Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 16-06-2013 11:18   Güncelleme : 16-06-2013 11:18

YA SABIR!

Sayfası fazla gözükse bile içinde bilgi namına hiçbir şey bulunmayan ulusal gazetenin birinde kendini çapulcu olarak tanımlayan sözüm ona köşe yazarı olan bir zat, muhtemelen akşam viskiyi fazla kaçırmış olsa gerek, kendi gibi düşünmeyen kendi gibi hayat tarzı olmayan kişilere karşı öyle bir yazı kaleme almış ki sormayın… Ötekileştirme mi arıyorsun, mahalle baskısı mı arıyorsun, aşağılama mı arıyorsun, kutuplaştırma mı arıyorsun hepsi bu sözüm ona köşe yazarının yazısında mevcut… Gezi olaylarının yaşanmasına sebep olan sıkıntının ana sebebini bu ülkeyi yönetenlerin gençliğini yaşamamış, gençlik nedir bilmeyen insanlar tarafından yönetildiğini

YA SABIR!
Sayfası fazla gözükse bile içinde bilgi namına hiçbir şey bulunmayan ulusal gazetenin birinde kendini çapulcu olarak tanımlayan sözüm ona köşe yazarı olan bir zat, muhtemelen akşam viskiyi fazla kaçırmış olsa gerek, kendi gibi düşünmeyen kendi gibi hayat tarzı olmayan kişilere karşı öyle bir yazı kaleme almış ki sormayın…

Ötekileştirme mi arıyorsun, mahalle baskısı mı arıyorsun, aşağılama mı arıyorsun, kutuplaştırma mı arıyorsun hepsi bu sözüm ona köşe yazarının yazısında mevcut…

Gezi olaylarının yaşanmasına sebep olan sıkıntının ana sebebini bu ülkeyi yönetenlerin gençliğini yaşamamış, gençlik nedir bilmeyen insanlar tarafından yönetildiğini...

Okul yıllarında ezik bir kişilik halinde olduklarını, yüzlerinin bile hatırlanmayacak kadar silik bir geçmişleri olduğunu…

Okulu kırıp kafelerde kızlı erkekli el ele yan yana oturamadıklarından, dans edemediklerinden, gitar tınısıyla plajda romantik dakikalar geçirmeden yitirilen bir gençlik geçirdiklerinden’ bahsederek devam ediyor bu ulusal gazetenin ulusalcı yazarı…

Açın bakın diyor, özgeçmişlerine hayatlarının en güzel yıllarını üç beş kuru cümle ile geçiştirmişlerdir ve zart diye siyaset sahnesine atlarlar yani arası boştur diyerek gençlik zamanlarının bomboş bir yaşamdan ibaret olduğunu…

King çevirmenin, briç oynamanın zeka sporu olduğunu kavrayamayan kişiler olduklarını, mayoyu zaten boş verdik diyor şort bile giymeden emekli olduklarını… 

İyi yönetilen her kurumun, şirketin, gazetenin başındaki kişileri inceleyin bakın diyor… Onlar hep gençliğini yaşamış çapulcu takımı gençlerden ibaret olduklarını…

En önemlisi de…

Memleketi gururlandıran kadınlarımızın tamamından bahsederek “fikri hür, vicdanı hür babaların özgür kızlarından” oluştuğundan dem vurup yazarken hiç mi düşünmüyor acaba…

Bu yazarın kin ve nefret dolu yazılarını okuyanlar çok iyi bilirler ki; bu zavallı yazılarını yazarken ayık kafayla yazamaz…

Bu yüzden de olaylar başladığı sırada işlerinin yoğun olduğunu bahane edip başka bahanelere sığınsa da onu tanıyanlar çok iyi bilir ki; o durumu anlamaya çalışmış, durumdan vazife çıkarma işi de kendisine verilince tekrar yazmaya daha doğrusu kusmaya başlamıştır.

Bu memlekette demokratik yollarla iş başına gelmiş, bu zamana kadar ve bundan sonranın da garantisini vermek koşuluyla hiçbir hayat tarzına, yaşam biçimine karışmamış, yapmış olduğu icraatlarıyla de bunları kanıtlayan bir hükümetin var oluşunu hazmedememesi de bundandır. Çünkü darbe hedefleri pis kursaklarında kalmış, millet; iktidarına sahip çıkmıştır.

Aslında bu milletin hiçbir ferdi bu şekil milletini aşağılayıp bir avuç azınlığın işbirlikçileriyle muhatap olmak istemezler ama sabır, sabır da bir ölçüsü var değil mi?

Bunlar köpeksiz köy bulmuşlar değneksiz dolaşıyorlar. Köyde köpeğin olmayışını, asıl değnek sahiplerinin neden ortalarda gözükmediğini hala anlamak istemiyorlar!

Sabreden dervişi duymuşsunuzdur ama sabrı biteni de biz biliriz.

Bilmem derdimi ‘ötekilere’ anlatabildim mi?
 
İşte o yazı:

http://www.ilk-kursun.com/haber/148105
adminadmin