Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 11-04-2019 12:23   Güncelleme : 11-04-2019 12:23

Yeryüzünün hakkını vermeden gökyüzüne el açmak!

Yeryüzünün hakkını vermeden gökyüzüne el açmak!

Hepimizin “ortak” sıkıntısı olduğuna inandığım konuları gündemimize taşıyıp kuracağımız bir tefekkür sofrası ile nefsimizi imamlıktan azat ederek gönlümüzdekilerle hesaba oturup, vicdanımızın karşısına iki büklüm mahcup bir eda ile dikilelim istiyorum bugünkü yazımda.

Ama gecenin bir yarısına kadar tv/internet başında vakit öldürerek uykuya kurban ettiğimiz, ne söylediğimizi bile anlamadan sırf ‘borç’ niyetiyle kıldığımız sabah namazlarımızı; ömrümüzü temizleyecek zekâtımızı“ihtiyacından fazlasını geçtik”asgarisini bile vermemek için kırk takla attığımız pespaye tavrımızı;  bırak iftar vaktine kadar sabretmeyi uykudan uyanır uyanmaz bir gıybete veya haram bir nazara feda ettiğimiz oruçlarımızı;  yazık ki ruhundan bihaber olduğumuz kelime-i şehadetimizi;  kapı komşumuz açlıktan kıvranırken, akraba(ları)mız bankalara kölelik yaparken turistik bir gezi haline getirdiğimiz umremizi;  “yemeğinizin kokusuyla dahi komşunuza eza etmeyiniz” Nebevi ikazına rağmen aç, yoksul, yaşlı, hasta, gebe düşünmeden envai çeşit sofralarımızı sergilediğimiz sosyal medya hesaplarımızı; tevazu peçeli kibrimizi, bizi yiyip bitiren hırsımızı, ihlas libaslı riyamızı, paçalarımızdan din akarken(!) ahlaktan nasipsizliğimizi itiraf ederek.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

adminadmin