Türkiye
Giriş Tarihi : 18-12-2015 12:01   Güncelleme : 18-12-2015 12:01

Yılın Sonu, Noel veya Hz. İsa Ne Zaman Doğdu?

Yılın sonu yaklaşıyor

Yılın Sonu, Noel veya Hz. İsa Ne Zaman Doğdu?
Yılın sonu yaklaşıyor... Yine caddelerde, sokaklarda, televizyon ekranlarında, sosyal medyada ve benzeri yer ve mekanlarda, yılın sonu için yapılacak etkinlikleri değil de yılbaşı kutlamaları adı altında yapılacak bazı etkinlikleri veya mağaza vitrinlerinde değişik süslemeleri göreceğiz gibi. Bazılarımız "la havle" çekerek geçip gidecek, Müslüman mahallesindeki bu salyangoz satışına... Bazılarımız ise şimdiden başladı yeni yıl eğlencesi hazırlıklarına... Malumdur, daha ilkokuldan itibaren hepimize öğretilmiştir. 1 Ocak kullanmış olduğumuz miladî takvimin başlangıcıdır. Esasında ülkemizde 1925'e kadar bu takvim kullanılmazdı. 1925 tarihine kadar kullanılan iki takvim birden vardı aslında. Genelde dinî meselelerin düzenlendiği Hicrî takvim ki, Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye olan hicretini milat kabul eden ve ayın hareketlerine göre düzenlenmiş bir takvim ile yine Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicretini milat kabul eden fakat dünyanın güneş etrafındaki dönüşünü esas alan Rumî Takvim. 26 Aralık 1925 tarihinde “Günün 24 Saate Taksimine Dair Kanun” kabul edilerek güneşin batışının günün sonu oluşu kaldırılarak günün bitimi Avrupa'da olduğu gibi gece yarısı 24.00'de endekslenmiştir. (O nedenle hala yaşlılarımız Perşembe gününü Cuma gününe bağlayan geceye Cuma gecesi derler.) Ayrıca aynı gün yapılan düzenlemeyle miladî takvime (Gregoryan Takvimi) geçilmiştir. Böylelikle 1926 yılı itibarıyla 1 Ocak yılbaşı olarak kabul görmeye başlamıştır. Yıllar içerisinde bu takvim halk arasında da kanıksanmış ve 1 Ocak tarihinin yılın başlangıcı olduğu kabulü toplumun da kabulü haline gelmiştir. İlkokuldan itibaren bize öğretilen diğer bir bilgi de miladî takvimin başlangıcının Hz. İsa'nın doğumu olduğudur. Bu bilgi maalesef yanlış bir bilgidir. Bilindiği gibi tüm Hıristiyan dünya, kendi inançlarına göre "Tanrı'nın Oğlu" olan ve kendisi de haliyle Tanrı olan İsa'nın doğumunu kutlar. Esasında Hıristiyanlar içerisinde de "Tanrı İsa"'nın doğum tarihi konusunda bir birliktelik yoktur. Bazı Hıristiyan gruplar "Tanrı İsa"'nın doğumunu 25 Aralık olarak kabul ederken, özellikle Doğu Kiliselerine mensup bazı Hıristiyan gruplar ise "Tanrı İsa"'nın doğumunu 6 Ocak olarak kabul ederler. Hıristiyanlar arasında "Doğuş Bayramı veya Milat Yortusu" gibi bazı isimlendirmelerle de kutlanan, daha meşhur olan şekliyle "Noel" kutlamaları o nedenle Hıristiyan dünyada biraz uzun sürmektedir. Bu farkın sebebi esasında "Jülyen Takvimi" ve "Gregoryan Takvimi" arasında bulunan 11 günlük sapmadır. Yani, esasında 1 Ocak hiçbir Hıristiyan gruba göre Hz. İsa'nın doğum günü değildir. 1 Ocak Hıristiyan gruplar arasındaki anlaşmazlığı biraz olsun gidermek için iki takvim arasındaki farkın ortasını bulma çabası gibi görünmektedir. Gelelim şimdi bizim inancımıza... Hz. İsa'nın doğumuyla ilgili Kur'an-ı Kerim bir tarih vermekte midir? Tabi ki, Kur'an-ı Kerim'de Hz. İsa'nın ne zaman doğduğuyla ilgili net bir tarih bulmak mümkün değildir. Fakat Hz. İsa'nın ne zaman doğduğuna dair Meryem Suresi'nden bazı çıkarımlar yapmak hiçte zor görünmüyor. Meryem Suresi'nde 22. ayetten itibaren Allah-u Teala şöyle buyuruyor. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi. 23. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!" Aşağısından (İsa yahut melek) ona şöyle seslendi: "Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir." "Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün." 26. "Ye, iç. Gözün aydın olsun!" ayette açık şekilde görüldüğü gibi yeni doğum yapmış olan Hz. Meryem'den hurma ağacının dalını silkelemesi isteniyor ve böylece de üzerine doğru dökülen taze hurmaları yemesi emrediliyor. Hz. İsa'nın doğum zamanını saptama adına burada sorulması gereken soru şu: "Hurma ağacı ne zaman meyve verir?" Hurma ağacının sıcak iklimi sevdiği ve sıcak aylarda meyve verdiği herkesin malumudur. Hz. İsa'nın doğmuş olduğu Filistin bölgesi de iklim koşulları itibarıyla Akdeniz ikliminin hakim olduğu bir yerdir. Kış ayları Akdeniz ikliminde her ne kadar ılıman geçse dahi hurmanın meyve vermesini sağlayacak kadar sıcaklık yeterli değildir. O halde Hz. İsa'nın doğumu kış ayı olmamalıdır. Yani Hz. İsa'nın kış mevsiminin ortasında yani 1 Ocak tarihinde doğduğu genel kabulü ayete göre hayli şüphelidir. Gelelim şimdi de Hıristiyanlar arasındaki Noel kutlamalarına... Hıristiyanlar arasında Noel kutlamalarında artık hindi kesme, ren geyiklerinin çektiği kızağıyla gelip Antalya'lı! Noel Baba (Aziz Nikola) tarafından getirilmesi beklenen hediyeler ve çam ağacı süsleme gibi bazı uygulamalar dinî bir ritüele dönüşmüş durumda. Çam ağacı süslemeyle ilgili adetin Hıristiyanlık öncesi Paganist (Putperest) inançlara ait olduğu ise artık sır değil. Ayrıca bu kutlamalar sırasında yapılan harcamalar, israf ve insanların eğlence adı altında sergiledikleri bazı olumsuz davranışlar, bu kutlamaların Hıristiyan dünyasında da bir daha gözden geçirilmesi gerektiği hakikatini ortaya koymakta. Peki, ülkemizdeki durum ne? Ülkemizde de yılbaşı eğlencesi adı altında Hıristiyanların Noel kutlamalarında yaptıkları ritüellerin büyük bir çoğunluğu kendini Müslüman olarak vasıflandıran halkımızın bir kısmı tarafından da uygulanmakta. Birçok mağaza ve alışveriş merkezinde yılbaşı için özel süslemeleri görmek mümkün olduğu gibi aynı zamanda kırmızı elbiseler içinde takma sakalıyla "hoh hoh hooo" diye naralar atarak ortalıkta dolaşanları maalesef artık ülkemizde de görmek mümkün. Ayrıca Roma İmparatorluğunun Hıristiyanlık öncesi Paganist (Putperest) inançlarında ölümsüzlüğün sembolü olarak gördükleri çam ağacı figürünü değişik süslerle cazip hale getirme telaşı hepimizin malumu artık. Yine özellikle yılbaşı gecesinde hindi yemeyi maharet bilme de diğer bir taklitçilik örneği. "Peki, ne olur bu gecede Hıristiyanlar gibi eğlenceler tertip etsek, hindi kesip yesek, Noel Baba kıyafetleri içerisinde dolaşıp, çam ağaçları süslesek? Dinden mi çıkarız yani?" diyenlere de Peygamberimiz yüzyıllar evvelinden cevap veriyor aslında: "Kim bir topluluğa benzerse, o onlardandır. (Ebu Davut, 4031)" Vesselam...
adminadmin