Analiz
Giriş Tarihi : 20-11-2018 08:59   Güncelleme : 20-11-2018 08:59

Yılport Samsunspor kan kaybediyor!

Yılport Samsunspor kan kaybediyor!

Her ne kadar zirveye oynuyorsak da maalesef öyle enteresan şeyler oluyor ki; hadi gel de şimdi yazma bakalım! Bakalım da hangisine bakalım arkadaş?

Sen gidiyorsun İstanbul Sarıyer'e; 80 dakika 1- 0 öndesin, gel 87. dakikada, orak biçer gibi adam kapsın topu; vursun topa ve o da Samsunspor ağlarına nişane olsun!

Off, aklım almıyor arkadaş. Tamam, güzel ve istekli oyuna sözüm yok ama bu isteği, bu oyunu maçın 90 dakikalık süreye, hatta 90+ ya taşıyamadıktan sonra; istediğin kadar iyi oyna adam toplar puanları gider. Gitti de zaten!

Maçı internette, AKS TV'den izledim. Hatta bakın o gün; bir söz yazarı olarak; Samsun AKM'deki Sanat Müziği Konserine bile gitmedim. Hatta, eşim ve kızım arabamızla Samsun'a giderken bana "Hadi " dediler, inanın onlarla bile gitmedim. Niçin, çünkü bir haftadır kendimi bu önemli maça odaklamıştım.

Odaklanmaktan da öteye; artık gece rüyalarıma bile bu maç giriyordu. Maçı izlemeye başladım. Yanıma da küçük dip notları tutmak için kalem, kağıt hazırladım. Ben sizlere bazı spor köşe yazarları gibi maçı anlatmayacağım. Sadece bu maçın artıları ve eksilerini yorumlamaya çalışacağım.

İlk yorumum ve artım; oyunun iyi başlangıcını yapan Yılport Samsunspor' a. Hatta daha maçın ilk 20 dakikasında, içimdeki ses " Biz bu maçı alırız, gol de atarız " diyordu ve ilk golü de Savaş'ın nefis kafa golüyle bulmuştuk.

Hele hele 1 gol yiyen kalecimiz Ahmet' e hiç kimse kusur bulamaz. O, öyle mutlak goller önledi ki; sadece tek kelimeyle " Bravo Ahmet " denilebilir. Adam daha ne yapsın arkadaş; eliyle, ayağıyla ve tüm vücuduyla, aklını kullanarak Samsunspor'un fark yemesini önleyen oyuncumuzdu.

İlk yarıdaki ve 80. dakikaya kadar paslaşmalar ve golü düşünen ataklar genelde iyi ve bir başka artısıydı maçın. Ancak, hocamız Taner beyin; takımın boyunu uzattık diyerek, 2 golcümüzü de oyundan alması hoş olmadı, doğru da olmadı bence.

Yine bence takımda değişikliğe gitmeye gerek de yoktu. Zaten ne olduysa o değişikliklerden sonra oldu. Bir türlü son 10 dakikada gardımızı iyi alamadık ve kendi oyuncumuza çarpan toptan beraberlik golünü 87. dakikada yedik. Yedik de işte bu golü biz de gururumuza yediremedik.

İşte bunlar da bizim eksilerimizden yalnız birkaç tanesi.  Oysa, 3 dakika + 5 dakika da uzatma diyelim toplam 8 dakikada 2. golü bulamadık. Uğraştık, didindik ama olmadı. Üstelik rakip de 10kişi kalmışken.

Şimdi hesaplar yine karıştı. Halbuki Sarıyer maçının alabilseydik, aramızdaki puan farkı 1' e inecekti. İnemedi ama kalbimize indi! Gelecek hafta Sarıyer deplasmanda ligin bir başka güçlü takımı Keçiörengücü ile oynarken; biz de yine bu ligin güçlü bir başka takımı Hacettepe ile sahamızda oynayacağız.

Hacettepe de taş gibi bir takım. Gittikçe üst sıralara doğru yavaş yavaş tırmanmaya başladı ve karşılaştığı rakibi Bayrampaşa'yı 6-1 gibi farklı mağlup etti. Görülüyor ki bu ligde her takım her takımı yenebilir. Bu ligin havası ve yapısı bambaşka, o yüzden çok dikkatli olmak gerekiyor.

Bu arada şimdi hatırladım; önemli bir eksi daha: Arkadaş, bu Bahattin olsun Kubilay olsun gerçekten iyi futbolcular da ne yazık ki kale önünde veya kaleye yakınken; bir türlü özellikle sol tarafta oynayan takım arkadaşlarına gol pası atmak yerine, kendileri gol atmaya odaklanınca işte böyle hüzünlü sonuçlar da olabiliyor.

Lütfen, bencil olmayalım. Futbol; malumunuz bir ekip, bir takım oyunu. Burada asıl ve en önemli konu; takımın başarısıdır yoksa böyle bencillik yapan oyuncular; ne kadar ünlü ve klas oyuncu da olsa, bir gün arzu etmedikleri olumsuz durumlarla karşılaşabilirler. " Ben " değil, "Biz " merkezli bir oyun anlayışı olmalı oyuncuda.

Son olarak, bu kadar vefalı taraftarlarımıza daha fazla acı çektirmeyin. Kaldırın başınızı ve daima dik duruş gösterip; liderliğe, zirveye yakışır bir takım görünümünde olun.

Haftaya sahamızda kesinlikle beraberlik ve Allah korusun mağlubiyet görmek, yaşamak istemiyoruz. Ona göre! Başarılar.

Oktay ZERRİN

 

 

adminadmin