Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 09-01-2013 18:16   Güncelleme : 09-01-2013 18:16

Yaratılmış tanrılara köle olmak

Yaratılmış tanrıların kontrolünde olan teknoloji görünürde insan hayatını kolaylaştırmak, hızlandırmak için gerekli bir şeymiş gibi görünse de aslında gerçekte “eşrefi mahlûkat” olan insanı tek merkezden yönetilen yapay zekâlı birer robota dönüştürmek için kullanılmaktadır

Yaratılmış tanrılara köle olmak
Yaratılmış tanrıların kontrolünde olan teknoloji görünürde insan hayatını kolaylaştırmak, hızlandırmak için gerekli bir şeymiş gibi görünse de aslında gerçekte “eşrefi mahlûkat” olan insanı tek merkezden yönetilen yapay zekâlı birer robota dönüştürmek için kullanılmaktadır.
 
Bildiğimiz veya bilmediğimiz tüm kitle iletişim araçlarının tamamı günümüz insanını (kişi farkında olsun – olmasın) düşünme, muhakeme etme yeteneği zayıflatılmış veya yok edilmiş birer androite dönüştürmektedir.
 
Yaşı 40 ın üzerinde olanlar ile yaşı 30 un altında olan insanlar arasındaki algılama, kavrama, hissetme, muhakeme etme, itaat ve isyan etme, haz alma, tahammül ve nefret etme gibi insani hislerin farklılığı, bu duyguların alt ve üst sınırları arasındaki değişim; 90 lı yılların ilk yarısıyla birlikte teknolojiyle haşır neşir olan insanımızın ne kadar hızlı bir dönüşüme uğradığının en güzel ispatıdır.
 
60 yaş üzerindeki insanlarımızı bir tarafa bırakacak olursak, çocukluğunu 80 li yıllarda ailesinin ikamet ettiği mahallede toz toprak içerisinde top koşturarak, annesinin eline tutuşturduğu sanayağlı bir dilim ekmeği kemire kemire ama güven ve huzur içerisinde ve sosyalleşerek doya doya yaşayan günümüz orta yaş kuşağı ile ailesinin görünürde bankalara ama gerçekte ise “global ağalık” sistemine 15-20 yıl çağdaş kölelik yapmaya zorlanarak sahip olduğu ve kapısında güvenlik personelinin nöbet beklediği yarı açık cezaevinden farksız sitelerde ki dairelerde bilgisayar içine sıkıştırılmış sanal bir dünyada ve sanal insanlar ile geçiren günümüz çocuk ve gençleri arasındaki içtimai, sosyal, insani ve farkındalılık farkını görmemek ve algılamamak mümkün mü?
 
Her türlü (görsel, yazılı ve işitsel) medya araçları ile aralıksız “enforme” edilen ve yaratılmış tanrılara biata zorlanan günümüz insanının gerçek sahibi ve yaratıcısı rabbi olan ALLAH’ın ne kadar daha kullarının yaratılma gayesine ters bu yaşam şekline izin vereceğini bilmiyoruz.
 
Ama bu sürenin çok uzun olmayacağı ve yaratıcının her türlü uyarı ve ikazına rağmen yaşadığı gayri insani sanal hayattan ve programlanmış, simule edilmiş rüyadan bir türlü uyanamayan, uyanmak istemeyen insan ırkının ciddi ve küresel boyutta yaşayacağı bir felaket ile aslına rücu etmesi ve yaratılmış tanrıların esaretinden kurtularak gerçek rabbine yönelmesi, hakkıyla insan ve kul olması kaçınılmaz gibi görünüyor.
 
Bu anlamda mayaların (21 Aralıkta biten takvimlerini yeniden yorumlama zamanı. Aklınca kıyametten kaçmaya çalışan ve bunun için Şirince’ye giden aptallardan umudu kestim şahsen ama geri kalanlar için hala kölelikten kurtulma umudu var. Zaman ve dünyanın mekânsal konumu insanlığın kurtuluşu ve kul’un yeniden gerçek iman sahibi olması için en uygun şartlarda.
 
Şimdi yeniden düşünme ve şeytanla mücadele zamanının başındayız. Ve insanlık şeytanla ve şeytanın yeryüzünde ki halifeleri olan yaratılmış tanrılar ile bu yüzleşmeyi, bir başka ifade ile kurtuluş savaşını yapmak zorunda.
Öz’ünde yaratılmamış gerçek Allah’dan bir parça taşıyan insan ırkının uzun bir süre daha kurgulanmış sanal bir hayatı yaşaması, bu yükü omuzlarında taşıması mümkün görünmüyor. Bunu en iyi bilenler ise şeytanın yeryüzünde ki uşakları olan ve sanal da olsa global güce sahip yaratılmış tanrılar.
 
Eğer bu kurtuluş savaşını biz değil de onlar başlatacak olursa manevi yıkım ve zarar daha fazla olacak.
 
Bu nedenle zaman safların belirlenmesi için sondan bir önceki saati gösteriyor. Kimin yanında ( Hz. İbrahim veya Nemrut) saf tutacağını seçme zamanı.
 
Ya gördüğünüz dünya rüyası süresince mutlu olmak uğruna ölünce uyanacağınız gerçek hayatın acılarıyla yüzleşirsiniz, ya da bu dünyada gördüğünüz rüyada ilahi bir amaç uğruna emanet hayatınızı gerçek sahibine teslim eder ve gerçek hayatta huzur bulanlardan olursunuz. Ben sadece bir yol göstericiyim. Doğru yolda ilerlemek veya yanlış yolda helak olmak tamamen sizin seçiminiz.
 
Karar sizin…
 
 
 
 
adminadmin