Kültür
Giriş Tarihi : 31-03-2019 11:30   Güncelleme : 31-03-2019 11:30

Yargı FETÖ’den ne kadar temizlendi?

Yargı FETÖ’den ne kadar temizlendi?

Her geçen gün hızla artan cinsel istismar iftiraları ve bunların karşısında, kişinin masum olduğu yüzde yüz belli olduğu, delil ve şahitle ispatlandığı halde, deliller dikkate alınmadan verilen on, on beş, yirmi yıl gibi ağır cezalar ve sebepleri üzerinde ciddi şekilde durup düşünülmesi gerekiyor.

Tamam İstanbul sözleşmesi gibi acilen iptal edilmesi gereken imzalanmış baş belası bir sözleşme var.

Tamam buna bağlı çıkarılan 6284 nolu adaleti yerle bir eden güya kadını şiddetten koruma adına çıkarılan fakat her geçen gün şiddeti artıran bir kanunumuz var.

Fakat yine de kimse masum bir insana bütün delillere rağmen on beş, yirmi yıl ceza verilmesini kanunla ve mantıkla açıklayamaz.

Özellikle aile ve cinsel suçlarda söz konusu olan “Kadının beyanı esastır” ilkesi, her durumda geçerli olan bir ilke değil aslında. Delil yetersizliği olan durumlarda kovuşturma aşamasına geçilmesi ve kadının beyanının esas alınarak yargılama aşamasına geçilmesi için delil niteliği taşıyabilmesi anlamına geliyor.

Yani 6284’e göre korunma talep eden kişi, ya da cinsel şiddete uğradığını iddia eden kadın tedbir için aile mahkemesine veya savcılık veya kolluk birimlerine delil olmadan talepte bulunabilir. Tedbir kararı verilmesi için de delil aranmaz. Aynı iddialarla ilgili olarak soruşturma açılmasını da talep edebilir. Fakat kanun yargılamada, kadın sözü esastır, demiyor aslında.

Suç isnat eden, ispat etmek zorundadır. Kişinin taciz ve tecavüz etmediğini ispat etmesi her durumda mümkün olmayabilir. Fakat suç isnat eden kişinin kendine yapıldığını zaman, yer, devlet kurumlarından alınan raporlar gibi pek çok delille ispat etmesi daha mümkün.

Kanun en fazla iki tarafın da hiçbir delili olmadığı durumlarda hakimin vicdani kararı ile suçun  kesin işlendiği kanaatine uyanması üzerine kadın beyanına göre karar verilebilmesinin yolunu açıyor. Fakat bu da aslında masumiyet karinesine aykırı. Ya yapmadıysa?

Böyle bir durumda bile delil olmadığı için hakim en fazla birkaç yılı geçmeyecek cezalar verebilmeli. Fakat bizim kanunlarımız maalesef ki hakime neredeyse sınırsız denecek kadar, kanaat ile ceza verme hakkı veriyor. Fakat hakimin kanaati kullanabilmesi için elde delil olmaması gerekiyor.

Fakat son yıllarda kadınların taraf olduğu dava sonuçlarına bakıyoruz, suç isnat edilen kişi bütün delileri ile o suçu yapmadığını ispat ettiği halde, devlet kurumlarından alınan bütün raporlar, kamere kayıtları olduğu halde, hakim kanaati ile bütün deliller yok sayılarak, kadın beyanı esas alınarak, masum kişiye on beş, yirmi yıl gibi ağır cezalar veriliyor.

Mesela kız, şu kişi bana tecavüz etti diyor. Adli tıp ve doktor raporlarında kız bakire çıkıyor, fakat erkek on beş, yirmi yıl tecavüzden ceza alıyor. Kaç tane böyle örmek var. İnanılır gibi değil.

Ya da kız, erkek arkadaşından ayrıldıktan sonra, “şu kişi beni taciz etti” diyor fakat cep telefonu mesajları, tanıdıkların şahitlikleri, aralarında gönüllü bir durum olduğunu ya da kızın erkeği rahatsız ettiğini gösterdiği halde; çıplak fotoğraflar, videolar attığı ispat edildiği halde erkeğe beş yıl, on yıl, on beş yıl ağır cezalar verilmesi yine çok yaşanan durumlar oldu artık. Ki bu erkeklerin çoğunun da devletin çocuk kabul ettiği 18 yaş altında olmalarına rağmen haksız yere ağır cezalar verilmesi ayrı bir tutarsızlık. Göz göre göre adaletin katli.

Evet kanunlarınız da çok hatalar var. Evet 6284 mutlaka kaldırılmalı fakat 6284 de hakimlere yargılama safhasında delilere bakmadan hatta delileri görmezden gelerek, delillerin aksine, bu kadar ağır ceza verme hakkı vermiyor.

Kadın karşısında erkeklerin savunması ve delilleri işe yaramayacaksa o zaman olay hiç mahkemeye yansımasın. Tek bir ceza süreci belli olsun, mesela cinsel istismar yaptığı iddia edilen erkekler yargılanmadan doğrudan yirmi yıl ağır ceza ile  hapse atılsın. Şu anki uygulamaların çoğu bunu gösteriyor.

Şimdi gelelim masum olduğu belli olan kişilere, bütün delilleri, adil tıp raporlarını bile görmezden gelerek ağır cezalar veren hakimlere. Kanun onlardan bu cezaları vermesini istemiyor ama onlar bu cezaları veriyorlar. Neden olabilir???

Feminist kadın lobisinin yargı üzerinde baskısı var, hakimler kadınların korkusu ile böyle ağır cezalar veriyorlar desek, ülkedeki bütün davaları feministler takip ediyor değiller. Onların takip ettiği davalar sınırlı sonuçta. Ayrıca kadın lobisinin korkusu bile olsa bu durum hakimin haksız kararlar vermesinin haklı sebebi olamaz. Bu bir zulümdür. Her zalim de bir gün muhakkak cezasını çeker.

Bu durumda benim aklıma gelen tek şey yargının henüz FETÖ den temizlenmemiş olması. Yıllar önce FETÖ cü mevki sahibi birinden bizzat duymuştum “hakim ve savcıların çoğu bizim adamımız” diye. Yargının en az yüzde seksenini ele geçirmişlerdi.

On beş temmuz darbe girişiminden sonra bütün kurumlarda olduğu gibi yargı da temizlenmeye çalışılsa da haksız yere insan kıyımı sayılacak mahkeme kararlarına bakarak yeterince başarılı olunmamış gibi görünüyor. Çünkü asker, yargı ve emniyet mensupları kendilerini çok iyi gizlemeyi başarmışlardı.

Yargıda yapılan temizlik elbette kendini iyi gizleyenlerin hepsine ulaşılmasını mümkün kılmamıştır. Yargıda yüksek mahkeme üyeleri de dahil, FETÖ yüzde seksenden yüzde yirmi beşe düşmüş olsa bile bu şu demektir: Dört hakim ya da savcıdan biri FETÖ’cü. Bu ülke adına çok büyük tehlike.

FETÖ cü hakimlerin cinsel istismar bahanesi ile delil ve belgeleri yok sayarak, suçsuz insanlara ağır cezalar vermesi, ülkede kaos çıkarmaya çalışmaları, tankla tüfekle durduramadıkları erkekleri, kanunla ezip onları ve ailelerini devletine düşman haline getirmeye çalışmaları çok açık görülüyor. Böyle giderse ülkede güven ortamı kalmayacak. Erkeklerle kadınları birbirine düşman haline getiriyorlar.

Cinsel istismar iftirası ile bütün delil ve şahitlerine rağmen ceza verilen mağdurların aileleri bu kararları veren hakimlerin FETÖ ile bağlantısının olup olmadığının araştırılması için gerekli kurumlara başvuruda bulunsunlar.

Belki böylece yargıda kendini gizleyen FETÖ’cüler de temizlenmiş olur.

Ak Parti de bir an önce geçmiş yıllarda içlerine sinen FETÖ’cülerin oyununa gelerek imza attıkları İstanbul Sözleşmesini ve 6284 nolu kanunu kaldırsınlar.

Partinin isminde yer alan “Adalet” i yerine getirmek için son hızla harekete geçsinler. Yoksa suçsuz yere cinsel şiddet iftirası ile cezaevine doldurulan gençlerin, aile babalarının ve onların gözü yaşlı yakınlarının, bu mazlumların bedduası herkese ve en ağır olarak da sebep olanlara dokunur.

Haksız yere verilen bu cezalar FETÖ kumpasına benziyor. Yetkililer bu cezaları veren hakimleri araştırsınlar. Ailelerin bilgileri bende mevcut. Aileler de gerekli yerlere FETÖ soruşturması kapsamında şikayette bulunsunlar.

Sema Maraşlı

ÇocukAile sitemizde yayınlanan cinsel istismar iftirası ile mağdur ailelerin mektupları.

Delillerin İşe Yaramadığı Adalet Sistemi

http://www.cocukaile.net/delillerin-ise-yaramadigi-adalet-sistemi/

Erkeklere Suç Olan Kızlara Neden Suç Değil

http://www.cocukaile.net/erkeklere-suc-olan-kizlara-neden-suc-degil/

Erkeğe Ceza Verin Olay Kapansın

http://www.cocukaile.net/erkege-ceza-verin-olay-kapansin/

Adalet Sadece Kadınlar mı Doğru Söyler Diyor

http://www.cocukaile.net/adalet-sadece-kadinlar-mi-dogru-soyler-diyor/

Günümüzün Modası Cinsel İstismar İftirası

http://www.cocukaile.net/gunumuzun-modasi-cinsel-istismar-iftirasi/

Erkeklere Kurulan Tuzaklar

http://www.cocukaile.net/erkeklere-kurulan-tuzaklar-6284-2/

Beyanı Esas Olan Kızların Hali

http://www.cocukaile.net/beyani-esas-olan-bir-kisim-kizlarin-hali/

Yargıya Nasıl Güveneceğiz?

http://www.cocukaile.net/yargiya-nasil-guvenecegiz/

Kız Çocuklarını Satmanın Yeni Kapısı

http://www.cocukaile.net/6284-kiz-cocuklarini-satmanin-yeni-kapisi/

İmamlara Kurulan Tuzaklar

http://www.cocukaile.net/imamlara-kurulan-tuzaklar/

 

adminadmin