Suriye, Irak, Lübnan, Yemen ve Libya’da Müslümanlar’ın bulunduğu toprakların tamamı yangın yerine dönerken Suudi Arabistan ve işbirlikçileri, bu yangının ve katliamın sorumluları olan ABD, İsrail ve AB’ye tepki vermek yerine kardeş Katar’ı hedef seçti. ABD’ye haraç veren, İsrail’in işgallerine sessiz kalan, AB’nin sözünü ikiletmeyen kiralık Firavunlar, Katar’ı ablukaya almış, gerekçe olarak da insan hakları savunucuları, işgalcilere karşı duran “Hamas ve İhvan’ı” sunmuştu. Suud ve çetesi dün gerekçelerini resmileştirdi. Suud, BAE, Bahreyn ve Mısır, 9 ülkeden 59 kişi ile 12 kuruluşu ‘terör listesine’ aldı. Skandal listede Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Mısırlı Yusuf El-Karadavi ve Katar eski İçişleri Bakanı Abdullah bin Halid Al Sani de terörist ilan edildi. Listedeki kurumların tamamının “Yardım” ile özdeşleşmiş olması dikkatlerden kaçmadı. Karadavi’nin terörist ilan edilmesi Türkiye’de de infiale yol açtı. Binlerce kişi Karadavi’nin Türkiye’ye karşı övgüleri, 15 Temmuz’daki mili mücadele esnasında ettiği duaları hatırlattı.
NE SUÇ İŞLEDİK?
Siyonist, terörist, emperyalist hiç kimsenin yer almadığı sadece Müslümanlar’ın girdiği listeye ve ablukaya Katar’dan da çok sert tepki geldi.
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Katar’a yönelik davranışın düşmana bile sergilenmediğini belirterek, “Katar hangi suçu işledi ki bu şekilde cezalandırılıyor?” sorusu ile isyanını dile getirdi.
Diriliş Postası
