “Varlığım Türk varlığına armağan olsun”un sorun haline gelmesi bu yüzdendir.
 
Kim ne derse desin, sade Kürt vatandaşlarımızda da, kardeşlik vs duygularıyla beraber, belki Kemalist projenin ürünü olarak, bir kimlik bilinci oluşmuştur. Aytaç Yalman “Biz Kürtlüğün kart – kurttan doğduğunu düşünürdük, yanılmışız” diyecektir, taaa bir general olarak ve Kara Kuvvetleri Komutanlığından emekli olduktan sonra.
 
Barış sürecinin bir boyutunda Anayasa’da bu konunun nasıl formüle edileceği konusunun olduğu muhakkak.
 
Anayasa’nın birçok yerinde Türk vurgusu yer alıyor ve bunlar üzerinde yapılacak bir azaltma tepki doğuruyor. Bu tepkinin, ulusalcı kesimlerde çok duyarlı boyutlarda seyrederken, sokaktaki sade insanda da ciddi hassasiyetlere yol açtığı açık. Hele hadise, “Türklüğümüz elimizden alınıyor” gibi bir söyleme dönüştüğünde, işin içine haysiyet savunması gibi bir duygu direnişinin girmesi kaçınılmaz hale geliyor.
 
Kürtlerdeki kimlik hassasiyeti, aynı ölçüde Türklerde de oluşmaya başlıyor.
 
Nasıl çıkılacak bu işin içinden?
 
AK Parti, çözüm sürecinin merkezindeki irade olarak, bu uçlara kaçışı nasıl dengeleyecek?
 
En son, AK Parti’nin Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu anayasa teklifinde, Başlangıç bölümünde “Türk milleti” ifadesi yer aldı. Başka bir formülasyon beklentisi vardı, demek ki o formül üretilemedi ve “Türk milleti”ne yer vermek tercih edildi. O ifade şöyle yer alıyor teklifte:
 
“Herkesin insan haysiyetinden kaynaklanan evrensel hak ve hürriyetlere sahip olduğu inancıyla her türlü ayrımcılığı reddeden, kültürel zenginliğimizin kaynağı olan etnik ve dinî farlılıklarımıza saygı duyarak müşterek tarihimiz ve değerlerimiz etrafında birlikte yaşama arzusuyla hareket eden biz Türk Milleti; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayanan bu Anayasayı egemen irademizin ifadesi olarak kabul ve ilan ederiz”
 
AK Parti “Türk milleti” ifadesine “Egemenlik”le ilgili maddede yer verdi. O madde şöyle formüle edildi:
 
“Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini seçtiği temsilcileri aracılığıyla ve halkoylaması yoluyla kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.”
 
Bu maddeye Kürt tarafının ne diyeceği henüz net değil. Karayılan, son Kandil açıklamasında “Anayasa herkesi kapsarsa Türk milleti’nin geçmesine itiraz etmeyiz” gibi bir şey söyledi. Ama buradaki “herkesi kapsarsa” ifadesi de net değil. “Herkesi kapsamak” nasıl olacak sorusu önemli.
 
Bu noktada ilgi çekici bir değerlendirmeyi Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam’daki il ve ilçe başkanları toplantısında yaptı. Başbakan özetle şöyle dedi:
 
“Anayasa teklifimizde Türk milleti ifadesine yer verdik. Ama bu, etnik bir Türk ifadesi değil. Buradaki Türk milleti, Türkiye’de bulunan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Arnavut… herkesi çatısı altında buluşturan bir Türk milleti anlamına geliyor. Ben Türkçülüğe karşıyım. Ama aynı şekilde Kürtçülüğe, Lazcılığa, Çerkezciliğe de karşıyım.”
 
Yazının devamı için:
http://istihbaratalani.wordpress.com/2013/05/07/aksiyon-dergisi-ahmet-tasgetiren-turk-milleti/
 
Ahmet TAŞGETİREN – AKSİYON
adminadmin