Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 11-08-2016 09:17   Güncelleme : 11-08-2016 09:17

Vakayı Hayriye Ve 15 Temmuz 2016 İsyanı

1826 Yılına kadar süren ve Yeniçeri Ocağının kapatılması ile sonuçlanan asker isyanını Bediüzzaman, “Sırrı İnnaatayna” isimli eserinde dile getirmiştir. Bu eserinde ahir zamanda zuhur edecek dehşetli insanların isimleri yer aldığından neşrine müsaade edilmemişti.

Vakayı Hayriye Ve 15 Temmuz 2016 İsyanı

Ta ki Derin Tarih isimli, bir dergi bu eseri neşredip yayınlayana kadar bir çok insan bu eserin varlığını dahi bilmiyordu.

Bediüzzaman Rumuzat-ı Semaniye isimli eserinde ahir zaman fitnelerinden bahsederken büyük bir asker isyanını dahi dile getirmiştir. Zamanının büyük çoğunluğunda Kur’an ayetlerinin tefsiri ile meşgul olurken günümüze ait bazı olayları da yine Kuran’dan aldığı derin ilimlerle yazıya geçirmiştir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen üzerinde ciddi çalışmalar yapılmayan bu eserlere “Risale-i Nur külliyatı” adı verilmiştir. Bu yazı sayesinde bu kıymetli eserlerin gündeme gelmesini ve üzerinde ilmi, akademik çalışmalar yapılmasını murat ediyorum. Tevfik bizden muvaffakiyet Allah’tandır…

Derin Tarih Dergisi Bediüzzaman’ın “Sırrı İnnaatayna” isimli eserini dergi eki olarak neşretmiştir. Bu eserde İslam Deccalı yani Süfyan komitesinden bahsedilmekte olup liderleri olan üç şahsı ismen belirtmiştir. İlgilenmek isteyenleri bu eserle baş başa bırakıp mevzumuz olan askeri darbelerle ilgili olan bölümünü değerli okuyucularımla beraber istişare etmek istiyorum. Zira bu Sırrı İnnaatayna’nın bu bölümünde yakın zamanda yaşadığımız 15 Temmuz 2016 darbesi ile ilgili bazı bilgilere yer verilmektedir.

“İnne şanieke hüvel ebter- Asıl soyu kesik olan, sana kin besleyendir” ayeti cifir ilmi ile İstanbul’un fethini gösterdiği gibi “fe salli li Rabbike- Sen de Rabbin için namaz kıl” ayeti dahi İstanbul’un 484 sene hilafet makamının başkenti olacağına işaret etmektedir. Aynen bunun gibi “venhar- kurban kes” kelimesi ile İstanbul şehri İslam ordularının 1222 (miladi 1808) tarihine kadar Kuran hizmetine merkez olacağını göstermektedir. Ancak bu tarihten itibaren Yeniçerilerin içine sızmış olan bir fesat komitesinin devlete isyana başlamasına da işaret etmektedir.

Bu durum Halifeye isyanının başlangıç tarihine de işaret etmektedir. Bu isyan 1241 (miladi 1826) tarihinde yeniçeri ocağının kaldırılmasına kadar devam etmiştir. Tarihe “Vakayı Hayriye” olarak geçen bu olay ile isyan eden askerlerin mahvı ile sonuçlanmıştır. Kısa olmakla beraber çok sırları barındıran bu Kevser suresi, Osmanlı Devletini dahi göstermekle birlikte isyancı yeniçerilerin halefleri olan isyancı askerlere de işaret etmektedir.

1341 (miladi 1922) tarihi Hilafetin zorla değiştirildiği 1924 ise kaldırıldığı yıldır. Bu tarihin 100 yıl öncesinde ve sonrasında yeniçeri isyancıları ile onların halefleri olan günümüz isyancılarına işaret edilmektedir. Yeniçeri isyanları 18 sene devam etmiş ve nihayetinde 1826 senesinde sona ermiştir. Bu son isyan ise hicri 1418 de başlayıp 1436-1437 tarihine kadar devam edeceği anlaşılmaktadır. (miladi 1997-2016 arası). Yeniçeri isyanında olduğu gibi bu kalkışmada da asilerin perişan olacağı açık bir dille ifade edilmiştir.

Günümüze bir göz gezdirdiğimizde gerçekten de isyancı askerlerin öncelikle ordumuzu dindar askerlerden arındırmaya başladıkları 28 Şubat 1997 tarihinden itibaren 15 Temmuz 2016 tarihine kadar vatana bu şekilde ihanet ettikleri ortaya çıkmaktadır. Zira namaz kıldı diye ordudan atılan askerler en nihayetinde tamamen silahlı kuvvetlerden temizlenmiş ve sonunda faşist bir darbe yapılmaya çalışılmıştır.

Nasıl ki Yeniçeri ocağı bu darbeden sonra ortadan kaldırılmıştır aynı şekilde isyancı askerlerin her 10 senede bir yaptıkları darbe sürecinin de sonuna gelinmiştir. En azından darbeci askerlerin ortadan kaldırılacağı ve  hapse tıkılıp bu dindar halkımıza ettikleri zulüm, çok kısa bir sure olan Kevser Suresinde verilen işaretlerden anlaşılmaktadır.

Aslında bu konu çok ince ve cifir ilminde uzman olan insanların kavrayabileceği bir meseledir. Bununla birlikte “Sırrı innaatayna” isimli eserinde askerlerin isyanlarından ve halifeliğin kaldırıldığı dehşetli tarihin bir 100 yıl öncesi ve 100 yıl sonrası meydana gelecek tarihi olaylar, Bediüzzaman’ın dikkatini çekmiştir. Bunu cifir ilmi ve ebced hesabını yeteri kadar bilmeyen insanların dahi anlayabileceği kadar basit bir şekilde izah eden Bediüzzaman, bu muhteşem eserinde daha bir çok sırlı ve önemli olaylara dahi işaret etmektedir.

15 Temmuz 2016 darbesi ile Süfyaniyetin 4. Rüknü olduğunu bihakkın ispat eden Fetullah Gülen, Bediüzzaman’ın dikkat çektiği dehşetli bir şahıs olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şahsın mahiyetini yıllarca önce şu makalede anlatmaya çalışmıştım. “Gülen’i anlamak için 19 delil” başlıklı makaleyi “risaleantep” isimli internet sitesinde en çok okunan makale olarak bulabilirsiniz. Ayrıca bundan kısa bir müddet sonra kaleme aldığım “F. Gülen’in mahiyetini anlatan 19 delil” makalesini de yine bu siteden okumak mümkündür. Bu makaleler 4-5 yıl önce yazılmış olup 15 Temmuz 2016 darbesinden çok önce kaleme alınmış olup dileyenler bu makalelerden istifade edebilir.

Bu yazı ile birlikte konuyu tam manası ile okuyup anlamak isteyenler öncelikle “Sırrı innaatayna” eserini mütalaa etmek zorundadır. Buradaki meseleler biraz ince ve belirli bir seviyeye kadar uzmanlık gerektirdiğinden yazıların herkes tarafından anlaşılması biraz güç olacaktır. Benim acizane yapmaya çalıştığım bu eserlerde bir çok hazine saklı olduğunu göstermek, Risale-i Nur ile ilgili okumaları teşvik etmektir. Eksik ve kusurlar şahsıma aittir. Eğer yazımı beğenmez iseniz bütün kusur ve hataları şahsıma yükleyebilirsiniz. İnşallah bu konuları değerli araştırmacı ve yazar kardeşlerimizden daha güzel bir şekilde okuyup istifade ederiz. Şimdilik bu noktaya dikkat çekip araştırmacıların iştahını çektim ise ne mutlu bana, vesselam…

adminadmin