Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 18-03-2018 09:34   Güncelleme : 18-03-2018 09:34

Yobazlık nefsi müdafaadır!

Yobazlık nefsi müdafaadır!

Akıl, ruh ve beden sıhhatimiz, şiddetli taciz atışlarıyla karşı karşıya…

Sahip olduğumuz, muhafaza etmeye çalıştığımız her değerimize hücum ediyorlar.

Az biraz gıkımızı çıkarttığımızda, çağa ayak uyduramamakla, aklımızı kullanamamakla, gericilik veyahut yobazlıkla suçluyorlar.

"Yobazlık, Şarkın nefis müdafaasıdır. Yobaz, samimiyet, yobaz kendini bir nassa hapseden idrak; bir nassa yani sonsuza. Yobaza düşmanlık, tarihe düşmanlık. Yobaz biziz, en güzel taraflarımızla biz…”

Tırnak içine almış olmamdan anlayacağınız gibi bu söz bana ait değildir.

Neyse ki bana ait değil, Cemil Meriç’indir…

Şimdi bana ‘Ne saçmalıyor bu adam’ diye saldıramayacaklarına göre, ‘Ovvvv!, Cemil Meriç mi söylemiş bunu, hımmm’ mırıltılarıyla geri dönüp bir kere daha okumak zorunda kalacaklar.

Evet, şükür ki yobazız; geleneğimize sahip çıktığımız, Ehl-i Sünnet müdafaası yaptığımız, Hadis inkârcılığını reddettiğimiz için yobazız!

Hatırlarsanız bir zamanlar ‘Gayya kutusu’ diyerek evlerine televizyon almayan Müslümanlar vardı.

Sözde muasır medeniyetler seviyesini ıskalayan bu insanları yıllar yılı gerici, yobaz diye yaftaladılar.

Sonra batı umuru görmüş bazı psikolog ve sosyologlar da televizyona ‘aptal kutusu’ demeye başlayınca yobazların savunmada oldukları fark edilir hale geldi.

Televizyona, modern ve karma eğitim sistemine, laik hayat tarzına karşı çıkanları ‘yobaz’ diye işaretleyip sosyal hayatın dışına attılar.

Neden mi?

Yobazlıktan bir tüketim toplumu çıkmaz da ondan!

Aptal kutusu reklamların esiri olup İsraf etmezler, boş vakitleri yoktur ki tüketim tanrılarının tapınakları AVM’lerde koşuştursunlar.

‘Tereyağında ve köy yumurtasında kolesterol var’ denilse de çiftlik yumurtası ve margarin ‘tüketmemekte’ ısrar ederler.

Diş fırçası ve diş macunu yerine, bu çağda misvak kullanmakta inat ederler.

Koskoca Kozmetik sektörünü ellerinin tersiyle iterek, kolonyada hatta gül suyunda ayak diretirler.

Evlatları ‘cool’ olarak değil, kul’ olarak hayatlarını devam ettirsin diye gayret sarf ederler.

Evet, yobazlık nefsi bir müdafaadır; Akıl, beden ve ruh sağlığının müdafaası.

Beden sağlığımızı yok etmek için;

Kadim ve bereketli nimetlerimiz üzerinde denemedikleri kimyevi çalışma kalmadı.

Buğdayın, mısırın, pirincin genetiğiyle oynadılar.

Bugünlerde “Ekmek yemeyin!” diyen Canan Karatay’ı da hedef alıyorlar.

Neymiş, Canan Hanım, “fıstık yiyin, fıstık gibi olun” demiş.

Haklı olduğunu bildikleri için meseleyi karikatürize ederek işi boğuntuya getirmeye çalışıyorlar.

Akıl sağlımızı yok etmek için;

Matematik, coğrafya, tarih, din ve dil başta olmak üzere bütün eğitim sistemimizi perişan ettiler; tarih şuurundan azade, vatan mefhumundan bihaber, neye ve nasıl inandığı, hangi dili konuştuğu belli olmayan bir nesil ortaya çıkardılar.

Ruh sağlığımızı yok etmek için;

Kur’an-ı Kerim’i kupkuru akılcılık çölünde manalandırarak; geleneğe bağlı bütün dinî usûl ve esasları yıktılar.

Kadim tefsirleri ve hadisleri bir kenara bıraktılar.

Ayetlere kendi anlayışlarına göre şekil veriyorlar.

Ve bu vasatta, Nur Suresi - 61’i “Yakın dostlarınızın eşleriyle birlikte aynı sofrada yemek yenilebilir” diye yorumluyorlar.

Recep Yazgan

adminadmin