Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 10-06-2017 08:30   Güncelleme : 10-06-2017 08:30

Yaz kızım!

Yaz kızım, yaz geldi. Geçen gün 3 yaşındaki kızım, bana bütün masumiyeti ile “ baba yaz geldi mi” “bana ne getirecek” diye bütün ruhumu tebessüme getiren bir soru sorduğunda vermiştim bu cevabı.

Yaz kızım!

Neler getirmedi ki! dedim. Kasvetli karabulutların yerine pırıl pırıl neşe ve sıcaklık veren güneşi getirdi. Yemyeşil ağaçları, çiçeklenmiş kırları ve bol sulu meyveleri, gürül gürül akan dereleri getirdi. Sizleri bilmem, ama yaz ayları benim için hep canlılık ve mutlulukla eş anlamlı olmuştur. Sanki kışın hastaymışım da baharın ve yazın gelişiyle iyileşmişim, canlanmışım gibi. Tabiatta öyle değil mi? Kışın ölü gibi görünen ağaçlar, bitkiler, saklanan böcekler, uyuyan hayvanlar yaz gelince şöyle bir silkinir ve uyanırlar. Bir koşuşturmaca ve hayat başlar. Vücudumuzdaki bütün hücreler de aynen böyledir, demek isterdim, ama değil. Bu nedenle bu yazımda sizlere yaz aylarına özel beslenmeden ve günlük hayatımızı nasıl daha sağlıklı bir çerçevede tutacağımızdan bahsetmek istiyorum.

Kış aylarında bizim tersimize oldukça hızlı olan metabolizmamız yaz aylarında yavaşlamaya başlıyor ilginç olarak. Yani aslında vücudumuz işini biliyor. Ne diyelim,  yaratan güzel yaratmış. Kışın soğuğa karşı ısınabilmek için daha fazla enerjiye ihtiyacı olduğundan metabolizma hızını arttırırken yazın ise artan dış ortam ısısı nedeniyle metabolizmayı yavaşlatarak vücudu soğutmaya çalışmaktadır. İşte bu nedenle yaz aylarında kış aylarının tersine olarak daha hafif, az yağlı, bol sebzeli, bol sulu ve meyveli bir beslenme şekli yerinde olacaktır. Burada ayarına dikkat edeceğimiz gıda meyvelerdir. Çünkü bir kısmı, özellikle kavun, karpuz, kayısı, incir, üzüm, mango gibi meyveler oldukça fazla şeker içerir. Ayarını kaçırdığımız takdirde sonuç size fazla kilo olarak dönebilir. Sebzeler kısmında çok daha fazla serbest davranabiliriz. Üç – dört öğün bolca tüketebiliriz. Hatta taze sıkılmış sebze ve içine karıştıracağınız az miktarda meyve suları da oldukça sağlıklı olacaktır. Aralarda yine en az iki litre su, mutlaka tüketilmesi gerekenlerden... Her türlü et ve et ürünleri tüketimini de aza indirirsek yaz ayları bizi kışa hazırlayan bir detoks ( vücuttan zehirli maddelerin atıldığı) mevsimi olacaktır.

Bu arada güneşe de dikkat! O neşe ve sıcaklık kaynağımız olan canım güneş, eğer saatlerine dikkat edilmezse fena halde üzebilir. Sabah 10 ile öğleden sonra 15 saatleri arası mümkün olduğunca güneşe çıkmıyor, eğer mecbur isek de mutlaka şapka, şemsiye, güneş kremi ve güneş gözlüğü, gibi koruyucular kullanarak çıkıyoruz. Vücudumuzun ihtiyacı olan D vitamini sentezi için bu saatlerin dışındaki güneş ışınlarından 15-20 dakika gibi kısa bir süre faydalanmak sağlığımızı korumak açısından faydalı olacaktır. Yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmak için yapacağımız yüzme, yürüyüş ve diğer spor aktiviteleri de yine bu saatler dışında yapılmalıdır.

Neşeli ve sağlıklı bir yaz geçirmeniz dileklerimle…

Saadettin BAYÇELEBİ

adminadmin