Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 25-03-2017 08:45   Güncelleme : 25-03-2017 08:45

Yeni Çalışma Biçimleri

20. Yüzyılın son çeyreğinde, ulaşım ve haberleşme teknolojileri başta olmak üzere birçok alanda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Otomasyon, robot teknolojisi ve yeni teknolojilerin üretim faaliyetlerine uygulanmasıyla birlikte hem mal ve hizmetler çeşitlenmiş hem de bunların maliyetleri önemli ölçüde düşmüştür.

Yeni Çalışma Biçimleri

Serbest piyasa ekonomisi politikalarının, başta serbest ve özgürlükçü ülkeler olmak üzere çok sayıda toplum tarafından benimsenmeye başlaması, dünyada serbest ticaretini arttırmıştır. Küreselleşme yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş üretim ve ticaret konusunda bütün ezberlerin bozulmasına yol açmıştır.

Gerek yasal düzenlemelerle gerekse toplu iş sözleşmeleriyle çalışma sürelerinin esnekliği giderek artmış, işyerine yeni işçi almaksızın iş süreleri daha verimli bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Esnek zamanlı çalışma, vardiyalı çalışma, sıkıştırılmış çalışma haftası, çağrı üzerine çalışma ve part-time çalışma gibi esnek çalışma şekilleri ile çalışma sürelerinin değişkenliği kolaylıkla temin edilmeye başlanmıştır.  

Küresel rekabet olarak ifade edilen bu yeni ekonomik ortamda, ister yerel ölçekte faaliyet gösteren işletmelerde isterse küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalarda olsun tüketici ihtiyaçları şu hususları ortaya çıkarmıştır: 

1.Müşteri isteklerini göz önünde tutmak.

2.Müşteri tatminini sağlamak.

3.Kaliteli ve düşük maliyetli ürünleri üretmek.

4.Müşterinin istediği zamanda ve yerde, hızlı bir biçimde hizmet sunmak.

Ancak bu ve benzeri tedbirleri alabilen işletmeler ayakta kalabilmekte ve bu şekilde hizmet üreten firmalar başarılı olabilmektedirler. Çalışma biçimlerinin son dönemde büyük bir gelişme gösterdiği, esnek çalışma ilişkileri ve sanal şirketlerin bu yeni devrin önemli unsurları arasında olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Çalışma biçimlerinin gelişmesi ile ilgili olarak gelecekte farklı uygulamalarla karşılaşılacağı daha fazla dile getirilmektedir. Özellikle robot endüstrisinin her geçen gün daha fazla bir oranda üretime katılması ile birlikte hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı apaçık görülmektedir.

Eğitim, sadece özgürlük ve hürriyetlerin değil; aynı zamanda iyi eğitimli işgücünün yani katma değeri yüksek işler çıkaran beşeri kaynağın da temelidir. Günümüzde ortalama şirket büyüklüğü ve boyutları gittikçe küçülme eğilimi göstermekte ve çalıştırılan personel sayısı azalmaktadır. Küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ’ler) yerlerini küçük işletmelere bırakmaktadır (Kİ)

Geleneksel hiyerarşik organizasyon yapısı, yerini uzmanlardan oluşmuş çalışma gruplarını katılımcı bir ortamda çalıştırabilen kurumsal yapılara terk etmektedir. Burada sahiplik yani malikiyet ön plana çıkmakta insanlar ücretli çalışma yerine ortak ve hissedar olarak çalışmayı tercih etmektedirler.

Teknisyen sınıfındaki çalışanlar arasında da robot kullanımı klasik işçilerinin önüne geçmekte her geçen gün artan sayıda makinalar insanların yerini almaktadır. Adeta çalışma kavramı yeniden tanımlanmakta ve sürekli bir değişim ve eğitim ihtiyacı doğmaktadır.

Çalışan kişinin ücret ya da bir başka ödeme karşılığı olmaksızın çalışmasında bu güne kadar beş farklı durum söz konusu olmuştur:

Birinci durumda kişi kendisinin veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, bir başkasına bağımlı olmaksızın çalışmaktır. Diğer bir deyişle kişi, tarlasını sürerken ya da avlanırken kendisinin veya ailesinin hayatta kalabilmesi ya da bu çabayı gösteren diğer aile fertlerine yardımcı olmak için emek sarf etmektedir. Burada malikiyet söz konusudur.

İkinci durumda kişi “köle” olarak çalışmaktadır. Eski çağlarda yaygın olan bu uygulamaya göre kişi emek-gücü nedeni ile alınıp satılabilmektedir. Köle olarak çalışan kişinin temel varlık nedeni; sahibi yararına üretim yapabilmesidir. Bunun karşılığında da ancak hayatta kalacak kadar yiyeceğe hak kazanmaktadır.

Üçüncü durumda kişi feodal düzende çalışan bir “serf” olarak ortaya çıkmaktadır. Burada toprağın sahibi adına çalışma söz konusudur. Üretim, toprağın sahibi ile bölüşülmektedir.

Dördüncü durum, “hobi” olarak adlandırılabilecek çalışmadır. Kişi kendisini tatmin etmek üzere yemek pişirmek, resim yapmak, çiçek yetiştirmek gibi çeşitli uğraşlarda bulunmaktadır. Para kazanma amacı ikinci plandadır.

Beşinci durumda ise kişinin ücret ya da gelir karşılığı, bir başkası için çalıştığı durumdur. Yani klasik ücretli sistem. Günümüzde bu usul % 90 oranında yaygın olup özellikle Batı ülkelerinin çalışma şeklidir. ABD ve Avrupa’nın ekonomik kaygılarının ve temek iktisadi sorunlarının temelinde bu hastalık yatmaktadır. Gelişime geç ayak uydurduklarından dolayı köhne bir ücretli sisteme mahkûm olmuşlardır.

Kabaca tasnife tutulan bu beş tip çalışmada, ilk dördünün ücret karşılığı olmadığı gerekçesi ile beşinciden kesin çizgilerle ayrıldığı iddia edilebilir. Ancak aralarında farklar vardır. Her bir çalışma yöntemi bir devre adını verebilmektedir.

Bağımsız çalışmanın erdemi hakkında ücret karşılığı olmaksızın yapılan çalışmayı “Amerika’da çiftçileri yüceltmek”  başlığı ile yayınlanmış bir makalede şöyle deniliyordu: “ABD’de çiftçiler; kimseye karşı yüzsuyu dökmeyen, kendi kendine yetinen bağımsız bir sınıftı. Çünkü onlar ne geçimleri ne de düşünceleri bakımından başkalarına bağımlıydılar. Kendi çiftliklerini elinde tutuyor ve işletiyorlardı”. Fakat şimdilerde bu düşünceden uzaklaşmış tüketici toplumu tuzağına düşerek gerileyip yok olma sürecine girmişlerdir.

Malikiyet ve serbestlik devri adını verilen 20-30 yıl sonrasının dünyasında ise ABD’li çiftçiler gibi kendiişlerinin sahibi olma keyfiyeti ön plana çıkacaktır. Bu devirde insanlar hürriyet ve özgürlük konusunda çok daha emin ve güçlü bir tavır sergileyebilmekle birlikte kendiişlerinin sahibi olarak çok daha verimli ve güçlü olacaklardır. Ücretli sömürü düzeninin son bulması ise yakındır, vesselam…

Vehbi kARA

adminadmin