Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 22-10-2016 09:17   Güncelleme : 22-10-2016 09:17

Yeniden Efendi Olmak

Tarihimize baktığımız zaman her zamanda ve mekânda daima avcı bir millet olduğumuzu görebiliriz.

Yeniden Efendi Olmak

 Bunun sırrı da kanımca diğer hiçbir millete eyvallahımızın olmamasıydı. Hep kendi yağımızla kavrulduk. Kendi emeğimizle geçindik. Ektik biçtik. Tabii zaman akıp gitti asır başkalaştı. Dünyaya ve dünyalıklara talebimiz arttı. Başkalarını taklit ede ede kendi yürüyüşümüzü bile unuttuk. Avcı iken av olduk. Kimse kızmasın. Bugün eğer yediklerimizin içinde neler olduğuna aldırmıyorsak, sigara bağımlısıysak, hastaysak, darbeler yaşıyorsak, şişmansak biz av olmuşuz demektir. Şimdiler de savaş eskisi gibi meydanlarda mertçe göğüs göğse yapılmıyor. Artık daha adice ve şeytani planlarla yapılıyor. Düşman hiç ummadığınız yerlerden saldırıyor. Bu konuya daha önceki yazılarımda değinmiştim. Şimdi demem o ki: Biz böyle değildik.

Geçen günlerde bir televizyon programı izliyordum. Ünlü bitki uzmanlarından biri konuşuyordu. Çok doğru ve yerinde bulduğum bir laf etti. “Artık kendimize dönelim, köyümüze dönelim, yeniden kendimiz üretip sadece kendi ürettiklerimi tüketelim” dedi. Aynen katılıyorum. Bunu bulduğum ilk fırsatta kendim de yapacağım inşallah. Yapılacak o kadar çok iş var ki. Biz istedikten ve azmettikten sonra hangi çılgın ve azgın bize zincir vuracakmış şaşarım? Çevremizi dört bir yandan kuşatan çakallara, hainlere meydan vermeyelim. Neymiş Türk fındığında aflatoksin varmış. Şimdiye kadar yoktu da şimdi mi çıktı demek lazım. Çıkası gözlerini ülkemize dikmişler, çünkü o kadar çok zenginliklerimiz var ki bizi yüzyıllarca idare eder. Yeter ki farkına varıp, birbirimize kenetlenip, kardeşlik ruhu içinde, arabozuculara meydan vermeden değerlendirmesini bilelim. Fikrimiz zikrimiz farklı olabilir, ama eleştirimiz bile yapıcı olsun. Birbirimizi yıpratmayalım. Ortak amacımız ülkemizin ve milletimizin ve emanetlerimizin bekası olsun.

Bizim çok değerli topraklarımız var. Atalarımızdan emanet. Onunla neler yapılmaz ki:

  • Organik ve ya doğal tarım
  • Organik veya doğal hayvancılık
  • Yerli tohum üretimi
  • Organik veya doğal tavukçuluk
  • Organik ve ya doğal süt ürünleri

Bunlar aklıma gelenler, daha birçok seçenek vardır. İster ticaret boyutunda ister sadece aileniz için olsun bir yerden başlamak lazım. Beton yerine toprağa basalım, belki şu meşhur streslerimiz, depresyonlarımız bizi terk eder. Parfüm yerine toprak kokan havayı koklayalım belki alerjilerimizden kurtuluruz. Hayatımızı, eşyalarımızı, isteklerimizi sadeleştirip basitleştirelim belki sevdiklerimize daha fazla zamanımız kalır. Paylaşalım, etrafımızın farkında olalım, belki o zaman daha az dilencimiz olur. Olumsuzlukları değil olumlu haberleri konuşalım belki o zaman daha enerjik oluruz. Uyanık olalım, aldanmayalım, araştıralım, uzmanına soralım belki o zaman daha sağlıklı oluruz. Elbette ecel birdir değişmez, Allah’tan gelen baş göz üstüne, ancak bizim bir de doğru yaşamak gibi bir vazifemiz var. Yani demem o ki: Biz böyle değildik.

Hadi gelin köyümüze geri dönelim. Yeniden efendi olalım.

Saadettin BAYÇELEBİ

 
adminadmin